forum 247 - page 7

ekonomisi uzun dönem ortalamalarının
altında büyüyeceği, cari işlemler açığınınsa
uzun dönem ortalamaları düzeyinde seyre-
deceği yeni bir dengeye oturacakmışız gibi
görünüyor. Bu duruma hemen iyi ya da kötü
olarak bakmamalı. Gözüken durum bu. Son
iki yıldır böyleydik, önümüzdeki iki yıl da
böyle olacağı gözüküyor.
Açıklanan son büyüme rakamları, Türki-
ye ekonomisinin hedefteki %4’lük büyümeye
ulaşmak bir yana, %3’ü bile tutturmada
zorlanacağını gösteriyor.
2015 yılı için de benzer bir durum söz-
konusu. Bu yüzden uzun süre sonra ilk defa
işsizlik oranımız %10’u geçti. İlginçtir, battı
denilen Avrupa Birliği’nde de bu oran aynı.
ABD ekonomisi toparlanmaya başladık-
ça, ABD’nin para politikası normale dönüyor.
Bunun ilk etkilerini zaten döviz kurlarında
gördük. ABD faiz oranı 2015 yılında yüksel-
meye başlayınca, etkiyi daha
da yakından hissedeceğiz.
Bu olumsuz etkiyi yalnızca
biz değil, bütün gelişmekte
olan ülkeler hissedecek. Bu
noktada, ülkeler ne kadar iyi
yönetildiklerine göre birbir-
lerinden ayrılacaklar.
Cari işlemler açığımız,
beklenmedik bir piyango
gibi gelen petrol fiyatındaki
düşüşe rağmen hâlâ uzun
dönem ortalamasının altına
inmeyecek gibi duruyor. Dün-
yada toplam ihracatının en az üçte ikisi ham
petrolden oluşan 23 ülke var.
Türkiye bu 23 ülkeye yıllık toplam 50
milyar dolarlık ihracat yapıyor. Düşen petrol
bir taraftan ithalat faturamızı azaltırken,
petrol ihraç eden ülkelerin azalan geliri,
daha az ithalat, yatırım, turizm şeklinde
olumsuz etkilere de yol açabilecek.
Uzun süredir vurguluyoruz. Türkiye yapı-
sal reformlar konusunda rehavete kapıldığı,
Avrupa Birliği sürecini göz ardı ettiği için
ekonomideki yapısal sorunlara odaklanamı-
yor. Ama biz sorunları unutsak da, göz ardı
etsek de onlar yok olmuyor. Birikmeye de-
vam ediyor. Faturası daha az büyüme, daha
az istihdam, daha az refah olarak önümüze
konuyor. Atalarımızın dediği gibi, tedbirde
kusur edince takdire bahane bulmamalı.
Özetle 2015 yılı tedbirli olmayı elden
bırakmamız gereken bir yıl. Hem kamu
idaresi hem de şirketlerimiz düşük büyüme
ortamında nasıl iyi yönetim gösterebiliriz
konusunda odaklanmak durumunda.
2
014 yılını bitirip 2015 yılına başlı-
yoruz. Geride bıraktığımız 2014 yı-
lını nasıl geçirdik diye baktığımızda,
söylenebilecek en olumlu ifade vasat
bir yıl olduğudur. 2014’ün bir diğer önemli
özelliği de, 2023 hedeflerinin artık çok uza-
ğında kaldığımızın açıkça ortaya çıkmasıdır.
Eskiden Türkiye ekonomisiyle ilgili en
çok söylenen ifadelerden biri dinamik bir
ekonomi olduğumuzdu. Küresel kriz önce-
sinde yılda ortalama %6 civarında büyüyen
ekonomimiz, küresel krizin etkisiyle önce
küçülme yaşadı. Arkasında artan küresel
likiditenin hızla artması ve içerde kamu
idaresinin iç tüketime verdiği destekle hızla
toparlandık.
İki yıl üst üste %9’a yakın büyüme sağ-
landı. Ama bunun bedeli hızla artan cari açık
ve dış borç stoku oldu. Yani el parasıyla bü-
yümüştük. Bunun sürdürülmesinin zorluğu
bir tarafa, artan kırılganlık
ekonomik istikrar için ciddi
bir tehdit haline gelmişti.
Sonrasındaysa kısmen
içerde gönülsüzce alınan
tedbirler ve kısmen de ulus-
lararası likiditenin azalmaya
başlamasıyla iç tüketim ya-
vaşlatıldı. İhracattaki artışla
birlikte ekonomide dengelen-
me süreci başladı. 2014 bu
dengelemenin devam ettiği
bir sene oldu. Ama ekonomi-
deki yapısal sorunlar devam
ettiği ve yapısal reformlar bir kaç seneden
beri ötelendiğinden bu dengelenme hem
yavaş, hem yetersiz kaldı.
Küresel kriz öncesinde Türkiye ekonomi-
si bir puan büyürken, cari açık da yaklaşık
bir puanın altında gerçekleşiyordu. Küresel
kriz sonrasında bu tablo daha da bozuldu.
Şimdi cari açığa karşı sağlanan büyüme oranı
yarıya düştü. Yani iki açık veriyorsak, ancak
bir büyüyebiliyoruz.
Neden böyle oluyor? Gayet basit bir ne-
denle. Bizim yurt içi tasarruf oranımız az ve
artmak bir yana azalmaya da devam ediyor.
Halen %14’lerde dolanıyor. Son 30 yılda ise
neredeyse yarı yarıya azaldı. Bu nedenle bü-
yüme için el parasına muhtaç durumda kalı-
yoruz. Bu yüzden de, uzun süre arka arkaya
yüksek oranlarda büyüyemiyoruz. Son altı
yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarda
takıldı kaldı. Yani yerimizde sayıyoruz.
2014 Türkiye ekonomisinin yeni bir
dengeye doğru gidişini gösterdi. Daha az
dinamik daha çok vasat bir denge. Türkiye
EKONOMİK
FORUM
7
i
2015 YILI TEDBİRLİ OLMAYI ELDEN
BIRAKMAMIZ GEREKEN BİR YIL.
HEM KAMU İDARESİ HEM DE
ŞİRKETLERİMİZ DÜŞÜK BÜYÜME
ORTAMINDA NASIL İYİ YÖNETİM
GÖSTEREBİLİRİZ
KONUSUNA
ODAKLANMAK DURUMUNDA.
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...132
Powered by FlippingBook