Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  35 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 132 Next Page
Page Background

35

EKONOMİK

FORUM

güvenin, yeniden tesis edilmesine ihtiyaç

var. Bu konuda ekonomi yönetimimiz ile

birlikte çalışıyoruz ve önemli mesafe al-

dık. Bankaların da sadece kendilerini değil,

ekonominin bütününü düşünerek, daha

hassas ve sorumlu davranmalarını bekliyo-

ruz. Asgari ücret artışı, reel sektör üzerinde

önemli bir maliyet artışı getirdi. Burada

en büyük yük, sektörümüze yüklendi. Zira

kayıtlı istihdamı sağlayan sektörler için bi-

rinci sırayı perakende sektörü alıyor. Türki-

ye’deki yaklaşık 10 milyon 450 bin sigortalı

çalışanın 1 milyon 258 bini, yani yüzde 12’si

perakende sektöründe. İkinci sırada gelen

sektörün 2 katı kayıtlı istihdam sağlıyoruz.

Bu nedenle asgari ücretin en büyük etkisini

bizler yaşıyoruz.

"Yeni düzenlemeler gerekiyor"

Hükümetimiz, bütçe imkânları çerçe-

vesinde bir destek sağladı. Bunun için te-

Sektörün verimliliği artırarak güçlene-

ceğini açıklayan Hisarcıklıoğlu, özellikle

zor zamanlarda verimliliğin her zamankin-

den daha önemli hale geldiğini vurguladı.

2015 yılında Türkiye’de çalışan kişi başı

katma değer yüzde 2,6 arttığını, toptan

ve perakende ticarette ise verimlilik artış

hızının yüzde 5,1 olduğunu kaydeden

Hisarcıklıoğlu, “Yani verimlilik düzeyimizi

ekonominin geneline kıyasla iki kat daha

hızlı arttırmışız. İşimizi doğru yapmışız.

Buna mecburuz. Neden mi? Çünkü sek-

tördeki aktörler, birbirleriyle yoğun bir re-

kabet yarışı içinde. Bu rekabet, karlılığımızı

sürekli aşağıya çekiyor. Verimliliğini arttıran

yarışa devam ediyor. Bunu başaramayan

sektörden çıkıyor” dedi.

Verimliliği artırmada teknolojinin son

derece önemli olduğunu dile getiren Hisar-

cıklıoğlu şöyle konuştu:“Milyonlarca müşte-

risi, onbinlerce tedarikçisi olan bir sektörün,

teknolojinin nimetlerinden faydalanması

gerekiyor. Teknolojiyi doğru kullanarak, iş-

letmelerimizi geliştirebilir, karlılığımızı arttı-

rabiliriz. Burada anahtar kelime dijitalleşme.

Üç kritik nokta

Bu çerçevede üç kritik noktanın altını

çizeyim. İnternetin aslında bir satış mecrası

olduğunu unutmayalım. Müşterilerimizin

alışveriş alışkanlıklarını ve beklentilerini

ölçelim. Bunun için gerekli olan verileri

toplamak ve analiz etmek için kapasite

inşa edelim. Tedarikçilerimizle ve müşte-

rilerimizle dijital ortamda iletişim kuralım.

TOBB bünyesindeki Global Standartlar Veri

Havuzu’na dahil olalım.

Sipariş ve sevkiyatta karşılaşılan sorun-

ları böylelikle aşabiliriz. Operasyonlarda

maliyetleri azaltıp rekabet avantajı kaza-

nabiliriz. Ama bunların hepsinden önce,

memleketin tamamında huzur ve güven

ortamına sahip olmamız gerekiyor. Çünkü

huzur olursa ticaret olur. Ticaret olursa refah

ve zenginlik gelir. İstihdam artışı gelir.

2015 senesinde Türk özel sektörü 611 ki-

şiye yeni istihdam sağladı. Bunun yüzde 15’i,

ticaretle uğraşan sektörlerimizden geldi. Bu

sektörlerimiz 106 bin kişiye yeni iş alanı açtı.

"Nakit akışı yavaşladı"

Öte yandan önemli bir sıkıntımız, pi-

yasada nakit akışındaki yavaşlama. Resmi

rakamlar, çek ve senet ödemelerinde sıkıntı

olduğunu gösteriyor. Özellikle çeke olan

şekkür ediyoruz. Ancak 1 sene süreli bu

desteği güçlendirecek adımlara ihtiyaç

var. İstihdam dostu büyüme sağlamak için,

istihdam üzerindeki mali yükler, kıdem

tazminatı ve zorunlu istihdam uygulama-

ları birlikte ele alınmalı. Bu kapsamda iş

mahkemelerinin yapısı ve işleyişi de mut-

laka gözden geçirilmeli. Ben anlamıyorum.

İşveren bu davalarda hep mi haksız olur?

Davaların uzun sürmesi de ayrı bir sorun. İş

davalarının yıllık ortalama görülme süresi

417 gün. Yargıtay’daki 750 bin dosyanınsa

yaklaşık yüzde 30’u iş hukukundan kay-

naklanıyor. Neyse ki, bu konudaki reform

taleplerimiz karşılık bulmaya başladı. Adalet

Bakanlığımız yeni bir İş Mahkemeleri Kanu-

nu hazırlıyor. İş hayatıyla ilgili taleplere, dava

açmadan önce arabulucuya başvurma zo-

runluluğu getiriyor. Bu konuda çalışmalar

devam ediyor. İnşallah iş hayatını rahatla-

tacak düzenlemeler gelmesini bekliyoruz.”

Pek çok sektörde, girdi çıktı arasında büyük

KDV oranı farkı bulunduğunu ifade eden

Hisarcıklıoğlu, bu yüzden şirketlerin KDV

alacaklarını uzun süre tahsil edemediğini ve

finansman sıkıntısı yaşadığını anlattı.

“Devlet nasıl alacağına şahin ise borcu-

na da aynı duyarlılığı göstermeli”diyen

Hisarcıklıoğlu şirketlerin KDV alacaklarının

Kurumlar Vergisi’nden mahsup edilebilm-

esi imkânı istedi. Sebze, meyve ve et gibi

temel tüketim oranlarındaki KDV’nin yüzde

1’e indirilmesinin de hem kayıtdışılıkla

mücadele hem de orta ve düşük gelirli

vatandaşların yararına olacağını söyleyen

Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:“Öte yandan

sektörümüzdeki dokusunu bozan, haksız

rekabete yol açan uygulamalar da mevcut.

İndirimmağazaları,“private label”markalı

ürünler, hem KOBİ’lerimizin büyümesini,

hem de markalaşmasını engelliyor. Bir

taraftan girişimcimize diyoruz ki markalaş.

Ama markalaşanın da paçasında tutuy-

oruz. Eğer bu işin önü alınmazsa, milli bir

sanayimiz kalmaz, sanayicimiz ve üreticimiz

de taşeronlaşır. O halde bunları da denetim

altına alacak düzenlemelere ihtiyaç var.

Hükümetimizin, reel sektörün ihtiyaçları

duyarlı yaklaşımını biliyoruz. Yine bu

kapsamda attığı adımları ve 2016 Eylem

Planı’nı son derece önemsiyor ve olumlu

buluyoruz. Kamu ve özel sektör el birliği

içinde çalışarak, yüksek büyüme tempo-

sunu yeniden ülkemize kazandıracağımıza

inanıyorum. Rehavete kapılmayacağız.

Riskleri göz ardı etmeyeceğiz. Ama fırsatları

da gözden kaçırmayacağız.”

"Sebze, meyve ve ette KDV yüzde 1’e inmeli"