ve Türk özel sektörü ilerlemeye devam edebilir. Yine bu
sayede ülkemizde bir süredir kaybedilen reform ivmesinin
ve iradesinin yeniden canlanacağına inanıyoruz.
Dünyaya baktığımızda ülkeler yeniden dengelenme
süreci içinde. Bir yandan işsizlik ve borç sorunu gibi kü-
resel krizden kaynaklanan sorunlarla boğuşmak, diğer
taraftan da geleceği düşünmek zorunda kalınıyor. Çünkü
potansiyel büyüme kapasiteleri kriz nedeniyle küçülüyor.
Artık geleceği tahmin etmek çok zor.
2015’de üç temel risk unsuru var. Birincisi, aşırı düşük
faizden kaynaklanıyor. Piyasa, sermaye hareketiyle yüksek
faiz veya getiri kovalıyor. Bu nedenle ekonomi politika-
sını yönetenler tedbirli olmalı, makro ihtiyati tedbirler
etki edebileceği ortamlarda alınmalı. İkinci risk unsuru,
jeopolitik riskler. Ukrayna sorunu bölgesel kalabilir belki,
ama Orta Doğu sorununun küresel sorunlar doğurma
riski oldukça yüksek. Üçüncü risk ise Euro Bölgesi’nde
toparlanmanın durması ve resesyonun daha da yaygın ve
güçlü hale gelmesi. Bu gerçekleşirse, tüm dünya için büyük
sorun oluşturur.
Ekonomide en önemli unsur bekleyişler. İleriye yö-
nelik beklentiler ne kadar iyi olursa tüketim ve yatırım o
kadar olumlu etkilenir. Bu sene hem yurt içi hem yurt dışı
kaynaklı çok sayıda çalkantı yaşandı. Ayrıca iki önemli
seçim oldu. Bunlara rağmen, ekonomide ciddi bir sıkıntı
yaşanmadıysa, makro temeller sağlam durumda demektir.
Öte yandan büyüme performansına bakıldığında %3-4
civarında büyüme temposu vasat bir görünüm veriyor.
Türkiye, Avrupa ülkelerinden daha hızlı büyümekte ama
rekabet içinde olduğu gelişen ekonomilerin gerisinde ka-
lıyor. Şimdi yeni bir atılım hamlesi gerekiyor. Zira son altı
yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarda takıldı kaldı.
OVP rakamları da gösteriyor ki, bu gidişatla 2023 he-
deflerine ulaşılması artık mümkün değil. Yeni bir reform
programına ihtiyaç var, ama bu program sadece tespit ve
temennilerden oluşmamalı. Yapılacak işler bir takvime
bağlanmalı ve netleştirilmeli. Siyasi hesaplar yerine iktisa-
di ve bilimsel gerçekler, gereklilikler ön plana çıkarılmalı.
Bunlar yapılırsa bu hedeflere daha sonraki yıllarda ulaş-
mak mümkün olur.
Ekonomiye yeni bir ivme kazandırıp, yüksek büyüme
sürdürülebilmeli. Ancak üretmek için cari açık veren, bü-
yümek için borçlanan bir ülke olarak bunu başaramayız.
Yeni bir büyüme modeline ihtiyaç var. Yüksek seviyesini
koruyan cari açık ve bunun finansmanının dış borçlanma-
ya dayalı olması, ekonominin tempo kazanmasını önlüyor.
Yavaşlayan yapısal reformlara yeniden ivme kazandırmalı-
yız. Bekleyen çok sayıda reform adımı var.
Yapılması gereken, reel sektöre ağırlık vererek, üretim
ve ihracatı milli mesele olarak algılamak ve artırmak.
Üretim ve ihracat maliyetlerinin azaltılması, reel sektörün
üzerindeki yüklerin indirilmesi, girdi maliyetlerinin makul
seviyelere çekilmesi öncelikli hedeflerimiz olmalı. Vergi
reformunu, eğitim reformunu, yargı reformunu, kamu
yönetimi reformunu, firmaların sağlıklı büyümelerine
elverişi hale getirecek şekilde tasarlamak gerekiyor. İşte
bunlar yeni büyüme hikâyemizin başlangıcı olur.
Ö
nümüzdeki üç yılı (2015-2017) kapsayan Orta
Vadeli Program (OVP) açıklandı. Küresel eko-
nomideki belirsizliklerin yine ön plana çıktığı
bir ortamda Hükümet’in hazırladığı OVP’yi
son derece önemli görüyoruz. OVP bu küresel belirsizlik
ortamında özel sektörümüzün ve piyasaların yön arayışına
yardımcı olacak ve bir nevi deniz feneri işlevi görecektir.
OVP Türkiye ekonomisiyle ilgili doğru teşhisler içe-
riyor. Ekonomideki üç önemli yapısal sorun alanı olarak
enflasyon, cari açık ve büyümeye odaklanılmış olması
çok önemli. Bunlara yönelik ortaya konan eylem planları
özel sektörün de bugüne kadar vurguladığı ve talep ettiği
konular. Her ne kadar rakamlar öncekiler gibi yüksek
gözükmese de, mevcut küresel iktisadi ve siyasi ortam
düşünüldüğünde, ortaya konan hedefler iddialı hedefler.
Ancak bir temel sorun var. Önceki planda gerçekleştiri-
lemeyen hedefler, bu kez yakalanabilecek mi? Eğer prog-
ramın öngördüğü maliye politikası ve yapısal reformlar
gerçekleştirilirse bu mümkün gözüküyor.
Büyüme ve istihdam hedefleri ulaşılabilir. Büyümede
%4 ile 5 arasında bir bant içinde gidilmesi öngörülüyor.
Ancak buna rağmen işsizlik oranında kayda değer bir düşüş
olmuyor ve yatay seyrediyor. Enflasyon konusundaki hedef
ise oldukça iyimser görülebilir.
Plandaki esas kritik hedef cari açık. Cari açığın %5’e
kadar gerilemesi hedefleniyor. Tahmin edileceği gibi, ba-
şarılması en zor alan. Planlandığı gibi ihracatın ithalattan
daha fazla artması için Avrupa ekonomilerinin canlanması,
Orta Doğu’daki kargaşanın son bulması gerekiyor.
Bir diğer iddialı hedef de, sıkı maliye politikasının
devam ettirilmesi. Hem bütçe açığının hem de kamu bor-
cunun milli gelire oranı gerilemeye devam ediyor. Kamu
gelirleri, başta vergi gelirleri olmak üzere artmaya devam
ederken, kamu harcamaları, başta faiz dışı harcamalar
olmak üzere reel olarak çok az artıyor. Hükümetin gerçek-
leştirmekte en çok zorlanacağı alanlardan biri olarak gö-
rünüyor. 2016 ve 2017’de seçim olmaması burada olumlu
bir katkı yapabilir.
Önümüzdeki dönemde daha dengeli bir büyüme süre-
cinin hedeflenmesi ve sanayimizi güçlendirecek adımlara
öncelik verilmesiyle Türkiye ekonomisinin istikrarının ko-
runması amaçlanıyor. Bu kapsamda büyümeyi sağlayacak
esas unsur olarak özel sektörün ön plana çıkarıldığını gör-
mekten memnuniyet duyuyoruz. Özel sektör öncülüğünde
güçlü bir büyüme performansı göstermek için reel kesimin
ve sanayimizin yapısal dönüşümünü tamamlayacak adım-
ların bir an önce atılmasını bekliyoruz.
OVP’de geniş kapsamlı çok sayıda yapısal reformdan
bahsediliyor. Beşeri sermayenin kalitesinin yükseltilmesi,
iş gücü piyasasının etkinleşmesi, istihdam ve vergi yükle-
rinin azaltılması, kayıt dışılığın geriletilmesi, üretici sek-
törlerin yenilikçilik ve teknoloji açısından daha fazla teşvik
edilmesi ile kurumların işleyişinin etkinleştirilmesi gibi.
Ancak tüm bu vaatler son üç yıldır tekrarlanıyor, ama
sonuçta çok azı hayata geçiyor. Bu yüzden bunların mut-
laka takvimlendirilip belli bir plan çerçevesinde hayata
geçirilmesini bekliyoruz. Bu sayede Türkiye ekonomisi
EKONOMİK
FORUM
7
i