kendi sağlık verileri gerçekten hayal kırıklığı
yaratacak düzeyde.
ABD’li erkeklerde doğumda beklenen ya-
şam süresi, yüksek gelirli 17 ülke arasında en
kötüsü, İsviçre, Avustralya ve Japonya’ya göre
yaklaşık dört yıl daha kısa. Kadınlar açısından
ise Japonya’daki yaşam beklentisine göre beş
yıldan daha fazla düşük bir oranla aynı ülkeler
arasında en kötü ikinci durumda.
Sağlıkla ilgili diğer ölçümler açısından da
aynı derecede kötü durumda. Veriler, Amerika-
lıların yaşamları boyunca sağlık açısından daha
kötü durumda olduğunu gösteriyor. Son 30
yıldır bu alandaki sorunlar giderek ağırlaşıyor.
PİYASA OYUNCULARINA ÖNEM
VERMEMENİN BEDELİ ÖDENİYOR
ABD’nin sağlık konusundaki gerilemesini
kötüleştiren ve diğer ülkelerin önemli dersler
çıkarması gereken birçok etken var. Sağlığa
erişimi bir insan hakkı olarak görmeyen ge-
lişmiş birkaç ülkeden biri olan ve diğerlerine
göre özel sektöre daha çok bağımlı olan ABD’de
Amerikalıların ihtiyacı olan ilaçlara ulaşama-
ması sürpriz olmamalı. Çıkarılan Hastaların
Korunması ve Düşük Maliyetli Tedavi Yasası
(Obamacare), her ne kadar iyileşme sağladıysa
da, sağlık sigortası uygulaması hâlâ yetersiz du-
rumda ve 50 eyaletin nerdeyse yarısı, ABD’nin
yoksullarına yönelik bir sağlık yardım programı
olan Medicaid’i yaygınlaştırmayı reddediyor.
Dahası ABD, gelişmiş ülkeler arasında ço-
cukluk dönemi yoksulluğu konusunda birinci
durumda (bu durum, özellikle Avrupa’da uy-
gulanan kemer sıkma politikaları bazı Avrupa
ülkelerinde yoksulluğu ciddi ölçüde artırma-
dan önce de geçerliydi) ve yetersiz beslenme
ile yetersiz tedavi olanakları çocukları yaşam
boyu etkileyebiliyor. Diğer yandan, ABD’nin
silahlarla ilgili yasal düzenlemeleri de, ABD’nin
gelişmiş ülkeler arasında en yüksek cinayet
oranına sahip olmasına katkı sağlıyor. Ülkenin
otomobile olan bağımlılığı ise trafik kazasına
bağlı ölüm oranlarının yüksek düzeylere ulaş-
masına yol açıyor.
ABD’de yaşanan büyük eşitsizlik de, yukarı-
da saydığım etkenlerle birlikte değerlendirildi-
ğinde, ülkenin sağlık konusundaki gerilemede
önemli bir etken. Yoksulluğun, çocukluk döne-
mi yoksulluğunun arttığı, sağlık hizmetlerine,
konut edinme olanakları ile eğitime ulaşabi-
len insan sayısının yükseldiği ve giderek daha
az sayıda insanın güvenli gıdaya ulaşabildiği
(çoğunlukla obeziteye yol açan ucuz gıdalar
tüketiliyor) ABD’de sağlıkla ilgili verilerin kötü
olması kimseyi şaşırtmamalı.
ABD, sağlık verileri konusunda da yüksek
gelirli ve sigorta güvencesine sahip nüfus açı-
sından, dünyanın diğer ülkelerinden daha kötü
durumda. Belki bu da, gelişmiş ülkelere oran-
la daha büyük bir eşitsizlik olmasıyla ilintili
olabilir. Sağlık, bildiğimiz gibi stresle ilgilidir.
Başarıya giden basamakları tırmanmaya çalışan
insanlar, başarısızlığın kötü sonuçlarını farkın-
dalar. ABD’de başarı basamaklarının arasındaki
mesafe diğer bütün ülkelerde olduğundan daha
yüksek ve en üst basamaktan en alt basamağa
olan mesafe de daha fazla. Bu da, daha fazla
endişe, yani sağlığın kötüleşmesi anlamına
geliyor.
Sağlıklı olmak bir nimet, fakat ülkelerin
sağlık sistemlerini (ve toplumlarını) inşa etme
yöntemleri, sonuçlar açısından çok büyük bir
fark yaratıyor. ABD ve dünya, piyasa oyuncula-
rına aşırı güvenmenin, eşitlik ile sosyal adalet
gibi daha kapsamlı değerlere yeterince önem
vermemenin bedelini ödüyor.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2014.
Sağlığa erişimi
bir insan hakkı
olarak görmeyen
gelişmiş birkaç
ülkeden biri olan
ve diğerlerine
göre özel sektöre
daha çok bağımlı
olan ABD’de
Amerikalıların
ihtiyacı olan
ilaçlara
ulaşamaması
sürpriz olmamalı.
EKONOMİK
FORUM
89
i