forum237 - page 89

olur. Bu nedenle, yerel borç anlaşmazlıkları için
ülkelerde iflas yasaları ve mahkemeleri vardır.
Ama uluslararası borç ihtilaflarında hakemlik
yapacak böyle bir mekanizma yok.
Bir zamanlar, Meksika, Venezuela, Mısır ve
diğer bazı ülkelerin 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın
başlarında büyük bedeller ödeyerek öğrendi-
ği gibi, bu tür sözleşmeler silahlı müdahaleyle
uygulanıyordu. Arjantin’deki krizden sonra,
Başkan George W. Bush hükümeti kamu borç-
larının yeniden yapılandırılması için bir me-
kanizma kurmaya yönelik önerileri veto etti.
Bunun sonucunda, adil ve verimli yeniden ya-
pılanmalara kalkışılamadı.
Yoksul ülkeler, ev sahibi ülkelerin güçlü
hükümetlerine sırtını dayamış olan çok uluslu
büyük borç verenlerle pazarlıkta genellikle ol-
dukça dezavantajlı konumdadır. Çoğu zaman,
borçlu ülkeler ödemeyi yapabilmek için o kadar
sıkıştırılır ki, birkaç yıl sonra yine iflas ederler.
Ekonomistler, Arjantin’in GSMH’ye bağlı
tahvillerle desteklenmiş derin bir yeniden ya-
pılanmayla bu kaderden kaçınma teşebbüsü-
nü alkışladı. Ama en kötüsü milyarder Paul E.
Singer’ın elinde bulunan Elliott Management
koruma fonu olmak üzere, birkaç “akbaba”* Ar-
jantin halkı üzerinden büyük kârlar elde etmek
için Arjantin’in sancılarından yararlandı. Eski
tahvilleri itibari değerlerinin çok altında bir
fiyata satın alarak, Arjantin’i 1 dolar için 100
cent ödemeye zorlamak amacıyla dava açtı.
Amerikalılar, finans şirketlerinin kendi
menfaatlerini nasıl ülke ve dünya menfaatleri-
nin önüne koyduğunu gördü. Akbaba fonlarıy-
la** hırs yeni bir seviyeye taşındı.
Şirketler kullandıkları dava açma strateji-
sinde tüm talep sahiplerine eşit davranılmasını
sağlama amaçlı (pari passu adı verilen) stan-
dart bir sözleşme maddesinden yararlandı. Bu
durumda New York’taki ABD Yargıtay İkinci
Dairesi’nin, Arjantin’in borç yapılandırılma-
sını kabul edenlere olan borcunun tamamını
ödemesi halinde, akbabalara olan borcunun
da tamamını ödemek zorunda olmasına karar
vermesi akıl almaz bir şey... Eğer bu ilke geçerli
olursa hiç kimse borç yapılanmasını kabul et-
meyecektir. Asla yeni bir sayfa açılamayacak ve
bunu bir sürü nahoş sonuç izleyecektir.
ABD MAHKEMESİNİN EKONOMİK AÇIDAN
TEHLİKELİ KARARI
Borç krizlerinde, suçlanan taraf hep borç-
lular olur. Çok fazla borç almışlardır, ama ala-
caklılar da eşit derecede suçludur. Çünkü çok
fazla ve tedbirsizce borç vermişlerdir. Aslında
borç verenlerin risk yönetimi ve değerlendir-
mesi alanında uzman olmaları beklenir ve bu
anlamda, mesuliyet onların üzerinde olmalıdır.
Temerrüt riski veya borç yapılandırması ala-
caklıları borç verme kararlarında daha dikkatli
olmaya götürür.
Bu adli hatanın yankıları uzun bir süre his-
sedilebilir. Sonuçta, ABD mahkemeleri, mali
menfaatlerin kamu menfaatini gölgede bırak-
masına izin verirse kendi vatandaşlarının uzun
vadeli menfaatlerini düşünen hangi gelişmekte
olan ülke ABD finans sistemi aracılığıyla tahvil
çıkarır?
Ülkeler gelecekteki borçlanma sözleşme-
lerine pari passu maddeler koymama ya da en
azından bunu yaparken amacı tam olarak açık-
lama konusunda uyarılmalıdır. Bu tür sözleş-
melerde ayrıca akbaba fonlarının borç yapılan-
masını engellemelerini imkânsız hale getiren
toplu eylem maddeleri olmalıdır. Yeterli sayıda
alacaklı bir yeniden yapılandırma planı üze-
rinde anlaşırsa (Arjantin’de, ülkedeki borcun
%90’ını elinde tutanlar bunu yaptı) diğerleri de
eşlik etmeye zorlanabilir.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), ABD
Adalet Bakanlığı’nın ve yoksullukla mücadele
eden sivil toplum örgütlerinin akbaba fonları-
na karşı gelmede el ele vermiş olması açıklayı-
cıdır, ama onların iddialarına fazla önem veril-
mediğini gösteren mahkeme kararı da öyle.
Gelişmiş ülkelere kin besleyen gelişmekte
olan ülkelerde veya yükselen piyasa ülkelerin-
de yaşayanların elinde artık zengin ülkelerin,
özellikle de buralardaki finans sektörlerinin
menfaatlerine hizmet etmesi istenmiş bir kü-
reselleşme markasından hoşnut olmamak için
bir neden daha var.
Küresel mali krizin ardından, Birleşmiş
Milletler’e bağlı Uluslararası Para ve Finans
Sistemi Reformu Uzman Komisyonu kamu
borcunu yeniden yapılandırmak için verimli ve
adil bir sistem tasarlamamızı istedi. ABD mah-
kemesinin taraflı ve ekonomik açıdan tehlikeli
kararı da şimdi neden böyle bir sisteme ihtiyaç
duyulduğunu açıklıyor.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2013.
ABD
mahkemeleri,
mali
menfaatlerin
kamu menfaatini
gölgede
bırakmasına izin
verirse
kendi
vatandaşlarının
uzun vadeli
menfaatlerini
düşünen hangi
gelişmekte
olan ülke, ABD
finans sistemi
aracılığıyla
tahvil çıkarır?
EDİTÖR NOTU:
* Akbaba:
Batık borç senetlerini
ucuza alıp, zamanı geldiğinde tam
bedeli takibe alma ve dava açma
konusunda uzman finans şirketleri.
**Akbaba Fonu:
Yeni finansal
yapı; bütünleşik dev bankalar ile
yatırım bankaları, “akbaba fonları”
denilen vurgun peşindeki kısa
vadeli oynak fonlar ve bankaların
yarattığı özel yatırım araçlarından
oluşan “gölge bankacılık sistemi”nin
tamamı.
EKONOMİK
FORUM
89
i
1...,79,80,81,82,83,84,85,86,87,88 90,91,92,93,94,95,96,97,98,99,...132
Powered by FlippingBook