3
Ekim 2005 tarihinde başlayan
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB)
katılım müzakereleri sürecinde,
bugüne kadar toplam 35 fasıl-
dan sadece “Bilim ve Araştırma” faslı, tüm
süreç tamamlanıncaya dek geçici olarak
sonuçlandırıldı. Müzakerelere başlanma-
sından bu yana ise toplam 13 fasıl müza-
kereye açılabildi. Geçtiğimiz Haziran ayın-
da AB Konseyi'nin, “Bölgesel Politika ve
Yapısal Araçların Koordinasyonu” başlıklı
22’nci faslı müzakereye açma kararı alma-
sının ardından, 22 Ekim 2013 tarihinde
Lüksemburg’da toplanan AB Genel İşler
Konseyi, Türkiye’yle müzakerelerde 22'nci
faslın açılmasını resmi olarak onayladı.
Faslın açılması için düzenlenmesi gereken
Hükümetlerarası Konferans (HAK) için ise
5 Kasım 2013 tarihi belirlendi. 22'nci fas-
lın müzakerelere açılması kararı, üç yıldır
oldukça durağan hale gelen müzakere süre-
cine yeni bir ivme kazandırdı.
AB’DE VE TÜRKİYE’DE BÖLGESEL POLİTİKANIN ÖNEMİ
Geçtiğimiz çeyrek yüzyılda yaşanan küresel gelişmeler ışığı
altında ve giderek güçlenen rekabet rüzgârının etkisiyle, bölgeler
arasında zaten var olan dengesizlikler ve kaynak dağılımındaki
farklılıkların daha da belirgin hale geldiğini söylemek mümkün.
Nitekim ulusal ve uluslararası düzeyde bu sorunun çözülmesi
için bir dizi anlayış değişikliği ve politika gereksinimi ortaya çık-
tı. Bölgesel Politikalar, ilkesel olarak ulusal kalkınmanın önemli
bir parçası olurken, hedef bölgelerin, diğer bir değişle gelişmiş-
lik seviyesi bakımından sorunlu bölgelerin, geliştirilen bölgesel
politikalar sayesinde gelir dağılımı, refah politikaları ve yatırım
teşviki ile verimlilik ve etkinliğinin artırılması hedefleniyor.
(1)
AB Bölgesel Politikası ise AB’ye üye devletlerde ve bu dev-
letlerde yer alan çeşitli bölgeler arasında farklı nedenlerden do-
layı oluşan sosyoekonomik farklılıkların azaltılmasını hedefle-
yen bir politikadır. Siyasi amaçlardan arınmış olan AB Bölgesel
Politikası'nın, AB’nin bölgeleri arasında bulunan imkân ve gelir
56
EKONOMİK
FORUM
AVRUPA BİRLİĞİ
Hükümetlerarası Konferans ile 40 aylık bir
süreden sonra AB ile müzakerelerde 22’nci
fasıl açıldı. Faslın müzakerelere açılmasının
hem Türkiye’nin AB’ye uyum sürecine
hem de
Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir
ivme
kazandıracağını ve AB’nin aday
ülkeler nezdinde kredibilitesinin artmasına
yardımcı olacağını söylemek mümkün.
Katılım
müzakerelerine
devam
