forum 252 - page 77

EKONOMİK
FORUM
77
i
EKO ANALİZ
15 ülkeden Laos, Kamboçya, Myanmar, Tayland, Vietnam,
Malezya, Singapur, Brunei, Filipinler, Endonezya, Kazakistan,
Kore Cumhuriyeti, Moğolistan, Pakistan ve Sri Lanka’nın maliye
bakanları bulunuyordu.
2010 ile 2020 arasında Asya’nın gelişmekte olan ekonomile-
rinin 4,1 trilyon enerji kaynakları, 2,5 trilyon ulaşım, 1,1 trilyon
iletişim, 400 milyar su ve çevre sağlığı olmak üzere 10 trilyon
dolar değerinde altyapı yatırımına ihtiyacı olacağına dikkat
çekilen toplantıda katılımcılar, Çin ile Kore Cumhuriyeti’nin
ticari işbirliklerine dayanan projelerinin yanı sıra mali işbirliği
platformunun zorunluluğu üzerine görüş birliğine varıldı.
Ağustos 2014 itibarıyla, dört tur süren müzakerelerin ar-
dından, 20 ülke AIIB’nin kurucu üyesi olmaya hazırdı. AIIB’nin
kurucu üyelerinden dokuzu yani Çin Kore Cumhuriyeti, Tayland,
Vietnam, Malezya, Singapur, Brunei, Filipinler ve Endonezya aynı
zamanda Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) üyesi ülkeler
arasında yer alıyordu. Ancak ABD ve bazı APEC üyelerinin Trans
Pasifik Ortaklık Anlaşması’nı (TTP) imzalaması sonrasında APEC
içinde işbirliklerinde bir orantısızlık gözlemleniyordu. AIIB’nin
başlangıçta 16 kurucu üyesinden bazıları son yıllarda ciddi ser-
maye sıkıntısı yaşayan geri kalmış ülkeler olması ve bu durumun
ihtiyaç duyulan altyapı projelerine girişimlerini de imkânsız kılı-
yordu. Bu açıdan bakıldığında AIIB kurulması, Çin ve çeşitli APEC
ülkeleri açısından hayati bir önem taşıyor. Dolayısıyla AIIB’nin
kurulmasının bir APEC mali işbirliği platformunun oluşmasında
katkıda bulunacağı öngörülüyor. Böylece APEC içinde ticari ve
mali işbirliğinin dengeli gelişmesinin sağlanacağı varsayılıyor.
Ayrıca AIIB, zengin ülkelerin ya da APEC üyelerinin bölgesel
ekonomik işbirliğine öncülük yaptığı genel trendi değiştirebilir
ve daha az gelişmiş ülkeler APEC’ten en fazla faydayı elde edebilir.
AIIB’İN MALİ İŞBİRİLİĞİ AÇISINDA ÖNEMİ
Asya Kalkınma Bankası (ADB) son yıllarda gelişmekte olan
Asya ülkelerinin ekonomik ilerlemesini hızlandırmak ve altyapı
inşasına ivme kazandırmak açısından önemli aşamalar kaydetti-
ği görülüyor. Buna rağmen Asya’nın gelişmekte olan ülkelerinin
fiili ihtiyaçları söz konusu olduğunda ADB hedeflere ulaşmakta
yetersiz kaldığı ve APEC içinde işbirliği dengesini sağlayamadığı
görülüyordu. ADB’nin verilerinde, Asya’nın 2020 yılına kadar
altyapı inşasına yılda 800 milyar dolar harcaması gerektiği, an-
cak ADB ise bir yıl içinde verebileceği toplam kredinin 10 milyar
dolar olacağı belirtiliyor. Bu da AIIB’nin Asyalı gelişmekte olan
ülkeler için yeni bir finansman kaynağı olacağını gösteriyor.
Yine ADB, Asyalı ülkelere hizmet vermesine rağmen his-
sedar yapısı oldukça karmaşık bir durum arz ediyor. ABD,
Japonya, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın ADB’nin hissedarları
arasında bulunduğu ve toplam oy haklarının %50,6 olduğu
görülüyor. Çin’in ADB’deki hissesi %6,429 iken oy hakkı ise
sadece %5,442. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere Çin’in ne
hisse oranı ne de oy hakkı ülkenin ekonomik statüsünü yan-
sıtmıyor. Mevcut yapılanmada ABD’nin başını çektiği gelişmiş
ülkeler hâlâ temel aktör olmayı sürdürüyor. Dolayısıyla Çin’in
AIIB’i kurma önerisi, Asya’nın altyapı inşasına yeni bir seçenek
sunma yönündeki arayıştan kaynaklanıyor. Ve Çin kısaca şunu
yapıyor: “Rezervlerimde biriken parayı sadece ülkem için değil,
bunu dünya halklarının gelişimi içinde kullanacağım. Bankanın
yönetimi için ise şöyle deniliyor, “adalet, hakkaniyet ve açıklık.”
AIIB kurulduğunda kaçınılmaz olarak
ABD ile rekabet edecek ve hatta Dünya
Bankası’nın statüsü için bile bir meydan
okuma söz konusu oluyor. Bu durum
ABD’yi ve Dünya Bankası’nı dünyanın çok
sayıda gelişmekte olan ülkelerin taleplerine
odaklanmalarına neden olabilir.
Çin 4 trilyon dolarla dünyanın en yük-
sek döviz rezervine sahip ülkesi. Kore Cum-
huriyeti ve Singapur’un da hatırı sayılır
bir döviz rezervi var. Bu durum AIIB’nin
kuruluşu için gerekli sermaye fonlarını ga-
rantiye alıyor. Banka’nın kayıtlı sermayede
“abone sistemi”ni uygulayacağı belirtiliyor.
Buna göre başlangıç aşamasında üye ülke-
lerin sadece yatırımlarının %20’si kadar
katkıda bulunması gerekiyor.
AIIB’İN TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİ
Türkiye kurucu üyesi olduğu AIIB’de
enerjisini ve kaynaklarını etkili bir şekilde
değerlendirirse, Türk reel sektörü için de
bir alan açılır. Çünkü AIIB, şirketler için
proje finansmanı sağlayacağı için Türki-
ye kurucu üye olarak şirketler de buraya
kanalize olur. Böylece Türkiye de yeni im-
kânlar, yatırım alanları bulabilir. Önemli
olan Türkiye’nin AIIB’e buna etkin bir
şekilde katılımı.
Yine Türkiye’nin Dönem Başkanlığı’nı
yürüttüğü G20 gündeminde yer alan ve
B20’nin önemli bir başlığı da altyapı yatı-
rımları vasıtasıyla ülkelerin ekonomilerini
canlandırması. Bu noktada hemen akla
Asya’yı boydan boya geçecek İpek Yolu pro-
jesi geliyor. İpek Yolu projesinin Türkiye
olmadan gerçekleşmesi son derece zor.
Türkiye’nin gündeminde olan İpek Yolu
projesi AIIB aracılığıyla daha bir öne çıka-
bilir, ancak Türkiye’nin AIIB içinde aktif bir
üstlenmesi koşuluyla.
1...,67,68,69,70,71,72,73,74,75,76 78,79,80,81,82,83,84,85,86,87,...132
Powered by FlippingBook