83
EKONOMİK
FORUM
yılda %172 oranında arttığını ve Türkiye’nin
çelik üretiminin 13 katına ulaştığını vurgula-
yanTOBBTürkiye Demir ve Demir Dışı Metal-
ler Meclisi Başkanı Veysel Yayan, değerlendir-
mesinde şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye dünyanın en büyük demir-çe-
lik üreticileri listesindeki yerini korumak-
tadır. Türkiye halen dünyanın 9’uncu en
büyük çelik üreticisi konumunda, ancak
Türkiye, 2010-2011 döneminde dünyanın
ham çelik üretimi en hızlı artan ülkesiyken,
Türkiye’deki çelik üretimi artış hızı 2013 yı-
lından itibaren gerilemeye başladı. İlk defa
2015 yılında %8 oranında geriledi. Üretim-
deki gerilemenin temel nedeni hızla artan
ithalattır. 2015 yılında hızla artan ithalat
göz önüne alındığında, Türkiye dünya çelik
ithalatçıları listesinde ilk 5’te yer alacakmış
gibi görünmekte. Yurt içi üretimin yerini
ithalata bırakması neticesinde sektördeki
kapasite kullanım oranları gerilemekte.
2015 yılında sektördeki kapasitenin %62’si
kullanıldı. Bu oran dünya ortalamasının
bir hayli altında. Geçmişte ulaştığımız 36
milyon ton ham çelik üretim seviyesine en
kısa zamanda ulaşmamız gerekiyor. Çün-
kü tüketimimiz artmaya devam ediyor ve
sektörümüzde 51 milyon tonluk kapasite
mevcut. Kapasite kullanımoranımızın daha
fazla gerilemesine izin vermemeliyiz”
Sektörün sorunları ve çözüm önerileri
Toplantıda ayrıca, sektör temsilcileri
tarafından Çin tehdidiyle ilgili olarak Da-
hilde İşleme Rejimi’nin (DİR) denetimi çer-
çevesinde yaşanan aksaklıkların olumsuz
yansımaları dile getirildi. Haksız rekabetin
engellenmesine yönelik ticaret politikaları
geliştirirken, DİR kapsamında taahhütlerini
yerine getiren ve kurallara uygun çalışan
kuruluşların faaliyetlerinin aksatılmamasına
özen gösterilmesi ihtiyacına dikkat çekil-
di. “Hepimiz aynı gemideyiz” mesajı veren
Meclis üyeleri, yerli üretim olmadan itha-
lata dayalı gelişmenin imkânsız olduğunu
vurgulayarak, kısa vadeli kazanımlarla günü
kurtarmak anlayışının domino etkisi yarata-
rak, sonunda tüm sektör için ciddi kayıplara
neden olacağını vurguladılar.
Sektörün aktörleri tarafından, Türki-
ye’nin çelik ürünleri tüketiminin hızla arttı-
ğına dikkat çekilirken, ancak artan tüketimin
daha fazla dampingli, teşvikli ve hatta za-
man zaman kalitesiz çelik ithalatı yapılarak
karşılandığı hatırlatıldı. Yurt içi tüketimin
T
OBB Türkiye Otomotiv Sanayi Mecli-
si, Meclis Başkanı Kudret Önen baş-
kanlığında Ankara’da toplandı. Toplantıda,
sektöre ait 2015 yılı verileri değerlendiri-
lirken, 2016 yılı için öngörülen gelişmeler
ele alındı.
Sektörün mevcut durumuna ilişkin
memnuniyetini dile getiren Meclis Başka-
nı Önen, Türkiye’nin otomotiv üretimin-
de adet bazında rekor kırarak, yılsonunda
1 milyon 350 bin rakamına ulaşmasının
beklendiğini ifade etti. Önen, ihracatın da
yılı 980 bin adet ile kapatmasının tahmin
edildiğini söyledi.
İhracatta devam eden pozitif gidişatın
iç pazarda da gerçekleşmesi durumunda,
2016’nın 2015’den daha iyi bir yıl olarak ge-
çeceğini vurgulayan Önen,“2016 yılında da
üretimde Türkiye’nin ciddi bir rekoru egale
edeceğini düşünüyorum” dedi.
Toplantıda, Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı temsilcileri, Otomotiv Sektörü
Strateji Belgesi’ne (2015-2018) ve Motor
Mükemmeliyeti Merkezi çalışmalarına iliş-
kin gelişmeler hakkında bilgilendirmede
bulundular. Strateji belgesinin yayımlan-
mamış olmasına rağmen Bakanlık tarafın-
dan çalışmaların devam ettiğini belirten
temsilciler, yerli otomobil, test merkezi,
ÖTV-MTV’ye ilişkin çalışmalar ve Motor
Mükemmeliyet Merkezi gibi çalışmalarının
devam ettiğini dile getirdiler.
Toplantıda ayrıca, Türk Standardları Ens-
titüsü (TSE) Test Merkezi ile eşdeğer parça
uygulamasına ilişkin son durum değerlen-
dirmesi yapıldı. TSE temsilcisi tarafından
eşdeğer parçayla ilgili TSE’ye başvurular
olduğunu, kabullerin gerçekleştiğini ve
belgelerin verilmesi hususunda herhangi
bir aksamayla karşılaşılmadığını söyledi.
■
Türkiye’de kimya
sektörü ne
durumda?
T
OBBTürkiye Kimya Sanayi Meclisi, sektö-
rün genel durumunu değerlendirmek
üzere biraraya geldi. Toplantıda Avrupa Kim-
ya Sanayi Konseyi (CEFIC) üyesi de olanMec-
lis Başkanı Timur Erk, dünyada ve Avrupa’da
kimya sanayinin durumu hakkında bilgi ver-
di. Erk 2017 yılından sonra petrol fiyatlarının
artması beklentisiyle sektördeki durağanlığın
devam edeceğini ve AB ülkelerindeki aşırı
regülasyon nedeniyle artan maliyetler yü-
zünden kimyasallar üretimindeki AB payının
son 10 sene içinde %32 oranından %17’lere
kadar indiğini belirtti.
Aşırı regülasyon uygulamalarının Türki-
ye içinde bir tehdit olduğuna değinen Erk,
mevzuat düzenlemelerinde bu denli ağırlık
olmasının sektör için yıpratıcı etki yarattığını
ifade etti. Erk ayrıca, katma değeri yüksek
kimyasallara dönüşüme dikkat çekerek, te-
mel kimyasallar üretiminin her geçen gün
daha azalacağını dile getirdi. Nükleer enerji
yatırımlarının tüm siyasi konjektüre rağmen
Fransa, Belçika ve İngiltere’de devam ettiğini
de sözlerine ekleyen Erk, özellikle dünyada
kaynakların verimli kullanımı ve geri kaza-
nımına yönelik artan trende de vurgu yaptı.
Toplantıda, kimya sanayinin tüm alt sek-
törlerindeki genel durum sektör yetkilerince
masaya yatırıldı. Yapılan değerlendirmeler
neticesinde tonaj bazında ihracatın artması-
na rağmen, değer bazında düşüş yaşandığı
ve hammadde alanında fiyatların stabil ol-
madığına dikkat çekildi. Sektör yetkililerince,
kârlılıkta gerilemeye ve özellikle 2015 yılında
süre gelen durağanlığın şirketler açısından
uzun vadeli planlamayı imkânsızlaştırdığı
dile getirildi.
■
Otomotiv
sanayinin 2016’dan
beklentileri
yerli ürünlerle karşılanmasını teşvik edecek
tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdı-
ğının altı çizildi. Türkiye iç piyasasında tüke-
tim hızla artarken, sektörün küçülmesinin,
ciddi katma değer ve vergi kayıplarına yol
açtığı ifade edildi.
Türk çelik sektörünün üretim ve ihra-
catının yeniden artırılabilmesi için önlem
alınması istenen konular şöyle sıralandı:
“Kapasite fazlalıkları tespit edilip, yük-
sek katma değerli ürünlere yönlendirilmeli.
Yeni kapasite yatırımlarında, yüksek katma
değerli ve ithalat yoluyla tedarik edilebi-
len ürünlerin üretilmesine izin verilmeli.
Daha çok küçük oyuncular tarafından ger-
çekleştirilen ve piyasayı bozan kayıt dışılık
önlenmeli. Sektöre, başta son zamanlarda
yaygınlaşmaya başlayan işten çıkarmalarla
ilgili giderler olmak üzere, sosyal güvenlik
giderleri için devlet desteği verilmeli.”
■