EKONOMİK
FORUM
124
bulunmadan, yani finansman sağlanma-
dan açık verilmeyeceğine göre...
İşte diğer sorunumuz bu... Türkiye 15
Temmuz’dan sonraki süreçte yurtdışından
kaynak bulmada önceki dönemler kadar
rahat olabilir mi? Herhalde bu soruya “Ta-
bii ki, neden olmasın” diye yanıt vermek
pek kolay değil.
Yabancının Türkiye’ye bakışı biraz
olumsuza dönecek, bu kesin. Para getirip
Türkiye’de yatırım yapmaktan kaçınanlar
olabileceği gibi, Türkiye’de yatırımı bu-
lunanlardan çıkmayı tercih edenlere de
rastlanabilecek. Sonuçta muhtemelen
önümüzdeki süreçte çıkan döviz giren-
den fazla olacak.
Bir yandan döviz kazancımız azalacağı
için kur yükselecek, bir yandan net döviz
çıkışı olacağı için. Bu zincirleme etki kuru
çok daha yukarılara taşıyabilecek.
Döviz kurunun yüksek seyretme ola-
sılığı elbette bir dizi olumsuzluk yarata-
cak. En başta reel sektör kuruluşlarının,
dövizdeki açık pozisyonlarından dolayı
sıkıntı yaşamaları söz konusu. Reel sektör
kuruluşlarının döviz varlık yükümlülükleri
arasında nisan sonu itibariyle tam 192 mil-
yar dolar negatif fark bulunuyor. Rakam
büyük, ama bardağın tümü boş değil,
dolu tarafı da var. Toplam pozisyon açığı
192 milyar dolar olmakla birlikte vade çok
uzun. Bir yıldan kısa vade için açık değil,
4 milyar dolarlık fazla var.
Ocak Şubat
Mart
Nisan Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim Kas.
Ara.
2015
1.10
0.71
1.19
1.63
0.56
-0.51
0.09
0.40
0.89
1.55
0.67
0.21
2016
1.82 -0.02
-0.04
0.78
0.58
0.47
2
0
1
-1
Ocak Şubat
Mart
Nisan Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim Kas.
Ara.
2015
7.24
7.55
7.61
7.91
8.09
7.20
6.81
7.14
7.95
7.58
8.58
8.81
2016
9.58
8.78
7.46
6.57
6.58
7.64
10
9
7
8
6
GÖSTERGELER
Büyük konuşmamak lazımmış. Geçen
ay “Enflasyon tam da beklendiği gibi gi-
diyor. Hatta beklenenden daha olumlu
bir seyir olduğunu söylemek bile müm-
kün” demiştik. Ama haziranda öyle bir
oran geldi ki, tüm hesaplar alt üst oldu.
Yıllık TÜFE artışı mayıs ayı sonunda
yüzde 6.58’e inmişti. Haziranda bir miktar
artış bekleniyordu ama beklenenin çok
üstünde bir düzeye çıkıldı. Hazirandaki
TÜFE artışı yüzde 0.47 ile tahminlerin çok
üstünde gelince yıllık oran birden yüzde
7.64’e tırmandı.
TÜFE kapsamında dörtte bire yakın
ağırlığı bulunan gıda ve alkolsüz içecek-
ler grubunda yılın ilk yarısındaki fiyat ar-
tışı yalnızca yüzde 0.63 oldu. Gıdada yılın
tümünde beklenen artış ise yüzde 9. Bu
demek değil ki, yılı yüzde 9’luk bir gıda
enflasyonuyla tamamlamak için çaba
göstereceğiz. Yüzde 9, tahmin edilen
en yüksek oran olarak görülmeli. Ama
geride kalan on yılın ikinci yarı ortala-
masına bakıyoruz, gıdada yüzde 6.6’lık
bir fiyat artışı olmuş. Bu yıl da benzer bir
eğilimi görme durumumuz var.
Dolayısıyla haziran ayında fiyatlar ge-
nel düzeyinin birden yukarıda oluşması,
ikinci yarıda da her yıl olduğu gibi gıda
maddelerinin fiyatında ilk yarının çok
üstünde bir fiyat artışı görecek olma-
mız, hükümetin yüzde 7.5’lik hedefini
de, Merkez Bankası’nın aynı düzeydeki
tahminini de zora soktu.
Yapılan tahminler, yılı yüzde 9.0-9.5
aralığında bir enflasyonla kapatacağı-
mızı göstermeye başlamıştı. Ne var ki
şimdi bu tahmini de revize etme gereği
doğdu. 15 Temmuz’daki darbe girişimi
ENFLASYON:
yüzünden özellikle döviz fiyatının bir
süre yukarıda oluşması riski var. Küçük
dalgalanmalar yaşanması önemli değil.
Kurun yukarıda oluşması ve uzun süre
orada kalması, ithal enflasyon olgusuyla
yeniden yüz yüze gelmemiz sonucunu
doğurabilir.
Bu yüzden enflasyonla ilgili tahmin
yapmak epey zorlaşmışa benziyor. Ama
ne yazık ki gidişatın pek de iyi olmadığını
kabullenmek ve çift haneli düzeyleri de
hesaba katmak durumundayız.