KAPAK
EKONOMİK
FORUM
21
i
Bu süreçte AB liderlerinin vizyonsuzluğu ve
önyargılı yaklaşımları, bizi gerekli reformları
yapma irademizden vazgeçirmesin.”
Önümüzdeki döneme ilişkin önemli bir
konunun da yeni Anayasa olduğunu, evrensel
standartlarda, AB normlarına uygun, demok-
ratik bir anayasayla yasama, yürütme ve yargı
erklerinin ahenk içinde çalışacağını ifade eden
Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Bu süreçte Meclisimize, siyasi partileri-
mize ve bütün kurumlarımıza önemli görevler
düşüyor. Türkiye’nin geriye gitmesine, kavga,
karmaşa ve belirsizlik ortamına sürüklenme-
sine izin vermeyelim. Ülkemizde, kavganın
değil huzurun, çatışmanın değil diyaloğun
hâkim olmasını sağlayalım. Demokrasiyi ve
kalkınmayı sekteye uğratacak her girişimin
de karşısında duralım. Böyle bir Türkiye için
kenetlenip, böyle bir Türkiye için, hep birlikte
daha fazla çalışalım.”
getirilmeli. Bu sayede milli sanayimiz için yeni iş ve teknoloji edinme
imkânları doğacaktır” dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, küresel finansman koşulları yü-
zünden özel sektörün kredi maliyetlerinin arttığını, bunun üstüne
bir de bankalara farklı isimler altında harç, komisyon, dosya ücreti
ödediğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Bankalara sesleniyorum, artık
bu vicdansızlığı, ‘hep bana’ anlayışını bırakın. Unutmayın, KOBİ varsa
siz varsınız” diye konuştu.
İş dünyasının yeşil pasaport isteğini dile getiren Hisarcıklıoğlu,
TOBB’un yerel kalkınma projelerinin hayata geçirilmesinde Kalkınma
Ajanslarına çok önem verdiğini, bunun için de yerel aktörlere daha
etkin rol verilmesini gerektiğini vurguladı.
HUZURUN HÂKİMOLMASINI SAĞLAYALIM
Avrupa Birliği’nin (AB), istikrar ve demokrasiyi geliştirmenin
önemli bir aracı olduğunu anımsatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,
AB’nin, hâlâ dünyanın alımgücü en gelişmiş, Türkiye’ye en yakın pazar
olduğunu, dolayısıyla ekonomik açıdan da AB sürecinin Türkiye’ye
fayda sağladığını anlattı. Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İş dünyası olarak, AB değerlerini sonuna kadar destekliyoruz.
geriledi. ABD’nin yakın gelecekte doğal gazda,
net ihracatçı olması bekleniyor. Bu gelişme
dünyadaki yatırım tercihleri dâhil her kararı
kökünden değiştirecek. Enerjide dışa bağımlı
bir ülke olarak, bu konuya odaklanmamız
gerekiyor.
•
Ülkelerarası Rekabette Girişimciliğin ana
unsur haline gelmesi: Tüm ülkeler, yenilikçi
girişimcileri kendi topraklarına çekmek için
mücadele veriyor. ABD’de, Silikon Vadisi’ndeki
girişimcilerin %52’si ABD dışında doğmuş.
Demek ki ABD geleceğe hazırlık yapıyor.
Tüm dünyadan yenilikçi girişimcileri kendine
çekiyor. İnovasyon şirketleri ABD’ye yerleşiyor.
Çok girişimci çeken, yenilikçi fikirleri elinde
tutan ülkeler, yarının kazananı olacak.
Girişimciliği cazip hale getirelim, gençleri
girişimci olmaya yönlendirelim, onlara destek
verip dünyada hak ettiğimiz yeri alalım.
•
Internetin Ekonominin Belkemiği
Haline Gelmesi: Özellikle KOBİ’ler için internet
maliyetleri düşürme ve dünyaya açılma
fırsatıdır. İnternet sayesinde her KOBİ, dağıtım
ağına muhtaç olmadan tüm dünyaya ulaşabilir.
İnegöl’ün mobilyası, Gaziantep’in baklavası,
internet üzerinden dünyaya satılıyor. İşte tek
tuşla dünya elimizin altından, bu dev pazarı
keşfedelim.
•
Tüm Dünyada Orta Sınıfın Büyümesi: Her
yıl dünyada orta sınıfa 150 milyon kişi dâhil
oluyor. Bugün orta sınıfın mevcudu takriben
2 milyar kişi. Sadece altı yıl sonra, 2020’de 3
milyara ulaşacak. Küresel orta sınıfın bugün
yaptığı harcama yılda 7 trilyon dolar. 2020’de
bu harcama üçe katlanacak ve 20 trilyon dolara
yükselecek. Bu pazarlara ulaşıp, daha fazla mal
satabilmek için sanayi politikalarımızı buna
göre gözden geçirmeliyiz.
•
Ekonomide Şehirlerin Öne Çıkması:
Büyüyen orta sınıf şehirlerde toplanıyor. Bugün
dünyanın en büyük 600 şehrinde 1,5 milyar
kişi yaşıyor. Bu şehirlerin ekonomik hacmi
dünya ekonomisinin yaklaşık yarısı. 10 yıl sonra
bu şehirlerde yaşayanların sayısı, 2 milyara
yükselecek. Üretimleri, dünya ekonomisinin,
%60’ına ulaşacak. Bunun anlamı da artık
dünyada sadece ülkeler değil, şehirler birbiriyle
rekabet ediyor. Dolayısıyla şehirlerimizin
cazibesini artırmalıyız. Bunun için şehirlerimizin
markalaşmasına, çevre duyarlılıklarının
artmasına ve “akıllı şehir” olmalarına ihtiyaç var.
m
TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
“Hedefimiz, dünya
için üretip, katma
değeri Türkiye’ye
getirmek olmalı”
dedi.