yer alan “iyi kalite statüsüne ulaşma” he-
definin 2015 yılında gerçekleşmeyeceği
açıklanıyor.
İlk değerlendirmede, 2007 yılında su-
nulan Bildiri’de (Addressing the Challan-
ge of Water Scarcity and Droughts) Avru-
pa Komisyonu tarafından sunulan çözüm
seçeneklerinin yanında sonraki raporlar,
bir nevi su kalitesinin ve su kaynaklarının
tükenmesi konusunda AB genelindeki
alarm zillerini çaldıran somut göstergeler
olarak sunulmuş rehber belgeler olarak
yayımlandı.
Avrupa Komisyonu’nun yine su kali-
tesinin teminine odaklı 14 Kasım 2012
tarihli son strateji belgesinin (Blueprint
to Safeguard European Water Resources
4
)
bir parçası olarak hazırlanan AB’nin su
kıtlığı sorununa ışık tutan diğer belgesin-
de de (Policy Review for Water Scarcity
and Droughts) 2007 yılında sunulan çö-
züm seçeneklerinin gerçekleşmesi halin-
de bile genel hedeflere ulaşmanın zor ol-
duğu bilgisi veriliyor. Bunun da en büyük
etkeni, üye ülkeler arasındaki farklı önce-
lik ve uygulamaların yanında AB’de ciddi
boyutta hissedilen ekonomik kriz olarak
gösteriliyor.
TÜRKİYE’NİN YENİ SU KANUNU VE AB
İLE GÜNCEL KONULAR
Türkiye’nin su politikaları, başta ta-
rım, ekonomik ve sosyal kalkınmanın
önceliğinde, AB’yle yürütülen müzakere
süreci ve bölgesel gelişmeler göz önüne
alınarak oluşturuluyor. Ancak küresel
ısınma tehdidi ve bunun Akdeniz Bölge-
si’nde yarattığı sonuçlarla Türkiye, su ko-
nusunda zengin bir ülke olmaktan çıkıyor.
Türkiye’nin verileri incelenmeye değer bir
görünümde dikkat çekiyor. Türkiye’nin
yıllık ortalama yağış miktarı, 643 ilimetre
ile 501 milyar metreküp miktarına denk
gelmektedir. Buna karşılık buharlaşma
oranı ise 274 milyar metreküp olarak gö-
zükmektedir (Bkz. Tablo II).
Türkiye, suyu “stratejik kaynak” olarak
tanımlıyor ve buna paralel olan politikalar
yürütüyor. Özellikle “yenilenebilir, ucuz
ve çevre dostu olarak hidroelektrik ener-
ji potansiyeli
5
” tanımları öne çıkartılıyor.
29050 Sayılı 4 Temmuz 2014 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlanan Türkiye’nin “Ulusal
Havza Yönetim Stratejisi”nde de mevcut
17 bin 180 megawatt (MW) hidroelekt-
rik enerji potansiyelinin 2015 yılında 26
bin 700 megawatt, 2023 yılında ise 47 bin
megawatta çıkarılması hedefleniyor. Türkiye’nin yeni dönem
su politikasına şekil veren bir diğer etken, AB uyum sürecinin
getirisi olarak mevzuat uyumunda kilit yasalardan biri olan,
yeni Su Kanunu Taslağı
6
, mevcut süreçte ilgili kurum ve kuru-
luşların görüşüne açılmıştır. Yeni Kanun’la beraber, AB’nin Su
Çerçeve Yönergesi’ne paralel hedefler benimsendiği görülüyor.
Özellikle AB’nin Yönerge’de bağlayıcı kıldığı üye ülkeler arası
senkronize havza yönetimi için yeni taslağın yürürlüğe girme-
si ve uygulanmaya başlanması son derece önem taşıyor.
AB’yle uyumda dikkat çeken diğer önemli konu, “sınır
aşan” suların korunması başlığında belirginleşiyor ki; bu ko-
nuda AB, Su Çerçeve Yönergesi ve Birliğin taraf olduğu ulus-
lararası anlaşmalar doğrultusunda Türkiye’den beklentilerini
62
EKONOMİK
FORUM
AVRUPA BİRLİĞİ
