forum237 - page 63

de uzun zamandır BM Uluslararası Silah
Ticareti Anlaşması’na imza atmaya dire-
nen ABD’nin anlaşmayı imzalaması oldu.
24 Eylül 2013 tarihinde ABD adına anlaş-
mayı imzalayan Dışişleri Bakanı John Ker-
ry, anlaşmanın terörist ve suç gruplarının
silah edinmesini engellemesinin yanında
ABD’nin güvenliğine de katkıda bulunaca-
ğını belirtti.
2012 yılında yapılan analizlerde Ame-
rikalıların çoğunluğunun ve Avrupalıların
üçte ikisinden fazlasının, ABD Başkanı Ba-
rack Obama’nın uluslararası politikalarını
onayladığı ancak Obama’nın Avrupa’dan
aldığı desteğin bazı AB ülkelerinde, özellik-
le Doğu Avrupa’da önemli ölçüde düştüğü
gözlendi.
4
AB-ABD-NATO EKSENİNDE İLİŞKİLER
1989 yılına kadar ABD-AB-NATO üç-
geninde işbirliği öne çıkmaktaydı. Ne var
ki ortak Sovyet tehdidinin ortadan kalk-
masıyla NATO’nun varoluş sebebi giderek
daha fazla sorgulanmaya başlandı. Soğuk
Savaş’ın bitmesiyle birlikte AB, kendisini
ABD’ye karşı olan bağımlılıktan kurtarma
düşüncesi içinde oldu. Gerginliklerin tır-
mandığı Bush döneminden sonra göreve
gelen Obama ise ilişkilerin yumuşaması
adına olumlu sinyalleri daha ilk günlerden
verdi. AB’nin güvenini yeniden kazanmak
niyetinde olduğunu 2008 yılında Berlin’de
yaptığı konuşmayla ifade eden Obama yal-
nızca AB liderlerinin değil AB kamuoyunun
da sempatisini kazandı. Önceki dönemler-
de yapılan hatalara değinen Obama yeni
dönemin işbirliği ve ortaklık dönemi oldu-
ğunu ve ABD’nin AB’den daha iyi bir ortağı
olmadığını vurguladı. AB’nin ve NATO’nun
genişleme süreçlerini desteklediğini ve
güçlü bir AB ve NATO’nun hem Amerika
hem de Avrupa kıtasındaki güvenliğin ve
refahın kilidi olduğunu belirtti.
AB-ABD ilişkilerinin geleceği NA-
TO’nun geleceği açısından oldukça önem-
li. Soğuk Savaş sonrası Varşova Paktı gibi
kendini feshetmek yerine genişleyerek
yeniden yapılanmaya giden NATO, 2009
yılında 60’ıncı yılını kutlarken önemli bir
gelişmeye de sahne oldu. AB-ABD-NA-
TO ilişkileri açısından da önemli olan bu
gelişme, 1966 yılında NATO’nun askeri
kanadından kendi isteğiyle ayrılan Fran-
sa’nın tüm üyelerin oluruyla geri dönme-
siydi. Bu gelişme ABD’yi memnun ederken,
NATO-AB ilişkilerini de olumlu yönde et-
kileyen bir adım oldu. Fransa’nın askeri
kanada dönmesinin yanında aynı yıl Hırva-
takındığı tavır nedeniyle sadece AB ile değil pek çok konuda
uluslararası alanda yalnız kalmasına neden oldu.
Atlantik’in iki yakası arasında zamanla artan görüş farkı
aslında Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle ABD’nin politikalarına
verilen siyasi desteğin büyük ölçüde azalmasından kaynaklan-
maktaydı. Artık yeni dönemde iç politikalar daha önemli hale ge-
lirken ülkelerin dış politikaları da bu eksende şekillendi. Bu ba-
kış açısı özellikle dünyada güvenlik, çevre, insan hakları, sosyal
haklar, azınlık hakları gibi önemli konulara ABD’nin yeteri ka-
dar hassasiyet göstermemeye başlaması, bunun yanında AB’nin
de bu konulara daha fazla öncelik vermesi ikili arasında anlayış
farkının derinleşmesine neden oldu. Ulusal çıkarları karşısında
gerektiğinde müttefiklerinden bağımsız hareket etmeye eğilimli
politikalar gösteren ABD’nin aksine AB, üye ülkeler çerçevesin-
de müzakere yeteneğini geliştiren politikalar üretti. Obama’nın
2008 yılında ABD Başkanı olarak seçilmesiyle AB-ABD ilişki-
lerinde yeni bir sürece girileceği düşünülmekteydi. Obama da
bunu destekleyecek şekilde, özellikle Bush döneminde yaşanan
sıkıntılar nedeniyle yıpranan ABD imajını düzeltmek için bir yol
haritası hazırladı.
Obama dönemindeki olumlu havanın göstergelerinden biri
EKONOMİK
FORUM
63
i
AVRUPA BİRLİĞİ
1...,53,54,55,56,57,58,59,60,61,62 64,65,66,67,68,69,70,71,72,73,...132
Powered by FlippingBook