FİNANS
EKONOMİK
FORUM
57
i
rumun iradesi dışında gelişen, tüm sistemi etkileyen riskleri
“sistematik risk”ler olarak tanımlıyoruz. Çünkü “olay”ın
kaynağı bireyin ya da kurumun kontrolünde değil.
Döviz kuru riski sistematik riske en güzel örneklerden
biri. Birey ya da kurumun iradesinde olan, birey ya da kuruma
özgü durumlardan kaynaklanan riskleri ise “sistematik olma-
yan riskler” olarak sınıflandırıyoruz. Kredi riski, faaliyet riski,
tedarik riski gibi olayın kaynağı kurumun kontrolünde olan
riskler “sistematik olmayan riskler” kategorisinde yer alıyor.
FED RİSKİ ÜZERİNE
Şimdi “FED riski”ne yukarıdaki tanım ve sınıflandırma
üzerinden bakalım. ABD ekonomisindeki toparlanma giderek
daha fazla kendisini hissettirmeye başladı. Yüzyılın en büyük
finansal krizlerinden biri olan 2008-2009 krizinden en çabuk
ve en güçlü çıkan gelişmiş ülke ABD ekonomisi oldu. Haliyle
de ABD Merkez Bankası’nın ( FED) “bol” ve “ucuz” dolar liki-
ditesini bitirmeye başlayacağı döneme girdik.
FED’in atacağı adımlardan dolayı önümüzdeki birkaç
yıl haritası çıkarılmamış bir denizde yol almaya çalışacağız.
Finansal piyasalarda oynaklık yüksek olacak. Türk Lirası
üzerinde değer kaybı baskısı yoğun hissedilecektir. Reel sek-
tör açısından euro-dolar paritesini, Türk Lirası’nın euro ve
dolar karşısındaki değerini öngörebilmenin çok zor olacağı
bir dönem olacaktır.
Tanımlarımız üzerinden gidelim. Son yıllarda hem küresel
piyasaları hem de gelişen ülke ekonomilerini ihya eden “bol”
ve “ucuz” dolar döneminin bitmesi arzu edilen bir olay değildir.
Haliyle de FED riski “tehlike”dir. FED riski, “gerçekleşme olasılığı
yüksek ve gerçekleştiğinde yaratacağı etki çok yüksek risk” kate-
gorisindedir. FED riski sizlerin iradesi dışındadır. Olayın kaynağı
kontrolünüzde değildir. O halde Fed riski “sistematik risk”tir.
Bu riske bireyler ve kurumlar olarak ne kadar hazırız? Bu
noktada ekonomimizi dört birime ayırmakta ve net döviz po-
zisyonlarına bakmakta yarar var:
1: Hanehalkı, 2: Reel sektör,
3: Finansal Kesim ve 4: Kamu.
Merkez Bankası’nı analiz dışında bıra-
kıyoruz. Net döviz pozisyonu, döviz varlık-
larından döviz yükümlülükleri çıkartılarak
hesaplanıyor.
Türkiye’de hanehalkının geçmişten beri
döviz cinsinden varlıklara olan ilgilisi yük-
sektir. Bunun arkasında geçmişte yaşanmış
olan yüksek ve oynak enflasyondan korun-
ma güdüsü bulunuyor. Son yıllarda dolari-
zasyonda belirgin bir düşüş yaşanmış olsa da
hanehalkının çok ciddi miktarda net döviz
pozisyonu fazlası olduğunu hesaplıyoruz.
Reel sektör için ise durum tamamen
farklıdır. Reel sektörün çok büyük bölümü
uzun vadeli olacak şekilde 180 milyar dolara
yakın döviz pozisyonu açığı bulunuyor. Kur-
da 2015 yılında yaşanabilecek sert yükseliş
ve yüksek oynaklık reel sektörü oldukça
zorlayacağı söylenebilir. Çünkü bu riskin
önemli bir bölümü de “hedge” yöntemleri
kullanılarak koruma altına alınmış değil.
Finansal kesimin bilançosunda döviz
açığı bulunmakla birlikte bilanço dışında
bilanço içindekine yakın miktarda döviz
fazlası var. Bir başka ifadeyle, finansal ke-
simin dövizde açık pozisyonu olmadığını
söyleyebiliriz. Kamu kesiminin nette döviz
açığı bulunuyor ancak kamunun açık pozis-
yonu kontrol edilebilir düzeylerde.
FED İLK FAİZ ARTIRIMINI
NE ZAMAN YAPACAK?
İlk faiz artırımı içinse FED’in baz ala-
cağı gösterge işsizlik oranı olacaktır. En
son açıklanan raporda ABD’de işsizlik ora-
nı, kriz öncesi dönemde görülen %5,8’e
geriledi. Araştırma Grubu Direktörü ola-
Bankacılık Sektörü
Net Döviz
Pozisyonu