forum 252 - page 60

S
on zamanlarda çok hızlı geli-
şen siyasi olayların gölgesinde
kalmış olsa da halen dünyadaki
en büyük ekonomik gündem
konusu, Serbest Ticaret An-
laşmaları (STA) ve Avr00upa
Birliği (AB) ile ABD arasında
görüşmeleri devam eden Transatlantik Ti-
caret ve YatırımOrtaklığı (Trade and Invest-
ment Partnership/TTIP) anlaşması. Adından
da anlaşılacağı üzere TTIP klasik bir STA ol-
manın ötesinde bir ekonomik ortaklık, hatta
ekonomik entegrasyon olarak değerlendirili-
yor. Bunun sebebi anlaşma müzakerelerinin
karşılıklı gümrük tarifelerinin düşürülmesi-
nin yanı sıra çok kapsamlı ortaklık hükümleri
içeriyor olması.
Türkiye’de de TTIP konusunda hemen
her platformda hummalı çalışmalar yapılıyor.
Sanayicilerimiz başta olmak üzere devlet
kurumlarımız, sivil toplum kuruluşları ve
üniversiteler; toplantılar, seminerler, çalış-
taylar, konferanslar düzenliyor. TTIP’nin bu
kadar üzerinde duruluyor olması, yapılacak
anlaşmanın Türkiye ekonomisi üzerinde bü-
yük etkileri olacağının anlaşılmasından
kaynaklanıyor. Bu noktada sorunun kay-
nağını araştırdığımızda ise karşımıza
Türkiye’nin AB’ye üye olmadan Gümrük
Birliği’ne girmiş olması çıkıyor.
Gümrük Birliği, Türkiye ile AB ara-
sında 1963 Ankara Anlaşması’yla baş-
layan bütünleşme sürecinin bir aşaması
olarak Türkiye-AB Ortaklık Konseyi’nin
1/95 sayılı Kararı uyarınca 1 Ocak 1996
yılında uygulanmaya başlandı. Açık konuş-
mak gerekirse söz konusu kararınmüzakere-
leri aşamasında yeterli feraset gösterilemedi
ve kararın getirecekleri doğru bir şekilde ön-
görülemedi. Bunda da muhtemelen AB’ye
tam üyeliğin yakın zamanda gerçekleşece-
ği, Gümrük Birliği’nin kısa bir geçiş sü-
reci olacağı düşüncesiyle hareket edilmiş
olmasının etksi var.
GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE STA’LAR
ARASINDAKİ FARK
Gümrük birliklerinin STA’lardan temel
farkı, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük
tarifesi uygulanması olarak açıklanabilir.
Dolayısıyla Türkiye-AB Gümrük Birliği’nde
de Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulanı-
yor. Ancak bu Gümrük Birliği’ndeki, Ortak
Gümrük Tarifesi ifadesindeki ortaklık, tarife-
nin ortak belirlenmesini içermiyor ve AB’nin
kendi menfaatleri doğrultusunda belirlediği
gümrük tarifesinin ortak uygulanması söz
konusu. Sonuç olarak Türkiye Gümrük Birliği’yle ticaret politika-
ları AB’ye bağlanmış olsa da, karar alma mekanizmalarında temsil
ediliyor.
Diğer taraftan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16’ncı
Maddesi üçüncü ülkelerle yapılan STA’lar da dâhil Topluluğun
tercihli gümrük rejimine aşamalı olarak kararın imza tarihinden
itibaren beş yıl içinde uyum sağlama sorumluluğunu Türkiye’ye
yüklüyor
1
. Türkiye de bu maddeye istinaden AB’nin STA yaptığı
ülkelerle STA’lar yaparak uyum sağlıyor.
Ne var ki, AB’nin tercihli gümrük rejimi o günden bugüne
sürekli değişiyor. AB pek çok yeni STA yaparken, her yeni STA,
Türkiye için yeni bir tehdit oluşturuyor. Çünkü AB ile STA yapan
ülkeler AB’den tavizler alırken, Ortak Gümrük Tarifesi sebebiyle
aynı tavizleri doğrudan Türkiye’den de alır hale geliyor. Yani Türki-
ye STA’lar menşe esasıyla çalıştığı ve AB üçüncü ülkeleriyle yaptığı
STA’lara Türkiye’yi dâhil etmediği için karşı taraftan taviz alamıyor.
Dolayısıyla AB ile STA imzalayan ülkenin malları, Türkiye’ye indi-
rimli veya sıfır vergiyle giriyor. Türkmalları ise söz konusu ülkelere
yüksek vergiler ödenerek girebiliyor.
AB’yle Gümrük Birliği Anlaşması yapmış olan diğer iki ülke
Andorra ve San Marino, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’lara
eklenen maddelerle anlaşmalara doğrudan dâhil edilirken, Tür-
kiye AB’nin STA yaptığı ülkeyle ayrı anlaşma yapmak zorunda
bırakılıyor. AB STA’larında “Türkiye maddesi” (Turkey clause)
olarak bir madde ekleniyor. Ancak bu madde yalnızca karşı tarafı
Türkiye’yle STA yapmaya davet ediyor ve herhangi bir bağlayıcılığı
bulunmuyor. Bu da sonuçta AB ile STA imzalayan ülkelerin, Tür-
kiye’yle de STA imzalamak konusunda isteksiz davranmalarına,
süreci uzatmaya çalışmalarına, müzakereler aşamasında anlaşma
yapmak zorunda olan taraf Türkiye olduğu için bazı konularda
dayatmalar yapmalarına yol açıyor.
AB’nin STA imzaladığı ülkelerin geçmişte nispeten
küçük ekonomiler olmaları nedeniyle, son yıllara kadar
bu yanlış uygulamanın Türkiye’ye etkileri ihmal edilebilir
düzeylerdeydi. Günümüzde ise Güney Kore, Meksika ve
Güney Afrika’yla imzalanan anlaşmalar ve Hindistan, Ka-
nada, Japonya gibi ülkelerle devam eden müzakerelerin
yanında bir de ABD’yle yapılan TTIP görüşmelerinin
Türkiye üzerinde çok önemli etkileri olacağı söy-
lenebilir. Çünkü bu ülkelerin çok
büyük ekonomileri olma-
larının yanı sıra
60
EKONOMİK
FORUM
ARAŞTIRMA
1...,50,51,52,53,54,55,56,57,58,59 61,62,63,64,65,66,67,68,69,70,...132
Powered by FlippingBook