EKONOMİK
FORUM
97
i
Uluslararası toplum, her toplumda olduğu gibi öncelikli korunması gereken temel
değerlere sahiptir. Bu değerlerin korunması uluslararası hukukun sıradan normlarından
farklı olarak, otoriter ve üst niteliklere sahip jus cogens normlarla sağlanmaktadır.
Uluslararası toplum nazarında bu normların varlığının kabul edilmesinde, devlet
egemenliğinin bir uzantısı olarak karşımıza çıkan devletlerin sözleşme yapma yetkisinin
sınırlandırılması önemli bir rol oynamaktadır. Burada devletlerin özgürlüğü, sınırsız
bir nitelik olmaktan ziyade toplumun temel değerleri ve çıkarlarıyla çevrelenmektedir.
Dolayısıyla, hem ulusal hem de uluslararası hukuk
düzenlerinde, toplumun temel değerlerinin ve buna bağlı
çıkarlarının, bireylerin ya da tek tek devletlerin çıkarlarından
daha üstün, daha öncelikli olduğu kabul edilmeli ve temel
değerlerin jus cogens normlar kapsamında uygulanmasının
yolu açılmalıdır.
Kitap, rekabet üstünlüğünün nasıl sağlanabileceğini anlatıyor. Konu rekabet iken firmaların
aynılaşma eğiliminde olduğu söylenebilir. Oysa müşterilerin ilgisini çekebilmek, farklılaşmakla
mümkündür. Bu kitap, farklılaşarak rekabet üstünlüğünün nasıl sağlanabileceğini anlatıyor.
Farklılaşmak ancak inovasyon geliştirmekle mümkü. Sürdürülebilir bir inovasyon kültürünün inşa
edilmesi firmaların öncelikleri arasında yer almak durumunda.
Kitap, inovasyon araçlarını kullanarak farklılaşmayı ve bu suretle
rekabet üstünlüğünün nasıl sağlanabileceğini anlatıyor.
Müşteri açısından anlamlı bulunacak her beklenmedik adım
firmanıza rekabet üstünlüğü kazandırır. Bu kitap, “beklenmedik”
olanı inşa ederek rekabet üstünlüğü kazanabilmeyi anlatıyor.
Toplumun
temel değerleri
nasıl
korunur?
Rekabet üstünlüğü
sağlamanın yolları
Gülder DEMİR
|
gulder.demir@dunya.comEkonomik Forum Dergisi, Dünya Yayıncılık AŞ,
100. Yıl Mahallesi, Kat: 3 34440 Bağcılar/İSTANBUL
KİTAP
GÖNDERMEK
İÇİN...
Fotoğraf, 1839’da doğduğu andan itibaren hemmodernitenin bir parçası oldu hem de onu simgeledi.
Bu yeni teknoloji, sağladığı kaydetme ve sergileme imkânları ile taşıdığı kesinlik ve gerçeklik iddialarıyla
modern dünyanın hareketliliğine sıkı sıkıya kenetlendi. Osmanlı İmparatorluğu da fotoğrafı büyük bir
heyecanla kucakladı. Fotoğrafın etkisi ve anlamı, Tanzimat hareketinin modernleşme ve Batılılaşma
atılımıyla örtüşerek birleşti. Fotoğraf, 20. yüzyıl başında Osmanlı topraklarında günlük yaşamın, basının ve
devlet aygıtının olağan bir parçası haline geldi. Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu bağlamında, fotoğrafla
modernite arasındaki yakın ilişkinin en çarpıcı yönlerini ele alıyor. İçerdiği malzemenin önemli bir
kısmı, padişahın imparatorluğunu Batılı kitlelere tanıtmak amacıyla ısmarladığı fotoğraflarda ve albümlerde
olduğu gibi, modernitenin fotoğraf aracılığıyla sergilenmesine dair. Modernite fotoğraf sanatının bir parçası
haline gelmiş, onu sıradan, alışılmış bir uygulama haline getirmiştir. Resimli basınla, aile fertlerine veya
isimsiz koleksiyonculara yollanan kartpostallarla, arkadaş ve tanıdıklara verilen portrelerle, çalışanların veya
mahkûmların resimleriyle fotoğraf, kamusal ve özel hayatın bütün alanlarını işgal etmeye başlamıştır. Camera
Ottomana, yakın geçmişteki dönüştürücü güce sahip en etkili teknolojik icatlardan biri olan fotoğrafın yerel
boyutunun eleştirel bir değerlendirmesi olduğu kadar, ona duyulan ilgi ve saygının ifadesidir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda
fotoğraf
Beklenmedik Rekabet Üstünlüğü
Özgür Eyiol
Artıfarma Yayınları
344 Sayfa, Mayıs 2015
Ankara
Camera Ottomana:
Osmanlı İmparatorluğu’nda Fotoğraf ve
Modernite 1840 - 1914
Zeynep Çelik & Edhem Eldem & Bahattin
Öztuncay & Peter Bonfitto & Frances Terpak
Çeviri: Ayşen Gür
254 Sayfa, Nisan 2015
İstanbul
Uluslararası Toplumun Anayasası
Jus Cogens
Demet Şefika Mangır
Nobel Yayınevi
216 sayfa, Mart 2015
İstanbul