Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  47 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 47 / 132 Next Page
Page Background

EKONOMİK

FORUM

47

i

konu. Finans durumunun yalnızca son bir-

kaç dakikada konuşulduğu Kopenhag’da,

zengin ülkeler 30 milyar dolar finansal

destek sağlayacaklarını ve 2020 yılına ka-

dar da yılda en az 100 milyar dolar finan-

sal akım sağlanacağını belirttiler.

Yoksul ülkeler 2020 yılından sonra

da benzer taahhütler duymak istiyorlar

ama bunun nasıl yapılacağı konusunda

güçlü anlaşmazlıklar var. Bazıları, tüm

paranın zengin ülkelerce sağlanmasını

istiyor, fakat bu hükümetler ise sadece

kamu gelirlerinden böyle bir finansmanı

sağlayamacakları konusunda kararlılar.

Dünya Bankası gibi uluslararası kalkınma

bankalarının bu finansmanı saptamada rol

oynamalarını ve gelecek finansmanın ço-

ğunun özel sektörden gelmesini istiyorlar.

Küresel Isınma ve İklim Değişikli-

ği yeni sözleşmesi için Haziran ayında

Bonn’da bir araya gelen taraflar süreci

kontrol altında tuttuklarını ve bir uzlaş-

maya varacaklarını söyleseler de herhangi

bir taslağın çıkmaması müzakerelerin son

dakikaya kadar süreceğini gösteriyor.

Kopenhag ve Lima’daki başarısızlığın

Paris’te tekrarlanması zor görünse de sağ-

lanacak mutabakatın beklentilerin altın-

da kalması da olasılık dışı değil. Çünkü

küresel ısınmanın doğal sonucu olarak

dünya yeni sorunlarla da karşı karşıya

kalıyor. Adı henüz konulmayan bu sorun-

ların en çarpıcı örneğini “iklim mültecile-

ri” oluşturuyor. Milyonlarca insan iklim

değişiklikleri sebebiyle yerinden olurken,

uluslararası sözleşmelerde tanımlanma-

ması sebebiyle koruma altına alınamıyor.

Avrupa’yı son yıllarda etkileyen göç me-

selesi gibi dünyayı etkileyen su ve gıda

krizleri de küresel ısınmadan bağımsız

değerlendirilmemesi gerekiyor.

PARİS İKLİM ZİRVESİ ÖNCESİ

AYDINLARDAN ÇAĞRI

Paris’te iklim değişikliği konferansı

öncesi sanatçı, gazeteci, bilim insanı ve

akademisyenlerin de arasında bulunduğu

100 kişi kitle eylem çağrısında bulundu.

Desmond Tutu, Vivienne Westwood, Na-

omi Klein ve Noam Chomsky gibi isimlerin

yanı sıra Vandana Shiva, Nnimmo Bassey

ve Yeb Sano gibi aktivistlerin yer aldığı

grup, “İklim Suçlarını Durdurun” kitabın-

da yaptıkları açıklamada şöyle diyorlar:

“Bir dönemeçteyiz. Bizim için yaşana-

bilir olmayan bir dünyada hayatta kalmaya

mecbur olmak istemiyoruz. Kölelik ve

ırkçılık, devletler bunları ortadan kaldırmaya karar vermediği

için sona ermedi. Kitle hareketleri siyasi liderlere başka çare

bırakmadı.”

Açıklamada, ortaklıkları ve uluslararası ticareti hedef ala-

rak, fosil yakıtlara yönelik hükümet ödeneklerinin sona ermesi

ve çıkarımının durdurulması yönünde çağrıda bulunuluyor.

Kitapta 100 imza sahibi “Ticaret ve yatırımların serbest-

leştirilmesi yıllarca devletlerin iklim kriziyle yüzleşme kapa-

sitelerini zayıflattı. Her aşamada, içinde fosil yakıt şirketle-

ri, tarımsal işletme şirketleri, finans kuruluşları, dogmatik

ekonomistler, şüpheciler, inkârcılar ve bu çıkarların esareti

altındaki hükümetlerin bulunduğu çeşitli güçler ya çözüme

engel oluyor ya da yanlış çözümler geliştiriyor. 90 şirket,

dünya çapında kaydedilmiş olan sera gazı emisyonlarının üçte

ikisinden sorumlu. İklim değişikliğine hakiki cevaplar, bu şir-

ketlerin güçlerini ve servetlerini, serbest piyasa ideolojisini ve

onları destekleyen ve sağlama alan devlet ödeneklerini tehdit

ediyor” diyor.

Kitabın önsözünde ırkçılığa karşı duruşuyla ün kazanan

Cape Town eski başpiskoposu Desmond Tutu, şöyle yazıyor:

“Karbon ayak izimizi azaltmak sadece bilimsel bir zorun-

luluk değildir, aynı zamanda çağımızın en önemli meydan

okumasıdır. Çünkü tarih göstermiştir ki, insanlar haklı bir

neden peşinde beraber yürüyebilirlerse, hiçbir şey onların

karşısında duramaz.”

Pariz Zirvesi’ne sayılı günler kala dünya ortak evimi-

zin geleceği hakkında tarihinin en önemli kararını vermeye

hazırlanıyor. Enerji kaynakları gibi Modern Çağı anlamlan-

dırmamızda kullandığımız zaman ve ilerleme kavramları da

gelecek yıllarda yeniden yorumlanmak durumunda kalacak.

Ortak evimizin geleceği bakış açımızı değiştirmemizle, çok

yönlü bakabilmemizle ancak koruma altına alınabilir. Büyük

devletlerin ortaya koydukları siyasi iradenin sınırları zorlayıp

zorlamayacağını göreceğiz. Ancak BM Genel Sekreteri Ban

Ki-Moon’un ifadesiyle tercih şansımız yok; çünkü başka bir

dünya olmadığı gibi B planımız da yok!

PROJEKSİYON