YENİ MEDYA MECRALARI
Bilim ve teknolojideki gelişmeler yeni mec-
ralar yaratıyor. Bu mecraları yaratan dijital ya-
yıncılık daha şimdiden gelirlerin yarısını oluştu-
racak güce erişmiş durumda. Dr. Döpfner, Axel
Springer’in durumunu anlatırken, “Operasyon
gelirimizin %47’si ve kazancımızın %40’ı dijital
yayıncılıktan” diyor. Gelişmeler, ünlü yönetici-
nin anlatımıyla giderek “Multimedya kuruluşla-
rını” ortaya çıkarıyor. Bu koşullarda, “gazetecilik,
reklam pazarlama ve ilanlar” konusunu yeniden
tanımlamak, yeni ekonomik ve yapısal özellikle-
re göre bir konumlanma gerektiriyor.
Yeni koşullara uyum göstermenin önemli
araçlarından biri, kendimizi sorgulamak, sorun-
larımızla yüzleşmesini bilmeyi gerektiriyor. Dr.
Döpfner, engin birikimiyle, “… Kendinize yam-
yamlık yapmaktan korkmayın! Mevcut işlerine
zarar vermekten korkup hiçbir şey yapamayanlar
zaten kaybettiler bile… Eğer kendi kontrolünüz-
le gerekli adımları atamadıysanız, zaten rakiple-
riniz sizin kendinize yapmaktan
korktuğunuz şeyi size yapacaklar”
uyarısında bulunuyor.
Genelde iş yaşamı, özelinde
de medya işletmeciliği sorunlu
alanlar. Halkımızın binlerce yıl-
lık akıl birikimiyle söylersek, “İş
yaşamında ağrısız baş kabaktan
sayılır!” özdeyişini akıldan hiç
çıkarılmamalıyız. Medyayı etkile-
yen dünya genelindeki eğilimleri,
o eğilimlerin yarattığı fırsat ve
tehlikeleri gazeteciliğin özünü oluşturan “fikri
takip” ilkesiyle izlemeliyiz. Böylesi biri tutum
içindeysek, Dr. Döpfner’in şu genellemesini
daha iyi anlayabiliriz: “… bize bu yolda en çok
yardımcı olan şeylerden biri, çapraz medya rek-
lam uygulamalarını piyasaya erken bir dönemde
giremememiz oldu.”
BİLGİ VEREN DEĞİL, KOLAYLAŞTIRAN…
Axel Springer’in CEO’sunun, “Aldığımız bilgi
ne kadar değerli? Hikâye ne kadar etkileyici?”
sorusu, gelişmeleri yakından izleyen tüm med-
ya ilgililerinin gündeminde yaklaşık 10 yıldır
ilk sıralardaki yerini koruyor. Haber veren, bilgi
aktaran medya artık müşterinin gereksinimini
karşılayamıyor. Üstelik “büyük verinin” etkile-
ri, “kirlenmiş bilginin” alabildiğine yaygınlığı
dikkate alındığında, üretilen bilginin değerini
artırmak, hikâyeyi etkileyici hale getirmek için
“uzmanlık” ihtiyacı alabildiğine artıyor. Analitik
yetenek, medya editörleri için gerekli şart haline
geliyor. Alışkanlıkların ve popü-
ler kültürün tuzağına düşmeden,
okuyucunun işini kolaylaştırıcı
bir çizgi izlemek de gerekiyor.
Dr. Döpfner, “… Sunduğumuz
kaliteli, işe yarar içeriği fiyatlan-
dırmaya ihtiyacımız var!” diye
uyarıyor. Kaliteyi artırmanın,
araştırmacılığı derinleştirmenin,
işe yarar bilgiyle işe yaramayanı
ayıklamanın, bilgiyi doğru paket-
lemenin ve dağıtmanın faktörleri
değiştiği gibi, karşılıklı bağımlılı-
ğa dayanan ağlar da farklılaşıyor. Medya alanın-
da “çalışanın kalitesi”, kalite içerik ve uygun fiyat
almanın da gerekli şartı haline geliyor.
Medyada çalışanların “
med cezir çöpçülüğü
yapma”
dönemi kapanıyor. Türkiye’de, günlük
gazete kültürüne dayalı haberler ve yorumların
ilgilendiği kitleler olabilir, ama popüler kültüre
dayalı haber ve yorumlarla gelecek yaratılamaz.
Her sözcüğün, kavramın ve terimin önünü ve
arkasını belirleme, bileşenlerini netleştirme, her
yapının yaratabileceği sonuçlar hakkında bilgi
sahibi olma sorumluluğu artıyor.
Ayrıca teknik gelişmelerin yarattığı kolaylık ve
dolaylı yarar sağlayabilme olanakları da netleşmiş
değil. Dijital gazeteciliğin fiyat/maliyet dengesine
ilişkin oturmuş sağlam bir karşılıklı bağımlılık
ağı da oluşmuş değil. Belirsizlik koşullarında Dr
Döpfner’in, “… dijital aboneliğin gazeteden daha
ucuz olması için hiçbir neden göremiyorum” ge-
nellemesi üzerinde enine boyuna düşünmek gere-
kiyor. Özellikle fikri hakların korunması, başkala-
rının emeğini sömürme imkânlarının sorumsuzca
kullanılmasına karşı tepkiler büyüyor. O nedenle
Döpfner, “… Hiç kimse hiçbir yapı hırsızlığa ve
Medyada
üretilen bilginin
değerini artırmak,
hikâyeyi
etkileyici hale
getirmek için
“uzmanlık”
ihtiyacı
alabildiğine
artıyor.
Analitik
yetenek, medya
editörleri için
gerekli şart
haline geliyor.
Alışkanlıkların
ve popüler
kültürün tuzağına
düşmeden,
okuyucunun işini
kolaylaştırıcı bir
çizgi izlemek de
gerekiyor.
EKONOMİK
FORUM
99
i