7
EKONOMİK
FORUM
Burada şirketler ikiye ayrılmış durumda. Çalışan başına
üretim değeri ile ölçülen şirket verimliliği Türkiye’de kurulu
bütün firmalar için son 10 senedir 100 bin liranın altında
yatay seyrediyor. Yani 10 sene önce neysek şimdi de aynı
noktadayız. Türkiye’de şirketler kesiminin ortalama verimliliği
aynı seviyeye takılıp kalmış durumda.
Öte yandan sadece kurumsallaşmış şirketlere baktığı-
mızda farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Bunlar için ortalama
verimlilik 150 bin liradan yaklaşık 250 bin liraya yükseliyor.
Demek ki Türkiye’de de iyi çalışan, faaliyetleri verimli firma-
lar da bulunuyor. Ama vasat altı firmalar tablonun genelini
bozuyor ve ekonominin genelinde verimsiz, rekabet gücü
düşük bir yapı ortaya çıkıyor.
O zaman sorulması gereken soru, yetkililerin bu kural-
sızlığa, hukuksuzluğa neden göz yumduklarıdır. Vasat altı
firmalar nasıl olup da kural dışı kalarak hayatiyetlerini devam
ettiriyor ve batmıyorlar.
Bunun birinci nedeni, bu tür firmaların genellikle nite-
liksiz işgücüne istihdam sağlıyor olmasıdır. Çalışan niteliksiz
olunca, çalışan başına üretim de düşüyor. Kamu da bu duru-
ma göz yumuyor? Çünkü Türkiye’de vasıfsız işgücü, toplam
yetişkinlerin yüzde 65’ini oluşturuyor. Yetişkin nüfusun ancak
yüzde 35’i lise ve daha üstü eğitimli bir ülkeyiz. Bu oran be-
ğenmediğimiz Amerika’da bile yüzde 90’dadır.
Nüfusun önemli bir kısmı donanımsız olunca kamu da
bunlara istihdam sağlayan verimsiz işletmeleri önemli bu-
luyor. Bunların faaliyetlerine devam etmesine göz yumuyor.
Bunun bedelini verimli ve kayıtlı çalışan firmalar ödüyor.
Raporda geçen ikinci neden de bize yabancı olan bilmedi-
ğimiz bir konu değil. 148 ülkedeki şirketlerin yöneticilerinden
bilgiler toplanmış. Ülkenizde üst yönetim kadroları kimler
tarafından doldurulmaktadır diye sorulmuş. Cevaplar sıralan-
mış. Bir uçta genellikle liyakate bakılmaksızın dost ve akrabalar,
diğer uçtaysa büyük ölçüde liyakat ve niteliğe dayalı olarak
seçilen profesyonel yöneticiler şeklinde cevaplar bulunuyor.
Tahmin edileceği gibi Avrupa ülkelerindeki cevapların
pek çoğu ikinci kısımda toplanmış. Türkiye ise birinciye daha
yakın. Yani üst yönetim kadrolarımızda profesyonellik ve
nitelik ikinci planda, kayırmacılıksa pek revaçta. Kuralın yerini,
kimi tanıdığınız alıyor. Demek ki Türkiye’de bir de profesyonel
yönetimproblemi bulunuyor. Neden? Çünkü ortalama eğitim
düzeyimiz kalitesiz ve yetersiz olunca çocuğuna iş bulmak için
kayırmacılık geçer akçe oluyor. Popülizmprimyapıyor. Bir defa
daha olan nitelikli ve verimli vatandaşa oluyor.
Demek ki ortada yapısal bir sorunumuz var. Kötü eğitim
sistemi, işgücümüzü vasıfsızlaştırıyor. Vasıfsız işgücü, verimsiz
işletmeler yığınına yol açıyor. O verimsiz işletmeler yaşasın
diye kamu idaresi kuralların uygulanması konusunda kararlı
davranamıyor. Verimsiz işletmelerin getirdiği haksız rekabet
yüzünden verimli ve iyi çalışan şirketlerimiz daha ileri gide-
miyor. Türkiye olduğu yerde kalıyor, sürekli patinaj yapıyor.
İşte bu nedenle önce bu kötü eğitim sistemini adam
etmemiz gerekiyor. İkinci olarak özellikle üst yönetim kadro-
larına atama yaparken bundan böyle liyakat öne çıkarılmalı.
Özellikle de devlet içinde çeteleşen ve kamu gücünü hiç
çekinmeden kötüye kullanan FETÖ örgütünün darbe giri-
şimi sonrasında bunları sistemden temizlemek için buna
kesin ihtiyaç var. Üçüncüsü, darbe teşebbüsü ülkemizin idari
altyapısının ve kontrol sisteminin zayıf olduğunu gösterdi.
Bu durumu değiştirmek için kamuda ciddi bir yeniden ya-
pılanmaya da ihtiyacımız var. Sonuç olarak Türkiye, bütün
kurumlarıyla büyük bir imtihandadır. Doğal kaynaklara sahip
olmayan Türkiye’nin demokrasi ve hukukun üstünlüğünden
başka çıkışı yoktur.
TOBB Başkanı
Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği
(Eurochambres) Başkan Yardımcısı
İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı ve
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu Üyesi
baskanlik@tobb.org.trM. R fat
HİSARCIKLIOĞLU