GİRİŞİMCİ ENERJİSİNİN İŞLEVLERİ
Kapsayıcı kurumlar aracılığıyla kullanılan
girişimci enerjinin sürdürülebilir rekabet ve is-
tikrarlı büyümeyi sağlamada hayati önemi var.
Etkin girişimci, daha düşük katma değer yaratan
kırsal emekten sanayide daha yüksek katma de-
ğerli emeğe geçişin öncüsü olur. Sanayi Toplumu
aşamasında kırsal emeğin sanayi emeğine dö-
nüşmesinde girişimcilerin üstlendiği geliştirici
rol, Sanayi Toplumu aşamasından Bilgi Toplumu
aşamasına geçişte de önemli rol oynar.
Geçiş dönemlerinde, iş gücünün yeniden ko-
numlanmasında, marjinal işlerden örgütlü işlere
geçiş yaparken, orta sınıfın oluşması, orta sınıfın
yarattığı tüketici değer, beklenti ve davranışla-
rının yönlendiriciliği etkileri kalkınma yarışına
katılan toplumların gözardı edemeyecekleri hu-
suslar arasında yer alır. Marjinal işlerden örgütlü
işlere geçiş, düşük ücret alanlarından daha yüksek
ücret alanlarına sıçramayı da hızlandırır. Sıradan
iş gücü yerine eğitimli iş gücüne olan talebi artıran
bu süreç eğitim, öğretim sisteminin yapısı, işlevi
ve kültürünü de yeniden biçimlendirir.
Sanayi Devrimi sonrasında herkese geçimini
sağlayacağı bir iş yaratma, herkesi barınabileceği
bir konuta kavuşturma ve konutla işyeri arasında
hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım kamu yönetimi-
nin temel görevi olarak algılanıyor.
İçinde bulunduğumuz Bilgi Toplumu aşama-
sında, üretim hiyerarşisi değiştiği gibi, iş içinde
sosyal sınıflar ve toplumun katmanlaşması da
yeniden biçimleniyor. Hep birlikte “alın teri dö-
nemini geride bırakıp akıl teri dönemine” doğru
ilerliyoruz. Bu yeni örgütlenme ve hak arama
algısını de yeniden biçimlendirerek, büyümenin
yol haritasının yeniden çizmek zorunda kalınacağı
dönemi işaret ediyor. İşte tam bu aşamada top-
lumların girişimci enerjisinin düzeyi, etkinliği ve
sonuç alıcı niteliği hayati önem kazanıyor.
BÜYÜMENİN YOL HARİTASI
Sürdürülebilir büyüme yaratabilmemiz için
sürdürülebilir rekabet gücü yaratmak gereki-
yor. Sürdürülebilir rekabet gücü, avcı-toplayıcı
dönemde, Tarım Toplumu ve Sanayi Toplumu
aşamalarında hangi temel dinamiklere bağlı ise
Bilgi Toplumu aşamasında da benzer dinamikler
tarafından yönlendiriliyor.
Yaşam döngüsü, normal, kriz ve yeni normal
aşamalarının birbirini izlemesi biçiminde sürü-
yor. Büyük sayılar nedeniyle, normal koşullarda
en küçükler kitleyi temsil edenler çan eğrisinin
solundaki bir aralığı temsil ederken, en büyükler
de sağında kalan daha küçük bir azınlığı temsil
ediyor Çoğunluk ise çan eğrisinin merkezine
yakın yerde toplanır.
Kuşkusuz, büyük kitleler türdeş eşya gibi de-
ğil homojen bir yapı, işlev ve kültürleri yok, kendi
içlerinde bir hiyerarşileri, iş bölümleri bulunu-
yor. Hiyerarşi ve işbölümü kitlelerin zihinlerinde
meşrulaştırılır ve uzlaşma sağlanırsa toplumsal
ilişkiler de “istikrar” kazanıyor.
Gelir yaratan çalışma koşulları, yaşam biçimi
ve yaşam tarzlarında, kültürel algı ve davranışlarda
belli farklılıkları barındıran yapılar oluşturuyor. Za-
manla farklılaşmaların yarattığı sınıf ve katmanlar
arasında çatışma kızışır; açgözlülük ve sorumsuz-
luk, gözetim ve denetimsizlik, kurullara uymama,
sloganların ciddi fikirlerin yerine geçmesi, aklı bir
ideolojiye veya inanca emanet etme, önyargıları
ve yerleşik doğruları aşamama, farklı seçimleri ve
gelecek inşa etme iddiası olan liderlerden yoksun-
luk, kibir ve üstünlük inancı gibi niteliksel etkiler
normal koşulların dengesini sarsar. Dolayısıyla
kriz koşulları geçerli hale gelir. Kriz, sürmekte olan
üretim, paylaşımve yeniden üretimmekanizmasını
bozar; büyük kitleler konumlarını yitirirken, azın-
lıkta olanlar konumlarını farklılaştırır.
Sürdürebilir rekabet, yeni normal koşullarını
(kriz sonrası konsolidasyonu) iyi okuma, ona göre
konumlanmayı gerektirir. Makalenin II. bölümün-
de sürdürülebilir rekabet ve girişimcilikte krizin
yarattığı dört temel dinamik üzerine durulacak.
Alışkanlıkların
esiri olmayan,
önyargıların,
yerleşik
doğruların, kalıp
düşüncelerin,
ezberlerin
tuzağına
düşmeyen bilinç
uyanıklığı,
girişimci kişiliğin
çok temel
özelliklerinden
biridir.
EKONOMİK
FORUM
93
i