Türkiye’nin
“yerel
liderlik profili”
ne
olmalı?
RÜŞTÜ BOZKURT
Ü
lkemizde kırsaldan kente, küçük ve
orta ölçek kentlerden büyük metro-
pollere olan göçler sürüyor. Göçlerin
hızlanması, kentlerin büyümesi ve
ekonominin belirleyici unsuru haline gelmele-
ri küreselleşmenin hızlanmasıyla yeni bir ivme
kazandı. Bizler, dünya genelindeki kentleşme
eğiliminin açtığı kanalları en etkin biçimde nasıl
doldurmamız gerektiği yerine, kırsal kesimde nü-
fusu nasıl tutabileceğimizi tartışıyoruz ki, bu çok
ciddi bir kaynak israfına yol açıyor.
Yerel yöneticilerin tutumu ve kaynak kullanma
verimi ana fikrine dayanan denemelerimizde, sis-
temin kendi iç işleyişinden kaynaklanan bazı yö-
netici tiplerini daha önceki dört yazıda irdelemeye
çalıştık. Bu denemede ise, “Kentleşme çağımızın
önlenemez olgusudur; kentleşmeyi durdurma
yerine etkin yönetmeye yönelik arayışlarımızı
hızlandırmak, bu konuda yerel liderliğin önemini
kavramak sağlıklı tutum olacaktır” varsayımını
ele alacağız.
Kişi başına gelirin 25 bin doları aşmasına ka-
dar, düşük verimli işlerden yüksek verimli işle-
re, kırsaldan kentlere, kentlerde ise daha büyük
merkezlere göç önümüzdeki yıllarda da sürecek.
Enerjimizi, önlenemez kentleşme olgusunu dur-
durmak yerine, kentleşmede farklı bir nitelik
arayışına odaklayarak “göçleri doğru yönetme”
üzerine odaklanmalıyız. Bu açıdan baktığımızda
“yerel liderlik” konusunun sosyo-ekonomik bütün
gelişmeler bakımından hayati önemi olduğunu
görebiliriz. Gerçek bir yerel liderin ayırt edici yedi
özelliği bulunur. Bunlar:
1.
Yerel liderin bir uygarlık tasarımı olmalı
2.
Lider, öngerme ve önlem alma disiplinine
gölge sadakati göstermeli
3.
Proje ve harcama disiplinini içselleştirmeli
4.
Kapsayıcı bir anlayışla topluma nüfuz
etmeli
5.
Geri bildirimle kendine ince ayar yapabilen
öz güvene sahip olmalı
6.
Kibir ve üstünlük inancına, açgözlülük ve
sorumsuzluk tuzağına, sloganları ciddi fikirler
yerine koyma sapmasına yönelmemeli
7.
Kendini ve toplumu yeniden üretmenin
önemini kavrayan bakış açısını canlı ve diri tutmalı.
İnsanlık tarihinde yaşanan büyük dönüşüm-
lerin yarattığı üretimin örgütlenmesi, endüstri
devlet ilişkileri ve devletler arası ilişkileri iyi oku-
mak, değişim ve dönüşümlere uyum göstermenin
şartıdır. Çağdaş uygarlığın onurlu bir üyesi olarak
yerimizi almak istiyorsak, nasıl bir uygarlık oluştu-
ğunu kavramış, kendi toplumunun özel koşullarını
da dikkate alan liderlere ihtiyacımız var. Uygarlık
tasarımı çok önemli bir gelişme aracıdır. Özellikle
yerel liderlerin, dünya genelindeki oluşumlar ile
yerel olanak ve kısıtları dengeleyen bir uygarlık
tasarımları varsa, tutum ve davranışlarında iç tu-
tarlılık öne çıkar. Bu tutarlılık ciddi kitle desteğini
sağlayacak “güvenin” de kaynağını oluşturur.
Nasıl bir uygarlık yaratmak istediğini; değerle-
ri, iradesi, beklentileri ve projeleriyle tanımlayan
yerel liderlere sahip olan yerler, kaynaklarını ye-
relden evrensele taşıyabiliyor. Uygarlık tasarımı
olan yerel liderler, dışa ve dünyaya açık duruşun
ne anlama geldiğini daha iyi kavrıyor, sadece mal
ve hizmet üreterek yurt dışına satmanın yeterli ol-
mayacağını, başka kültürleri anlayarak onlara göre
üretim yapmanın uzun dönemli geleceği güven
altına alabileceğini zihinlerinde netleştirebiliyor.
Uygarlık tasarlayan ve onu gerçekleştirme sevdası
peşinde olan yerel liderler, kaynaklar ile değerler
sistemi arasındaki dengeyi daha etkin kurabiliyor.
Bir lideri sıradan bir iş yöneticisinden ayıran
Çağdaş uygarlığın onurlu bir üyesi olarak yerimizi almak
istiyorsak,
nasıl bir uygarlık oluştuğunu kavramış, kendi
toplumunun özel koşullarını da dikkate alan liderlere
ihtiyacımız var.
YÖNETİM
100
EKONOMİK
FORUM
