EKONOMİK
FORUM
86
Hafta sonu gittim köye dedim babama,
“Görmüşüm cenneti koca ova kesmiş-
tir ışığa… Bir gün de anami götürdüm.
Gördü anam elektriği şaşırdı zavallı…”
(Kaynak: Nazım Taygun.)
Fabrikalardan Anadolu’ya
yayılan uygarlık
Şeker Fabrikaları sadece üretim alan-
ları olarak kalmadı. Sosyal tesisleri ve
yaşantısıyla çevresini aydınlattı, çevreye
uygarlığı götürdü. Şeker fabrikaların-
da işçilerin soysal ihtiyaçları belki de
bu günkü kanunların, mevzuatın çok
üstünde idi. Çok özgür sendikalar ve
sendika temsilcileri vardı. Temsilciler
hiçbir korkuya kapılmadan işçilerini sa-
vunuyorlardı.
Şeker fabrikalarında yer yer okullar,
camiler, hamamlar, duş yerleri, eğlence
ve spor tesisleri vardı. Çiçek bahçeleri,
çimlikler, fidanlıklar oluşturuldu. Ucuz
yemek ihtiyacı karşılanıyordu.
%97’sinde tuvalet olmayan evlerde
yaşayan Anadolu insanı, bu fabrikalarda
porselen tabaklı, keten veya muşamba
örtülü masaların dizildiği yemekhaneleri
ilk kez görüyordu. Çatal bıçak kullanmayı
öğreniyorlardı.
Fabrikada çalışan işçiler evlerine,
mahallerine gittiklerinde fabrikada gör-
düklerini uyguladılar. Fabrikalardaki bu
yaşantı giderek çevreye yayıldı. Fabri-
kalarda düğün, sinema, konser salonları
vardı. Anadolu insanı sinemayla bu sa-
lonlarda tanıştı.
Sinema konusunda Anadolu’da yaşa-
nan bir olayı anlatmak istiyorum. Fabrika
salonunda sinema oynatılmaya başla-
yınca kent halkında bir dedikodu yayılır.
“Salona doluyorlar, ışıkları söndürü-
yorlar, kim bilir içerde neler oluyor?”
Fabrika müdürünün kulağına bu gi-
dince Kaymakamdan rica eder ve “Yarın
akşam halkın ileri gelenlerini kadın erkek
sinemaya davet ediyorum” der. Erte-
si gün halkın ileri gelenleri sinemada
EKONOMİ TARİHİ