EKONOMİK
FORUM
31
i
yaptırmayan bir hastada kan şekerinin ne kadar zamandır yüksek
seyrettiğini, dolayısıyla diyabetin süresini kestirmek zor olur.
Diyabetik Retinopati’nin evreleri nasıl ilerliyor?
Diyabetik Retinopati’nin başlangıç evresinde retinadaki da-
marların geçirgenliği bozulur, kanın hem hücresel elemanları
(kanama) hem de serum kısmı (ödem) damar dışına sızmaya
başlar. Bu sızıntılar görme noktamızda olursa görmeyi bozabilir,
ama uzakta olursa tamamen sessiz de kalabilir. Bu evrede ayrıca
bölgesel damar duvarı zayıflıkları da görülür ve mikroanevrizma
olarak adlandırılır. Bu segmentlerde kolayca yırtıklar oluşabilir ve
göz jeli (vitre) içine küçük hacimli kanamalar olur. Başlangıç retina-
pati döneminde görme azlığının en önemli nedeni merkezi görme
noktasının (makula) ödemidir. Daha az önemli nedenlerinden
biri ise vitre kanamalarıdır. Görme kaybı çoğu kez derin ve tablo
dramatik olmasına karşın, ileri Diyabetik Retinopati göstergesi
değildir ve ödem tedavi edildiğinde birkaç ayda iyileşir. Tedavi için
göz içine ödem çözücü ajanlar enjekte edilir. Vitre kanamaları ise
kendiliğinden ve hiç iz bırakmadan iyileşebilirler. Tümbu bulgular
başlangıç (background) retinopati döneminin 1. faz (nonprolifera-
tif) bulgularıdır. Bu dönembazen 2-3 yıl gibi kısa sürede bir sonraki
döneme geçerken, metabolik kontrol iyiyse 10-15 yıl sürebilir.
Biraz da ikinci evre ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Background Diyabetik Retinopati’nin ikinci fazı preproliferatif
evredir. Bu evrede damar duvarı değişiklikleri ilerler, damarlarda
tıkanıklıklıklar başlar ve retina yer yer beslenemediği için canlılığı
tehdit altına girer. Bu dönemde yeterince beslenemeyen retina
dokusu alarma geçer ve mevcut sağlıksız damarlardan, kendisini
besleyecek yeni damarlar yapılmasına yardım etmesi için bir tür
yerel hormon salgılamaya başlar. Canlılığını kaybetmiş retina alan-
ları anjiografi ile saptanabilir ve bu aşamada laser tedavisi ile sözü
edilen yerel hormonun salgılanması durdurulabilir. Bu işlem retina
dokusunun canlılığını tamamen ortadan kaldıracağı için oksijen
talebi azalır ve hormon salgısı da durur. Böylece yeni damar olu-
şumu engellenmiş olur. Ayrıca salgılanmış olan hormonun etkileri
göz içine damar çoğalmasını engelleyici ajanlar enjekte edilerek de
azaltılabilir. Bu evrede tedavi hayati önemdedir. Görme noktasın-
da ödem ve vitre kanamaları bu döneme de eşlik ederek görmeyi
azaltabilir. Sözü edilen hormonun etkisiyle oluşan yeni damarlar
retinanın ve bir anlamda da gözün sonunu hazırlar. Çünkü yeni
oluşan bu damarlar zayıf, salkım saçak, destek tabakadan yoksun
bir yapıdadır ve kanamaya çok yatkındır. Üstelik içlerinde sağlıklı
bir damar boşluğu olmadığı için dokuyu yeterince besleyemezler.
Bu damarların görülmeye başlanması Diyabetik Retinopati’nin
ikinci evreye (proliferatif evre) geçtiğinin göstergesidir. Bu damar-
lar retina damar yapısı boyunca yayılırlar, en ciddi sonuçlar görme
sinirini tuttuklarında ortaya çıkar. Bu esnada retinada beslenme/
oksijenlenme bozukluğu ve onu takip eden damar oluşumunu
tetikleyen hormon salgılanması bu evrede de artarak devam eder.
Yeni damarlar, yalnız gözün arka kısmında değil, ön kısmında da
oluşabilir. Bu evrede lazer tedavisi ve çeşitli göz içi enjeksiyonlar
süreci durdurabilir ya da geriye çevirebilir.
Diyabetik Retinopatinin üçüncü evresinde ne gibi
değişiklikler gözlemleniyor?
Diyabetik Retinopati’nin üçüncü ve son evresi komplikasyon ev-
residir. Retinal beslenme bozukluğunu takip
eden ve görme siniri başında, retinada ve iriste
karşımıza çıkan yeni damar oluşumları bu
evrenin ağır göz bulgularından sorumlu. Yeni
damarlar vitre içine kanayarak birinci evredeki
kadar masum olmayan görme kayıplarına
neden olur. Hem kanamalar, hem de anormal
damar yapıları ile birlikte retina yüzeyine
paralel gelişen zarlar retinada çekintilere yol
açarlar. Bunlar traksiyonel retina dekolmanı
adını verdiğimiz, retinanın göz cidarını içten
çevreleyen normal yapısını tümden yitirdiği
bir tabloyla sonlanır. Bu tür dekolman cer-
rahi tedavi gerektirir; ancak bu cerrahinin de
kendi başına riskleri ve komplikasyonları çok
fazladır. Cerrahi sonrası başka ağır retinal
problemler, retina dekolmanı ortadan kalksa
da görmenin geri gelmesini engelleyebilir. Bu
dönemin bir başka önemli bulgusu ikincil glo-
komlardır. Gözün ön bölümünde gelişen da-
marlar, gözün içini dolduran sıvının drenajını
sağlayan bölgenin bir zarla örtülmesine neden
olur. Göz içi basıncı kontrolsüz biçimde artar
k
Özel TOBB ETÜ
Hastanesi Göz
Hastalıkları Uzmanı
Prof. Dr. Nuray
Akyol.