forum239 - page 7

de artış, tüketici güveninde ise düşüş görü-
lüyor. Bu çerçevede döviz kuru, finansman
ve güven koşullarına duyarlı olan dayanıklı
tüketim ve yatırım harcamalarındaki dü-
şüşle birlikte ilk çeyrekte özel kesim tale-
binin gerileyeceği öngörülüyor. Takip eden
dönemde ise özel kesim talebinin seyri, dö-
viz kuru ve faizlerle tüketici ve yatırımcı gü-
veninin ne kadar sürede ve hangi seviyede
dengeye geleceğine bağlı oluyor.
İç belirsizlikler artışı sonucunda göz-
lenen döviz kuru, faiz ve güven hareketle-
rinin geçici olduğu varsayımı altında, özel
kesim talebinin ilk çeyrekteki zayıf seyrin
ardından 2014 yılının ikinci çeyreğinden
itibaren toparlanmaya devam edeceği ön-
görülüyor.
Bununla birlikte, temkinli para politika-
sı duruşunun, alınan makro ihtiyati önlem-
lerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının
etkisiyle nihai yurt içi talepteki artışın,
aşağı yönlü riskler daha belirgin olmak üze-
re, ılımlı kalması bekleniyor. Bu görünüm
altında, yurt içi talep gelişmelerinin yakın
dönemde görülen maliyet yönlü fiyat bas-
kılarını kısmen sınırlandırması bekleniyor.
Ayrıca, iç talepte beklenen yavaşlama-
nın cari açıkta ve dengelenme sürecinde son
dönemde gözlemlenen iyileşmeye katkı ver-
mesi bekleniyor. İhracatın, Avrupa ülkeleri
talebindeki toparlanmanın da desteğiyle
artmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
Böylece, önümüzdeki dönemde ekonomi
ılımlı şekilde büyümeye devam ederken, ta-
lep bileşenlerinin olumlu yönde dengelen-
mesi bekleniyor.
Öte yandan, yaşanan belirsizliklerin ve
risk primindeki artışın uzun süreli olması
durumunda ekonomide güven ve bilanço
kanalı üzerinden ciddi bir yavaşlama göz-
lenme olasılığı söz konusu. Mevcut belirsiz-
likler karşısında, ekonomimizin dayanıklılı-
ğını koruması açısından maliye ve finansal
sektör politikalarındaki temkinli duruşun
sürdürülmesi kritik önem taşıyor.
Orta vadede ise mali disiplini kalıcı
hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak
yapısal reformların güçlendirilmesi mak-
roekonomik istikrarı destekleyecektir. Bu
yönde atılacak adımlar aynı zamanda para
politikasının hareket alanını genişletecek ve
uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin dü-
şük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak,
toplumsal refaha olumlu katkıda buluna-
caktır. Bu çerçevede Orta Vadeli Program’ın
gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata
geçirilmesi büyük önem taşıyor.
E
konominin durumunun en güncel analizinin yapıldığı ça-
lışmalardan birini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
(TCMB) gerçekleştiriyor. Hem yurt içinde hem de yurt
dışında çeşitli kurumlar bu çalışmalarda ortaya konan
değerlendirmelere önem veriyor ve politika tasarımlarında bunla-
rı dikkate alıyor. TCMB’nin hazırladığı son Enflasyon Raporu’nda
ekonomik gelişmelere aşağıdaki çerçevede yer veriliyor.
Yılın son çeyreğinde, gelişmekte olan ülkelere yönelik serma-
ye akımlarındaki zayıflık devam etti. Bu gelişmede ABD Merkez
Bankası’nın (FED) nicel genişleme politikasından çıkış stratejisini
uygulamaya devam edeceği açıklaması etkili oldu ve özellikle port-
föy akımlarındaki çıkış eğilimi sürdü.
Yılın son döneminde gerçekleşen iç gelişmeler sonrasında Tür-
kiye, benzer diğer ülkelerden bir miktar ayrıştı. Türkiye’nin döviz
kuru hem ABD doları karşısında daha çok değer kaybetti hem de
göreli riskliliği arttı.
FED’in nicel genişleme hızını azaltması ve iç belirsizliklerin de
etkisiyle faiz oranları tüm vadelerde artış gösterdi. Yükselen piya-
sa faizi oranlarına paralel olarak, bankacılığın fonlama maliyetleri
arttı. Bu artış tüketici ve ticari kredi faizi oranlarına yansıdı. Kredi
faizlerinin ve ekonomide risklerin artması hemkredi talebi hemde
kredi arzı üzerinde baskı oluşturdu. Özellikle tüketici kredilerinin
büyüme oranında son çeyrekte azalmalar gerçekleşti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK)
aldığı makro ihtiyati kararlar sonrasında tüketici kredilerinin ve
kredi kartı borçlanmalarının büyüme hızlarındaki yavaşlamanın
devam etmesi bekleniyor. Ayrıca finansal sistemin fonlama ihtiya-
cının artması ve fonlama vadesinin kısalması da tüketici kredile-
rinde yavaşlatıcı etki yapıyor. Nitekim yılın son çeyreği itibarıyla
finansal koşullarda kayda değer bir sıkılaşma gözlendi.
2013 yılının son çeyreğinde, enflasyon, ağırlıklı olarak gıda
enflasyonunun beklenenden yüksek seyretmesi ve döviz kurunda-
ki oynaklığa bağlı olarak tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Tüketici
enflasyonu önceki yıla kıyasla 1,2 puan yükselerek %7,4 oldu.
Yılın başında tütün ürünlerindeki vergi ayarlamalarının da et-
kisiyle yükselen enflasyon, sonraki dönemde işlenmemiş gıda ve
enerji grubu fiyat gelişmelerine bağlı olarak dalgalı seyretti. Yılın
ikinci yarısında ise Türk lirasındaki değer kaybı özellikle temel mal
grubu kanalıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin yükselmesine
neden oldu. Bunun yanı sıra, gıda fiyatlarında varsayılanın ötesin-
de gerçekleşen yıllık artış da enflasyon üzerinde etkili oldu.
Nihai yurt içi talep üçüncü çeyrekte ılımlı bir artış kaydetti.
Özel kesim talebinin istikrarlı artış eğilimini sürdürdüğü görü-
lüyor. 2013 yılının son çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyetin
ılımlı bir şekilde artmaya devam ettiğine işaret ediyor. Sanayi üre-
tim endeksi bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşti
ve dönemlik bazdaki istikrarlı artış eğilimini devam ettirdi.
Harcama tarafındaysa gerek tüketim gerekse yatırım malları-
na ilişkin üretim, ithalat ve anket verileri özel kesim talebinin is-
tikrarlı artış eğilimini son çeyrekte koruduğunu gösteriyor. Diğer
yandan, altın hariç mal ticaretinde dengelenme süreci yılın son
çeyreğinde de devam etti.
Cari dengeye ilişkin veriler beklentilerle uyumlu bir şekilde
gerçekleşti. Son dönemde cari açık, altın hariç iyileşme eğilimini
sürdürdü. Liradaki reel değer kaybının cari dengedeki iyileşmeyi
destekleyen bir unsur olması bekleniyor.
Yakın dönemde Türk lirası değer kaybederken, kredi faizlerin-
EKONOMİK
FORUM
7
i
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...133
Powered by FlippingBook