Dünyanın artan nüfusu (bugün 7.3 milyar
ancak 2014 yılına kadar sekiz milyara ve 2040
civarında da dokuz milyara ulaşmış olacak), insan
kaynaklı iklimdeğişikliği ve temiz suyun sulama ile
kentsel ihtiyaçlar için aşırı kullanılması (özellikle de
şehirler kurak alanlarda kurulduysa) gibi şeylerin
tamamı felaket potansiyelini körüklemekte.
Yapılan son araştırmalar bu eğilimlerin arta-
bileceğine işaret etmekte. İnsan kaynaklı iklim
değişikliği hakkında yapılan araştırmaların tamamı
Libya, Mısır, İsrail, Filistin ve Suriye gibi güvenliğin
sıcak noktaları dâhil, Akdeniz bölgesinde yağışların
daha da azalarak geçtiğimiz çeyrek yüzyıl boyunca
meydana gelen kuraklık eğilimini şiddetlendire-
ceğini göstermekte. Benzer biçimde, Columbia
Üniversitesi Dünya Enstitüsü’ndeki meslektaşla-
rımın yaptığı son araştırmada da, insan kaynaklı
iklim değişikliğinin bu yüzyılın ikinci yarısında
ABD’nin güneybatısında ve büyük ovalarda sıklığı
giderek artan mega kuraklıklara yol açabileceği
belirtilmekte.
BÜYÜYENTEHDİTLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ
Bu yılın Eylül ayında, dünya liderleri BM’de bir
araya gelerek bu artan tehditlere yönelik bir dizi
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SHK) belirleyecek.
Bu SKH’leri küresel eylemi garanti etmez ama ABD
Başkanı John F. Kennedy’nin BM anlaşmaları hak-
kında bir zamanlar söylediği gibi, dünyayı eyleme
doğru yönlendirmeye yardımcı olacak bir manivela
görevi görebilirler. SKH’ler için planlama yapmaya
şimdi başlamak bu yüzden önemli.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, bu yeni
hedefleri tutturmada ülkelere yardımcı olmak
için SDSN’yi başlattı. Başlıca üyeler arasında tüm
dünyadaki üniversiteler, düşünce kuruluşları sa-
yılabilir ve önde gelen işletmeler ile STK’lar da
önemli ortaklar arasındadır. Tüm dünyada, Ame-
rika Kıtası’nda, Avrupa’da, Orta Doğu’da, Güney
Asya’da, Doğu Asya’da, Afrika’da ile Okyanusya’da
ulusal ve bölgesel SDSN şubeleri kurulmaktadır.
Bunun amacı Eylül ayında SKH’leri kabul edilene
kadar her ülkenin SDSN’ye katılımını sağlamak.
Bu ilkbahar ve yaz mevsiminde, tüm dünya
ülkelerinde, SDSN’ye bağlı kuruluşlar hükümet-
leri sürdürülebilir kalkınmanın kendi şehirlerin-
de, ülkelerinde ve bölgelerinde nasıl sağlanacağı
hakkında beyin fırtınası yapmaya davet edecek.
Şüphesiz birçok politikacı kendi üniversitelerinin,
STK’larının ve önde gelen işletmelerinin katkıları
içinminnettar olacak. Ve gerçeklerden kaçmak iste-
yenler de bunun artık imkânsız olduğunu görecek.
Bu nedenle kuraklıklar, ısı dalgaları, şiddetli
fırtınalar, yükselen deniz seviyeleri ve istikrarsız
iklim modelleri artık bizim yeni gerçekliğimizdir.
Basiretli hareket etmez ve yaptıklarımızı bilimsel
kanıtlara dayandırmazsak, su stresini, gıda güven-
cesizliğini ve sosyal krizleri geride bırakamayız.
Başka bir deyişle, bugünün büyüyen tehditlerinin
üstü örtülemez. Sürdürülebilir Kalkınma Çağı’nın
temelinde açıklık, katılım ve bilim olmalı.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2014.
www.project-syndicate.orgİnsan kaynaklı
iklim değişikliği
hakkında yapılan
araştırmaların
tamamı
Libya,
Mısır, İsrail,
Filistin ve Suriye
gibi güvenliğin
sıcak noktaları
dâhil,
Akdeniz
bölgesinde
yağışların daha
da azalarak
geçtiğimiz çeyrek
yüzyıl boyunca
meydana gelen
kuraklık eğilimini
şiddetlendireceğini
göstermekte.
EKONOMİK
FORUM
89
i