EKONOMİK
FORUM
49
i
ARAŞTIRMA
Şu anda ABD-AB ticaretinde uygulanan ortalama gümrük tari-
fesi oranları düşük seviyede. Bu nedenle ülkeler arasında farklılık
gösteren sınırlı sayıdaki hassas ürün hariç, gümrük tarifeleri artık
esas sorun olmaktan çıktı. TTIP’nin temel etkisinin “yeni kural”
koyma kapasitesi olacağı tahmin ediliyor. Bazıları bu özelliği “oyunu
değiştirici” olarak nitelendiriyor. Rekabet politikası, fikri mülkiyet
hakları, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik kamusal önlemler,
iş gücü ve çevre politikaları gibi konularındaki düzenlemeler arasında
daha fazla uyum sağlanması amaçlanıyor.
TTIP, mevcut DTÖ kurallar dizisine nazaran daha kapsamlı ku-
ralları içerecek bir düzeni hedefliyor. Bu, dünyanın en büyük ticaret
hacmine sahip ülkeler arasında “ticaret kuralları” bakımından derin
bir uyumun yakalanmasına vesile olabilir. Böylelikle gerek yatırım-
cılar gerek yatırımakışları açısından oluşturulan geleneksel serbest
ticaret bölgeleri anlayışının ötesine geçen sonuçlar doğabilir. Ric-
hard Baldwin’in de belirttiği gibi, “21. yüzyıl ticaretinin kalbinde;
1) mal ticareti ile 2) üretim tesislerine, eğitime, teknolojiye ve
uzun erimli ticari ilişkilere yönelik uluslararası yatırımların iç içe
geçmesinin yer aldığı” unutulmamalı (Baldwin 2011).
Birçok üçüncü tarafın TTIP’nin genel çerçevesini endişeyle
beklerken, olası çıktılarını tahmin etmeye ve olası sonuçlarına
belirlemeye ve buna göre hazırlanmaya da çalıştıkları sır değil.
Söz konusu ülkeler üzerindeki etki, sadece TTIP’nin yaratacağı
yeni iş yapma ortamına değil, üçüncü tarafların yeni belirlenen
kurallara ayak uydurmaya ne derece hazır olduğuna da bağlı. Diğer
bir deyişle, bu ülkelerin TTIP tarafından yaratılacak yeni ticaret
ortamına nasıl ayak uydurabileceği bu ülkeler kadar TTIP’e taraf
ülkeler bakımından da önem taşıyor.
Üçüncü taraflar için önemli bir seçenek, ticaret politikalarını
ve uygulamalarını “tek taraflı” olarak TTIP’ kurallarına uygun
hale getirilmesi. Ancak ticaret politikalarında temel dönüşümleri
gerçekleştirmek, iyi yapılandırılmış teşvikler gerektiriyor. Burada
şu soru ortaya çıkıyor: Üçüncü tarafların ortaya konulacak yeni
kurallara uyum sağlamaları için TTIP, ne gibi teşvikler sunabilir?
TTIP VE TÜRKİYE’NİN ZORLU DÖNÜŞÜM SÜRECİ
Küresel ekonomiyle bütünleşmiş olan Türkiye, mega-bölgesel
ticaret anlaşmalarının küresel ticaret ortamında yaratacağı deği-
şikliklerden şüphesiz etkilenecektir. Ampirik çalışmalar, “ticaret
kayması” sonucu Türkiye’de ciddi refah kayıplarının oluşacağını
gösteriyor. TTIP yürürlüğe girmesi durumunda Türkiye’nin ihra-
catında, sınırlı düzeyde de olsa, düşüş yaşanacağı tahmin ediliyor.
Tabiatıyla Türkiye’nin bu duruma kayıtsız kalması söz konusu
olamaz. Mega anlaşmalarla kapsamı şekillenecek yeni “kurallar”a
uyum sağlamada gecikme ve bu oluşumun dışında kalmak giderek
Türkiye için ciddi bir meydan okuma olarak değerlendirilmeli. Bu
bakımdan, Türkiye’nin bu yeni döneme nasıl tepki göstereceği
kritik önem arz ediyor.
Tüm belirtiler, Türkiye’nin ciddi bir değişime girmeyi ve
kapsamlı bir dönüşüm programı uygulamayı arzu ettiğini
gösteriyor. Türkiye bu yöndeki kararları en üst siyasi düzeyde
gerek ABD gerek AB’ye sürekli bir şekilde açıkça ifade ediyor.
İş çevreleri de desteklerini açıkça beyan ediyor. Türkiye’nin en
büyük sanayi ve ticaret şirketlerinin oluşturduğu en saygın mes-
konusu girişimler tamamlandığında, kü-
resel ticaret ortamını gerek piyasa erişimi
gerek uluslararası ticareti yöneten kurallar
bakımından (game changer) oyun değiştirici
olacağı ileri sürülüyor. Yeni küresel ticaret
kurallarını şekillendirme iddiasını taşıyan bu
iki mega müzakerede yer almayan ülkelerin
duyduğu rahatsızlık büyük ölçüde bundan
kaynaklanıyor.
TTIP görüşmelerinin Washington’daki
dokuzuncu turunun sorunsuz bir şekilde
tamamlanmış olması, artık bazı konularda
“metin” üzerinden yapılan görüşmelere ge-
çilmesi, müzakerelerin ileri bir aşamaya gel-
diğini gösteriyor. Nitekim “Bu aşamada tar-
tışmalar belirli metinsel öneriler çerçevesinde
devam edecektir”
1
açıklaması da yapıldı. AB
Başmüzakerecisi Ignacio GarciaBercero basın
toplantısında, “en fazla yararın TTIP’nin dü-
zenleyici bileşeninden sağlanabileceğinin” ve
“eğer ABD ve AB en yüksek oranda korumayı
esas alan uluslararası düzenleme ve stan-
dartları geliştirmede öncü rol üstlenmek isti-
yorsa,”
2
dayanışmanın bu iki konu etrafında
şekillenmesi gerektiğinin altını çizdi.
1)
http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=11582)
http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=1158