Dr. Mathias
Döpfner’in
dedikleri...
RÜŞTÜ BOZKURT
A
xel Springer bir medya devi. Üste-
lik son 300 yılda dünya medyasına
yön veren Batı’nın teknoloji geliş-
tirme öncülüğünü yapan ülkelerde
etkinliğini sürdürüyor. Dr. Mathias Döpfner,
Axel Springer’in yöneticisi. Medya sektöründe
gelişmeleri ayrıntıda izlemesi gereken bir konu-
ma sahip. Hakan Güldağ’ın 20-21 Kasım 2013’te
Dünya Gazetesi’nde yayımlanan Dr. Mathias
Döpfner’le yaptığı söyleşiden ödünç aldığımız
bazı genellemeler üstüne düşünelim.
Çekirdek yetenek ve yetkinlikler üzerine ça-
lışmış ve düşünmüş biri olarak, Dr. Döpfner’in
“… Biz bir medya kuruluşu olarak sadece çekir-
dek rekabet yeteneklerimiz neredeyse orada
aktif biçimde varız. Ve bir yayınevi üç gelenek-
sel çekirdek yeteneğe sahiptir. Bir, markanızla
bağlantılı içeriğin yaratılması, yani mükemmel
gazetecilik. İki, bu içeriğin pazarlanması ve doğ-
ru reklam verene ulaşılması yani reklam pazarla-
ması. Son olarak da, sınırlandırılmış ilan platfor-
mu. Bir zamanlar küçük ilanlar ve sarı sayfalarda
yaptığımız gibi…” saptamasını, medyadaki geliş-
meleri dert edinenlerin iyice içselleştirmiş olma-
ları gerektiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Önce yaptığınız yayının bir “marka” olma-
sı gerekiyor. Kalitesiyle, işleviyle, yarattığı so-
nuçlarla kitleler üzerinde “güven yaratmış” bir
medya aracına sahip olmalıyız. Marka yaratma
özünde “iç tutarlılık” gerektiren uzun soluklu
bir çaba. Tutarlılık özün, sözün ve davranışın
uyumlu olması demek. Uyumlu olmak tek başına
yeterli değil. Değişen koşullarda uyumu aksata-
cak gelişmeler karşısında “ilkeli tutumdan” ödün
vermemek de gerekiyor.
Eğer “içeriğin pazarlanması ve doğru reklam
verene ulaşma” konusunda
“öngörme ve önlem
alma disiplininden yoksun”
bir algının peşinden
sürükleniyorsak, uzun dönemli geleceği güven
altına alacak bir medya kuruluşu yaratamayız.
Pazarlanabilecek bir içerik yaratmak da yetmi-
yor. İçeriği kimlerle paylaşacağımızı net olarak
tanımlamamışsak yola eksik çıkmanın sorunla-
rıyla yüzleşiriz.
Medya kuruluşlarının “fon yaratma gücü”
zayıfladıkça, sınırsız ilan platformlarına yöne-
liş hızlanıyor. Medya kuruluşlarının çoğalması,
“içerik kalitesi” yerine, ilkesizliği, günü birlik
ihtiyaca göre bir uçtan ötekine savrulan tutum-
ları tutarsızlığı ve güvensizliği de birlikte geti-
riyor.
Medya, “fırsatların” alabildiğine önüne serildiği bir gelişme
aşamasından geçiyor. Her fırsatın mutlaka “tehlike” yaratacağı
da unutulmamalı.
“Öngörme ve önlem alma” insanları diğer
canlılardan ayıran en önemli özellik.
Enerjimizi gelişmeleri
öngörmeye, önlemler almaya harcamalı, basit kurnazlıklara
dayanarak “…miş gibi” yapma kasaba kültüründen hızla
uzaklaşmalıyız.
YÖNETİM
98
EKONOMİK
FORUM