hayatlarına dair verilerin internete sızması gibi sansasyonel
olaylarla, gündemin merkezine oturmuş durumda.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında kişisel veriler; sigor-
tacılık, bankacılık, ulaştırma, sosyal medya, arama motorları,
reklamcılık gibi çok çeşitli sektörlerden; kolluk kuvvetleri, sınır
kontrol birimleri, nüfus müdürlükleri gibi kamu kuruluşlarına
kadar geniş bir yelpazeye yayılmış iş kollarında kullanılıyor.
Bulut bilişim (cloud computing) ve benzeri her gün gelişen
teknolojilerle birlikte, “kişisel bir veri, internet aracılığıyla, Ber-
lin’den işlenmek üzere Boston’a gönderilebilmekte ve Boston’da
işlenen bu veri, depolanmak üzere Hindistan’ın silikon vadisi
kabul edilen Bangalor’a çok kısa sürede ulaştırılabilmekte”.
2
Bu süreçler; sınırların belirsizleşmesi, kişilik haklarının
zarar görmesi, ulusal denetimin zorlaşması, mevcut hukuki dü-
zenlemelerin yetersiz kalması gibi sorunların ortaya çıkmasına
neden olabiliyor. Öte yandan kişisel verinin korunması sorunu,
AB hukukunun konusuna giren; temel haklar, kişilerin serbest
dolaşımı, sınır kontrolü ve komşuluk politikaları, şirketler hu-
kuku, organize suçlarla, terörle ve insan ticaretiyle mücadele
gibi alanlarla doğrudan bağlantılı. AB’de
tartışmaların merkezinde, kişisel verinin
kullanımına ilişkin süreçlerde özgürlük-
lerin mi yoksa güvenliğin mi ön planda
olacağı sorusu yer almakta.
VERİ GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN
KAVRAMSAL VE HUKUKİ ÇERÇEVE
En temel tanımıyla kişisel veri; kişinin
özel, profesyonel veya kamusal yaşamıyla
bağlantılı her türlü bilgi olarak kabul edi-
liyor. İsim, fotoğraf, Twitter/Facebook/
Whatsapp iletileri, e-posta adresi, tıbbi bil-
giler gibi yaşamın her alanındaki çok farklı
bilgi bu kapsama girebiliyor. Türk yetkili
makamlar tarafından AB müktesebatıyla
uyum doğrultusunda hazırlanan Kişisel
Verilerin Korunması Kanun Tasarısı’nın
3’üncü Maddesi’nde kişisel veri; “Belirli
64
EKONOMİK
FORUM
AVRUPA BİRLİĞİ