forum238 - page 65

karşın Türk ihraç ürünlerine karşı ABD’nin
tarife benzeri uygulamalara devam edecek
olması, kaygının temelini oluşturan başlıca
unsurlar arasında yer alıyor. Bu durumun
mevcut ticaret dengesini Türkiye’nin aley-
hine daha da bozması bekleniyor (Tablo 1).
Diğer bir ifadeyle, ortada asimetrik bir du-
rum oluşuyor ve ABD’nin uyguladığı tarife
oranlarının genelde düşük olması
4
bu duru-
mu değiştirmiyor. Bir örnek vermek gerekir-
se, Türkiye’nin ABD’ye ihracatında önemli
bir paya sahip olan tekstil ve hazır giyim
ürünlerinde ABD’nin uyguladığı gümrük ta-
rifeleri hayli yüksek. ABD’nin, tekstil ürün-
lerinde “bağlı tarife oranı” ve “MFN (En çok
kayırılan ülke) bazında uyguladığı” tarifeleri
seyretmeyeceği anlaşıldı. Başta Çin olmak üzere yükselen eko-
nomilerin dünya ekonomisi ve ticaretinde daha fazla söz sahibi
olmaları bir yandan gelişmiş ekonomilerin baskın yapısını den-
gelerken, diğer yandan bu denli fazla sayıda aktörün çok taraflı
sistemde mutabakat oluşturmasını zora sokuyor.
1
Günümüz ticaret koşullarının gerektirdiği yeni kuralları
DTÖ bağlamında sağlamaları imkânı azaldığı ölçüde, özellikle
2008 finansal krizinin de etkisiyle, ABD’nin öncülüğünde ge-
lişmiş ülkeler yeni inisiyatiflere yöneliyor. Bunlardan ilki ABD,
Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore gibi
ülkelerin içinde olduğu Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) diğeri ise
ABD ve AB’nin aralarında başlattıkları Transatlantik Ticaret ve
Yatırım Ortaklığı (TTIP) girişimleri. Her ikisinin de birbirini
tamamlayan ve uyumlu bir uluslararası stratejinin parçaları ol-
duğu, bu bağlamda küresel ticaret sistemi üzerinde derin izler
yaratabilecekleri iddia edilebilir.
2
Konuya ABD ile AB arasında üçüncü müzakereleri tamamla-
nan TTIP açısından bakacak olursak, bu yolla bir anlamda “dün-
yanın en büyük pazarının yatırım ve iş yapma iklimi tasarlana-
cak” ve TTIP’nin yanı sıra TPP’yi de dikkate aldığımızda “dünya
milli gelirinin yaklaşık üçte ikisini içeren bir yatırım ortamı ve
iş yapma modeli ortaya çıkacak.”
3
Bu gelişmenin uluslararası ticaret ilişkilerine ve küresel tica-
ret sistemine doğrudan etkisi olması bekleniyor. Özellikle üçüncü
ülkeler açısından ortaya çıkacak etkinin daha anlaşılabilir olma-
sının, söz konusu ülkelerin bu gelişmeye ilişkin tutum ve izleye-
cekleri stratejiyle de yakından ilgili olacağı göz önünde tutulmalı.
Dünya ticaret sistemindeki bu yeni inisiyatiflerin Türkiye bakı-
mından yaratacağı etki de aynı şekilde Türkiye’nin bu gelişmeler kar-
şısındaki tercihleri ve ticaret stratejisiyle doğrudan ilişkili olacaktır.
TTIP VE TÜRKİYE’YE İLK YANSIMALARI
AB’nin ABD gibi ticaret hacmi yüksek bir ekonomiyle müzake-
relere başlamış olması aramızdaki Gümrük Birliği (GB) nedeniyle
Türkiye’de bazı kaygılara neden oldu. Özellikle ABD ürünlerinin
AB üzerinden Türkiye’ye gümrüksüz girebilecek olması, buna
EKONOMİK
FORUM
65
i
Tablo I:
Türkiye-ABD
Ticaret İlişkileri
(2002-2012)
Yıl
Türkiye’nin
ABD'ye
İhracatı
Türkiye’nin
ABD'den
İthalatı
Türkiye
Alehine
Ticaret
Dengesi
2002
3,356
3,099
257
2003
3,751
3,495
256
2004
4,860
4,745
115
2005
4,910
3,375
-465
2006
5,060
6,260
-1,200
2007
4,170
8,166
-3,996
2008
4,299
11,975
-7,676
2009
3,240
8,575
-5,335
2010
3,762
12,318
-8,556
2011
4,584
16,034
-11,450
2012
5,605
14,130
-8,525
Kaynak:
EkonomiBakanlığıveTÜİKverileri.
M. Sait AKMAN
Analist
Ticaret Çalışmaları
Ô
1...,55,56,57,58,59,60,61,62,63,64 66,67,68,69,70,71,72,73,74,75,...132
Powered by FlippingBook