![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0081.jpg)
81
EKONOMİK
FORUM
Hazırlayan:
Erkan ÇAKAN
K
endine özgü desen seçeneğiyle ABD'den Ortadoğu'ya
Çin'den Körfez ülkelerine geniş bir coğrafyada yer edi-
nen Türk mermeri, küresel pazarda eşi bulunmayan
mermer türleriyle de sektördeki firmaların ihracatta elini
güçlendiriyor. Artık birçok ünlü tasarımcının çalıştığı mekanlarda
tercih ettiği Türk mermerinin global marka olma hedefini gerçekleş-
tirdiğinin altını çizen sektör temsilcileri, yeni dönemde söz konusu
desenlere katma değer katacak çalışmalar üzerinde durulması
gerektiğine vurgu yapıyor.
Sektör ihracatındaki düşüşü küresel piyasalarda meydana gelen
büyük ölçekli dalgalanmalara bağlayan uzmanlar ise bu durumun
geçici olduğuna ve küresel piyasalardaki hareketlenme ile ihracatın
yukarı yönlü seyir izleyeceğine dikkat çekiyor. Mevcut durgunluk
döneminde firmaların katma değeri artırıcı yatırımlar ile pazar ha-
reketlenmelerine hazırlık yapması gerektiği yönünde görüş bildiren
uzmanlar, bu sayede Türk mermerinden elde edilen ihracatın arta-
cağı görüşünde birleşiyor.
Bin 500 fabrika ve 7 bin atölye var
Türkiye’de 80’in üzerinde değişik yapıda, 120’nin üzerinde değişik
renk ve desende mermer rezervi belirlenmiş durumda. Uluslararası
piyasalarda Türkiye’nin en tanınan mermer çeşitleri Süpren, Elazığ
Vişne, Akşehir Siyah, Manyas Beyaz, Bilecik Bej, Kaplan Postu, Denizli
Traverten, Ege Bordo, Milas Leylak, Karacasu Yeşili (Firuze), Kütahya
Chocolate Traverten, Gemlik Diyabaz ve Afyon Şeker.
Sektörde yaklaşık 800 ocak, bin 500 fabrika ve 7 bin atölye faaliyet
gösteriyor. Ocakların yüzde 90’ı Ege ve Marmara Bölgesi’nde yoğun-
laşıyor. Mevcut ocakların yüzde 27’si Balıkesir, yüzde 24’ü Afyonkara-
hisar, yüzde 12’si Bilecik, yüzde 8’i Denizli, yüzde 6’sı Muğla ve yüzde
4’ü de Eskişehir'de bulunuyor. Bu bölgelerdeki üretim tüm üretimin
yüzde 65’ini oluşturuyor.
Bundan 40 sene öncesine kadar blok halinde çıkarılmaya çalışılan
ve yüksek maliyetler sebebi ile önemli bir ihraç kalemi olarak görül-
meyen Türk mermerinin hikayesi aslında küçük ölçekli atölyelerin
kararlı adımları ile bugün adını dünyaya duyuran bir başarı öyküsüne
dönüştü. 1980'li yıllarda iç piyasada kendine nitelikli konutlarda yer
bulanmermer üzerinde yapılan çalışmalar artık bu üründe çok çeşitli
kullanım alanlarının doğmasını sağladı. Yatırımcının da bu alandaki
gelişmeleri yakından takip etmesi, ocakları için ihtiyaç duyduğu
makine aksamını yerli üretim modeli ile karşılamaya çalışması, yine
başta İtalya olmak üzere yapılanmakine ithalatında ürün geliştirmeye
ağırlık verilmesi ve mermercilik faaliyetlerinin ihracat stratejisi olarak
benimsenmesi, bugünkü başarının temellerini atan unsurlar olarak
sıralanabilir.
Bu çalışmaların yanı sıra Türk firmalarının her ne kadar rekabette
dezavantajlı konumda bulunsa da inadına ihracata yönelmesi ve
Afyon Beyazı, Diyarbakır Beji, Elazığ Vişnesi, Siyah İncisi gibi mermer
türlerini Çin'den ABD pazarına kadar geniş bir coğrafyaya tanıtma
çabası Türkiye'nin madencilik faaliyetlerinde de mermerin ayrı bir
yere gelmesini sağladı. Artık katma değerli ürün imal etme stratejisi
ile blok mermeri işlenmiş ürüne dönüştürme dönemine giren sektör