EKONOMİK
FORUM
30
B
u çalışmalarda deprem riskinin
amaçtan çok araç gibi kullanıldığını
düşünüyorum. Niteliksiz konut sto-
ğunu dönüştürme aşamasında, bölgenin
deprem riski mutlak surette dikkate alınıyor
fakata yapı stoğunun durumu ile birlikte an-
cak bunun temel amaç olduğunu gösteren
donelerle maalesef ki çok karşılaşamıyoruz.
İstanbul özelinde şu ana kadar riskli alan ilan
edilen yerlerin yüzdesel olarak 2. deprem
bölgelerinde olduğunu görüyoruz. Bina ba-
zında yapılan dönüşümlerde ise deprem ris-
kinden çok rantın yüksek olduğu yerlerde ve
ilave inşaat hakkı kazanılan parsellerde böyle
bir gelişimin olduğu görülüyor. Halihazırda
bölgesel olarak riskli alan ilanı ile bölgesel
projelerin ilerlemesi ile ilgili de çeşitli riskler ve
sıkıntılar ile ilgili belediyeler de mal sahipleri
de karşı karşıya kalıyor.
Riskli alan tespitlerindemutlaka ki detaylı
fizibilite ve tespit raporları hazırlanmakta. Bu
raporlarda deprem riski ve yapı stoğu kalitesi
çakıştırılmak sureti ile dönüşümbölgeleri ön-
celiklerine göre alt bölgelere ayrılabileceğini
düşünüyorum. Dünyada kentsel dönüşüm
projelerinin iyi örneklerine baktığımızda ortak
özeliklerinin başarılı bir kamu - özel sektör
işbirliği yönetimi olduğu sonucuna ulaşıyo-
rum. Buradan hareketle belki bu birlikteliği
çok iyi kurgulamak gerekir. Bu denli büyük
projelerde para çok ama çok önemli... Finan-
sal kaynak yaratamadığınız sürece projelerin
hayata geçmesine imkan yok. Bu nedenle işin
çatısını oluştururken kamu kadar özel sektö-
rün de beraber hareket ettiği, finansal mode-
lin ve planlamanın da iyi yapıldığı bir süreç
yönetimi öncelikli şart. Bunları çözümledikten
sonra doğru planlama ki bir master plan ge-
rekliliği sözkonusu oluyor bu noktada. Küçük
alanlar için değil salt üst ölçekten başlamak
suretiyle alt ölçeklere inmek kaydıyla doğru
bir plan, bir kimlik ve bir stratejiye ihtiyaç var.
KAPAK KONUSU
Kamu ve özel sektör
işbirliği iyi kurgulanmalı
TSKB Gayrimenkul
Değerleme A.Ş.
Genel Müdürü
Makbule Yönel
MAYA
D
eprem bölgelerinde başlatılan
kentsel dönüşüm çalışmaları
özellikle problemli yapı stoğunun
yenilenmesi açısından çok önemli. Lakin
özellikle riskli alanlarda yaşanan ilan edilen
riskli alan ile deprem bölgesinin uyuşma-
ması akıllara rantsal uygulama tartışma-
sını getiriyor. Onun dışında riskli yapılar
noktasında mülkiyet hakkı sorunu dışında
kentsel dönüşümün hızla ilerlediğine ina-
nıyorum.
Önümüzdeki 10-15 yıllık süreçte kent-
sel dönüşüm hem malikler hem müteah-
hitler hem de gayrimenkul sektörü için
vazgeçilmezdir. Bu çalışmalarda öncelik
deprem veya afet sonrası hasar görece-
ği belli olan bölgeler konusunda hızlılık
çalışmaları yapılmalı. Şu an için kentsel
dönüşüm ekonomik değeri yüksek bölge-
lerde ilerliyor fakat afet riski yüksek bölge-
lerde oturan vatandaşlar için daha hızlı bir
hal almalı. Deprem bölgelerindeki kentsel
dönüşüm çalışmaları ile ilgili önerilerim
ise şöyle:
1)
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tüm
sürece hakim değil ve personeli de çok
yetersiz. Ciddi bir eğitim sürecinden geçi-
rilmeli. Her bir ilde farklı kentsel dönüşüm
uygulaması yapıyor bakanlık. Bu bir stan-
darda oturmalı
2)
Mülkiyet hakkına riayet edecek şe-
kilde bir düzenleme yapılmalı ki şu an 2/3
istediği şekilde karar vererek büyük hak
ihlallerine sebep oluyor.
3)
Yönetmelikler ve yasa bir bütünlük
arz etmeli. Şu an hem yasa hem yönetmelik
ve bundan dolayı yargı süreci tıkayabiliyor.
Yönetmelikler ve yasa
bir bütünlük arz etmeli
Gayrimenkul Hukuku
Derneği Başkanı
Ali Güvenç
KİRAZ