MURSİ NE YAPMAK İSTEDİ?
Mursi iktidarının demokratik olmadığı iddia-
larının kökeninde; halkın seçtiği meclisi ve cum-
hurbaşkanını askerin koyduğu antidemokratik
tuzaklardan korumak için Mursi’nin yaptığı tek-
rarlı atılımlar yatıyor. Oysa Mursi bu atılımlarla
İslami partilerin 2011-2012 parlamento seçim-
lerinde elde ettiği büyük zaferin ardından, aske-
ri liderler ve Mübarek dönemi hâkimlerinin yer
aldığı Yüce Divan’ın yeni parlamentoyu raydan
çıkarmaya ve yeni anayasayı hazırlayacak meclis
kurmasını önlemeye çalıştı.
Temel hareket tamamen Mübarek döne-
minden kalanlarla dolu olan Yüce Divan’ın
parlamento seçimlerinin sonuçlarını sahte ge-
rekçelerle iptal ettiği Haziran 2012’de yapıldı.
Ordu yasama gücünü tamamen eline alacaktı.
Bu nedenle Mursi’nin cumhurbaşkanlığı seçim-
lerinden zaferle çıkması parlamentonun ve ana-
yasanın geleceği konusunda destansı bir savaş
başlattı. Çünkü Mursi, demokratik yollarla seçil-
miş parlamentoyu korumak isterken asker bunu
dağıtmaya çalışıyordu. Sonunda, Mursi seçilen
parlamentonun bir anayasa meclisi oluşturma-
sında ısrar etti ve bu meclisten Aralık 2012 refe-
randumunda onaylanan taslak çıktı.
Siyasi devrimlerde hep olduğu gibi, Mısır’ın
ekonomik durumu bu güç savaşı sırasında daha
da kötüye gitti. Devrimler sermaye kaçışının,
mali karmaşanın ve üretimde önemli kesintile-
rin olduğu bir dönemde yeni hükümetleri gide-
rek artan sosyal taleplerle (örneğin maaş artışı
ve daha fazla sağlık yatırımı) karşı karşıya getirir.
Mısır’da hayati önemde olan turizm sektöründe
devrimin hemen ardından belirgin bir küçülme
oldu. İşsizlik arttı, para değer kaybetti ve gıda
fiyatları tehlikeli biçimde yükseldi.
Bunların hiçbiri şaşırtıcı değil ve deneyimsiz,
piyasaya güven vermeyen, güç araçlarını kont-
rol edemeyen yeni bir hükümet bu durumu pek
idare edemez. Tarihte, harici taraflar bu nedenle
belirleyici rol oynamıştır. Yabancı hükümetler
ve Uluslararası Para Fonu (IMF) yeni hükümete
mali yardımda bulunacak mı? Yoksa paranın de-
ğer kaybettiği ve enflasyonun arttığı bir dalgada
bocalayarak batmasına izin mi verecek?
BATI’NIN TAKİP ETMESİ GEREKN ROTA
Burada, kendi demokrasi söylemleriyle İs-
lamcılara antipatisi arasında bölünmüş olan aciz
Batı niyetini belli etti. Sonuçta elde edilen ise
taahhüt ve yardım değil, oyalama ve geciktirme
oldu. IMF Mübarek’in devrilmesinden bu yana
iki buçuk yıldır tek bir kuruş bile vermeden Mısır
hükümetiyle görüşme halinde, Mısır ekonomi-
sinin kaderini belirliyor, halk isyanını ve yakın
zamandaki darbeyi teşvik ediyor.
Basın raporlarına göre Batı; Mursi’yi devir-
mesi, Müslüman Kardeşlerin liderlerini tutuk-
laması ve İslamcı tabakayı bastırması için Mısır
askerine nihayet yeşil ışık yaktı. ABD Başkanı
Barack Obama’nın Mısır’ın seçilmiş liderlerini
desteklemedeki veya en azından onların dev-
rilmesini “darbe” olarak tanımlamadaki istek-
sizliği, böylece ABD Fonlarından Mısır askerine
para akışını sürdürmesi bıçak kemiğe dayanınca
Batı’nın demokrasiyi çökertmede İslam karşıtla-
rının yanında olduğunu gösterdi. Elbette, klasik
Orwell tarzına uygun olarak, Batı bunu demok-
rasi adına yaptı.
Batı suç ortaklığında bulunmasa da darbeye
kayıtsız kalması Mısır’a yıkım getirebilir. İslam-
cılar ne marjinal bir politik gruptur ne de terörist
kuvvettir. Mısır nüfusunun önemli bir bölümü-
nü, belki yarıdan fazlasını temsil eder ve şüphe-
siz ülkenin en organize politik gücüdür. Müslü-
man Kardeşleri bastırma ve Mursi’nin seçimle
elde ettiği cumhurbaşkanlığını inkâr etme çabası
büyük olasılıkla toplu şiddete ve demokrasinin
boğulmasına yol açar, ancak Batı ve Mısır’daki
İslam karşıtları kendi eylemlerini haklı göster-
meye çalışıyor.
Bu noktada, Batı’nın takip etmesi gereken
rota Mısır askerine Mursi’yi görevine iade etme
çağrısında bulunmak. Mısır ekonomisini istikra-
ra kavuşturmak için acil mali destek sağlamak ve
seçimlerden uygunsuz sonuçlar alınınca askeri
darbelere dönüşen türden değil, gerçek anlamda
çoğulculuğu desteklemek olabilir.
Gerçek çoğulculuk İslamcı siyasal erklerin
yeni Mısır’da ve bölgenin diğer ülkelerindeki
gücünü kabul etmek anlamına gelir. Aksi halde,
Batı ancak Mısır’ın şiddete ve ekonomik çöküşe
giden yoldaki düşüşünde suç ortağı olur.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2013.
Batı suç
ortaklığında
bulunmasa da
darbeye kayıtsız
kalması Mısır’a
yıkım getirebilir.
İslamcılar ne
marjinal bir
politik gruptur
ne de terörist
kuvvettir.
Mısır
nüfusunun
önemli bir
bölümünü, belki
yarıdan fazlasını
temsil eder ve
şüphesiz ülkenin
en organize
politik gücüdür.
EKONOMİK
FORUM
87
i