PROJEKSİYON
YENİ HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER:
Alaattin AKTAŞ
ala.aktas@gmail.comÔ
GÖSTERGELER
1 Kasım seçiminin özeti şu: Her iki seçmen-
den biri AKP’yi tercih etti. Bunun gerekçesi el-
bette önemli, ama bu gerekçe daha çok seçimden
siyasi yenilgiyle çıkmış partileri ilgilendiriyor,
ilgilendirmeli de. Vatandaşın tercihi ise çok net.
Bu tercihin ne kadarının ekonomik beklenti-
ler, ne kadarının başka etkenler önplana alınarak
yapıldığını bilmek zor, bunu ortaya çıkarabilmek
için ciddi bir araştırma gerekir.
Ama AKP’den olan beklentinin büyüdüğünü
söylemek yanlış olmasa gerek. Hep söylenmek-
te ya, “Seçmen istikrar istedi” diye, işte artık
AKP’nin sırtında büyük bir sorumluluk var:
“Ekonomide istikrarı sağlamak, ekonomideki
sıkıntıları hafifletebilmek...”
Halkın ve iş âleminin çözümbeklediği başlıca
sıkıntılar neler, hangi konularda durumumuz ne,
ne gibi çözümler bekleniyor, sıralamaya çalışalım:
•
Enflasyon yüksek seyrediyor. 2015 için
gidişat kötü ya da kötüydü demek daha doğru.
Hükümetin hemen kurulabilecek olması ve dö-
vizdeki hızlı gerileme, son iki ay için daha umutlu
olunmasını sağlayacak. Yine de enflasyonu bir
türlü istenilen düzeye çekemiyoruz ve dar gelirli
kesiminenflasyonderdi daha büyük. Önümüzde-
ki süreçte gıdamaddelerinin fiyatını nasıl düşük
tutabileceğimizi çok konuşacağız.
•
Türk parasının hızlı değer kaybı, sanıldığı
gibi ihracatı artırmadı, bunu yaşadık. Hatta bu
kayba rağmen ihracat geriledi. Bu gerilemede
euro/dolar paritesinin dolar lehine olan deği-
şimi de bir etki yarattı kuşkusuz; ama bu etki
kendini ithalatta da gösterdi. TL’deki oynaklığın
sona erme olasılığı, ihracatçı için daha avantaj-
lı bir durum yaratacak. Hem ithalatta fiyatlar
ucuzlayacak, hem ihracatçı fiyat verirken önünü
görebilecek. Ama yine de ihracatçı bir dizi sorun
yaşıyor. İhracata bir ivme kazandırmak için daha
radikal ve gerçekçi düzenlemelere gidilmesi, ih-
racatın yapısını teknolojik ürünler lehine değiş-
tirecek adımlar atılması kaçınılmaz görülüyor.
•
Sanayi üretimi özellikle son aylarda belir-
gin bir canlanma gösterdi. Bu canlanma, güven
endekslerine bile yansıyacak şekilde umut verici
oldu. Ancak yine de, sanayide bir dizi sorun yaşa-
nıyor. Kaldı ki, önümüzde yeni faiz artırımlarının
gündeme gelebileceği bir süreç uzanıyor. Sanayi
üretimini daha dinamik bir şekilde artırabilmek
için tüketimi harekete geçirecek adımlara hız ve-
rilmesi bekleniyor. BDDK’nın kredi kartındaki
sınırlamayı gevşetecek bir çalışma içinde olduğu
biliniyor. Ama burada bıçak sırtı bir denge var,
bu tüketim artışı bu kez de enflasyonu olumsuz
etkileyebilir.
•
FED’in faiz artırmaya adımadımyaklaşıyor
olmasıMerkezBankası’nınhareket alanını giderek
daraltıyor. Merkez Bankası da zaten faiz artırımı-
nın işaretini veren açıklamalar yapıyor. Ancak faiz
artışına hiç sıcak bakmayan, hattamevcut oranları
bile yüksek bulan bir anlayışla bu konuda ne ya-
pacağımız, nasıl davranacağımız merak konusu.
Dövizin gerilemesine sığınarak faize dokunma-
mayı tercih edebiliriz. Ama bu kurlarda yeniden
bir tırmanışa yol açar mı, bu risk var.
•
Yabancı yatırımcı doğrudan yatırımyapma-
ya yanaşmıyor, doğrudan yatırımbir yana portföy
yatırımı için para getirmeye bile sıcak bakmıyor.
Ama biliniyor ki, Türkiye’nin yabancı kaynağa
ihtiyacı var. Tek parti iktidarı yabancınınkaygısını
önemli ölçüde giderecek bir etken olsa da, özellik-
le döviz ve faizde dalgalanma olmayacağı algısının
yerleşmesi daha büyük önem taşıyor. O yüzden,
bu algı oluşuncaya kadar yabancı girişinde çok
büyük bir artış olacağı beklenmiyor ve bu algının
yer etmesini sağlamak da hükümete düşüyor.
•
Türkiye ekonomisi yıllardır büyüyor büyü-
mesine ama bu büyümenin yeterli olmadığını da
herkes biliyor. %3 dolayındaki bir büyümenin
Türkiye için yeterli olmadığı açık. Bu büyümeyi
daha yukarı çekmek ve kalıcı hale getirmek ge-
rekiyor. İşte dört yıllık bir süre; ne yapılacaksa,
nasıl yapılacaksa yapılması gerekiyor. Yoksa ne
EKONOMİK
FORUM
113
i