forum237 - page 64

tistan ve Arnavutluk’un NATO’ya katılımı,
ABD’nin etki alanını da genişletti.
Bu süreçte ABD’nin etki alanının NATO
vasıtasıyla bu denli genişlemesi kamuoyun-
da farklı seslerin çıkmasına neden olurken
Obama yaptığı açıklama ile bir kez daha AB
liderlerini ve kamuoyunu telkin etti. Oba-
ma, Avrupa’nın patronu olmak istemedikle-
rini aksine AB ile ortak olmak istediklerini
ve AB’nin savunma alanında gücünü artır-
masıyla ortak sorunlara karşı daha uyumlu
hareket edilebileceğini vurguladı.
Obama döneminde AB’ye karşı yürütü-
len olumlu politikayı anlamak için ABD’nin
2008 sonrası ulusal güvenlik stratejisine
bakmakta fayda var. Beş ana hedef etra-
fında şekillenen stratejide; Irak’taki savaşı
sorumlu bir şekilde sonlandırmak, El Kaide
ve Taliban’la savaşı bitirmek, teröristlerin
ve kötü niyetli devletlerin nükleer silah ve
maddelere erişimini engellemek, enerji gü-
venliğini sağlamak ve 21. yüzyılın zorlukla-
rına karşı ABD’nin ittifaklarını yenilemek
yer aldı. Tüm bu hedeflerin başarıya ulaşa-
bilmesi için AB’nin güçlü desteğine ihtiya-
cı olan Obama, AB’ye yönelik politikasını
buna göre belirledi.
AB’nin klasik ortak politikalarından ay-
rışan ve 1990’ların sonunda oluşturulma-
ya başlanan Avrupa Güvenlik ve Savunma
Politikası (AGSP), AB’nin NATO ve ABD ile
ilişkilerini doğrudan ilgilendiriyor. Küresel
alanda ekonomik olarak söz sahibi olan AB,
iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesin-
den sonra uluslararası arenada etkili siyasi
güce sahip olmak amacıyla hareket etti.
1990’ların sonu ve 2000’lerin başında Or-
tak Dış ve Güvenlik Politikası’nın (ODGP)
bir parçası olarak AGSP oluşturuldu.
Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde
ABD’nin kendisi açısından çok önem taşı-
mayan olaylara müdahil olmaması ve NA-
TO’nun işleyişindeki sorunlar AB’nin AGSP
çerçevesinde kendi kriz yönetimini geliştir-
mesine neden oldu. 2009 yılında yürürlüğe
giren Lizbon Antlaşması’yla AGSP ile ilgili
hükümler ilk defa Birlik anlaşmalarında
yer alırken, 2008 yılına kadar AGSP’nin
kurumsal yapısı, karar alma mekanizma-
sı, operasyonlar yürütme kapasitesi büyük
ölçüde tamamlandı. AGSP’nin oluşturul-
masıyla Avrupa’nın güvenlik alanında daha
fazla özerklik sahibi kılınması amaçlanıyor-
du. Avrupa’nın söz konusu özerkliği, Avru-
pa’nın Avrupa-Atlantik ittifakı içerisinde
ayrılması anlamına değil, eylem araçlarının
geliştirilmesi anlamına geliyor.
5
Balkanlar’da kriz yönetimi olarak orta-
ya çıkan AGSP, zamanla AB’nin uluslararası ilişkilerde oynadı-
ğı rolünü güçlendiren önemli bir kurala dönüştü. Günümüzde
kurumsal yapısı büyük ölçüde tamamlanmış bulunan AGSP’nin
AB’ye, ABD ve NATO’nun müdahil olmak istemediği kriz böl-
gelerinde askeri ve sivil operasyonlar yapabilmesi için olanak
sağlanabilir.
AGSP bu sayede AB’nin ekonomik ve diplomatik olanakla-
rını güçlendirecektir. Operasyonel AGSP’nin oluşturulması,
AB’nin dış ilişkilerinde askeri güç kullanımını tamamen dışla-
madığının en önemli kanıtıdır. Soğuk Savaş sonrası dönemde
Batılı devletlerin güvenlik stratejilerinin değişmesi, NATO’nun
misyon değişikliği, AGSP’nin oluşturulması ve operasyonel
hale getirilmesi, askeri endüstri ve diğer ilgili sektörlerin ye-
niden önem kazanması, Avrupa’yla ABD (AB-NATO) arasında
görev paylaşımına dayalı “stratejik ortaklığın” varlığını ispatlar
niteliktedir.
6
Etkili bir AGSP aracılığıyla ABD ile Avrupa arasında daha
dengeli ortaklık ilişkilerinin kurulması hedefleniyor. NATO’dan
“özerk”, fakat NATO endeksli AGSP, Batı hâkimiyetinin gelecek-
te de devamını sağlama amacı taşıyan bir araç olarak görülebilir.
7
Kuzey Atlantik İttifakı bünyesinde yük paylaşımına dair ya-
şanan Atlantik ötesi tartışmaya rağmen, AB’de ciddi bir çoğun-
64
EKONOMİK
FORUM
AVRUPA BİRLİĞİ
1...,54,55,56,57,58,59,60,61,62,63 65,66,67,68,69,70,71,72,73,74,...132
Powered by FlippingBook