EKONOMİK
FORUM
124
Ocak Şubat
Mart
Nisan Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim Kas.
Ara.
2015
1.10
0.71
1.19
1.63
0.56
-0.51
0.09
0.40
0.89
1.55
0.67
0.21
2016
1.82 -0.02
-0.04
0.78
0.58
0.47
1.16
-0.29 0.18
2
0
1
-1
Ocak Şubat
Mart
Nisan Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim Kas.
Ara.
2015
7.24
7.55
7.61
7.91
8.09
7.20
6.81
7.14
7.95
7.58
8.58
8.81
2016
9.58
8.78
7.46
6.57
6.58
7.64
8.79
8.05
7.28
10
9
7
8
6
GÖSTERGELER
Temmuz ayında can sıkan ölçüde yüksek
gelen TÜFE artışından sonra ağustosta fiyat
gerilemesi yaşanması, eylülde de geçen yılın
çok altında bir artışta kalınması 2016’ya ilişkin
enflasyon kaygılarını büyük ölçüde dağıttı.
Bu yılın enflasyonu yüzde 7.5 olarak ön-
görülmüştü. 2017-2019 dönemi orta vadeli
programı çerçevesinde ortaya konulan 2016
tahmininde hedef oran bu kez tahmin ola-
rak yer aldı. Yani 2016’nın enflasyon tahmini
hükümete göre de yüzde 7.5.
Merkez Bankası da daha önce yayımladığı
enflasyon raporlarında 2016 enflasyon tahmi-
nini değiştirmeyerek yüzde 7.5’te tutmuştu.
2017-2019 dönemi orta vadeli programı-
na göre önümüzdeki yıl TÜFE’nin yüzde 6.5
düzeyinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Yüz-
de 5’lik enflasyon hedefleri biraz ötelenmiş
durumda. Bu oranlar artık 2018 ve 2019’un
hedefi.
Ancak dikkatli olmakta yarar var. Bu yılın
son aylarında ve eğilimaynen sürdüğü takdir-
de 2017’de ithal enflasyon olgusuyla yeniden
yüz yüze gelebiliriz. Kurdaki hızlı artış enflas-
yon üstünde olumsuz etki doğurmaya aday
çünkü. Ayrıca petrol fiyatlarındaki yükselme
eğilimi, Irak’taki harekat yüzünden daha da
güçlenebilir. Haliyle bu da lehimize olmaz.
ENFLASYON:
başına gelirde 10 bin doların üstünü ise 2018
için öngörmekteyiz, gerçekleştirebilirsek eğer.
Büyüyoruz büyümesine ama...
Türkiye’nin yıllardır dünyada en hızlı büyü-
yen ekonomilerden biri olduğu dile getiriliyor.
Bu doğru,Türkiye tam27 çeyrektir büyüyor, az
ya da çok. Bu yılın üçüncü çeyreğinde çok az
büyüme, hatta bir küçülmeyle karşı karşı kala-
biliriz. Ama bu genel eğilimi bozmaz, çünkü
bu yılın üçüncü çeyreğinin kendine özgü ve
bir daha pek görülmeyecek yönleri vardı. İki
uzun bayram tatili ve 15 Temmuz darbe giri-
şimi üretimi ve dolayısıyla büyümeyi sekteye
uğrattı. Dolayısıyla üçüncü çeyrekte çok az bü-
yüsek, hatta bir miktar küçülsek bile büyüme
devam edecek. Ama yetmiyor işte. Hem bu
yılın büyüme hızı tahmini yüzde 3.2’ye çekildi,
2017 içindaha önce yüzde 5 olarak öngörülen
büyüme yüzde 4.4’e revize edildi.
Kaldı ki, bu büyüme hızlarıyla gelişmiş
ülkeler düzeyine ulaşma şansımız yok. 27
çeyrektir büyüyoruz da gelişmiş ülkelere
yaklaştık mı... İşte kişi başına gelirimiz ortada.
2007 yılındaki kişi başına gelir 9.247 dolar.
Aradan dokuz yıl geçmiş, bu yıl beklediğimiz
gelir 9.243 dolar.Yani dokuz yıl öncesiyle aynı
düzeydeyiz, hatta 4 dolar da altında...
İşsizlik yüzde 10’da kemikleşti
Büyüyemiyor olmanın bir ölçüsü de iş-
sizlikte gösteriyor kendini. İşsizlik oranı yüzde
10’dan aşağı indirilemiyor. Eğer varsayımları-
mız gerçekleşirse işsizlik oranını ancak 2019’da
tek haneye düşüreceğiz.
Kaldı ki işgücüne katılımoranı hala yüzde
50’lerin çok üstüne çıkmadığı halde bu dü-
zeyde bir işsizliğimiz olacak. Ama şu da bir
gerçek ki, her geçen gün işgücüne katılmak
isteyenlerin sayısı artacak, bu da işsizlik oranı
üstünde bir baskı unsuru oluşturacak.
Toz duman arasında harita okumak!
Hani dünya ekonomisindeki gelişmeler ko-
lay öngörülebilir olsa, hani sürpriz gelişmeler
pek yaşanmasa, biz de çizdiğimiz haritada daha
kolay yol alabileceğiz. Ama göz gözü görme-
yen koşullarda yola devametmeye çalışıyoruz.
Daha beteri, etrafımızda olan bitenler ve
özellikle güney sınırımızda yaşadıklarımız. Eko-
nominin bir anda ikinci planda kalmasına yol
açabilecek olumsuzluklarla her an yüz yüze
gelebiliyoruz. Bu koşullar da dikkate alındığın-
da bırakınız 2018 ve 2019’un makro hedef-
lerini, 2017’nin hedefleri bile, hatta 2016’nın
gerçekleşme tahmini bile bir anda anlamını
yitirebiliyor.