EKONOMİK
FORUM
73
i
AVRUPA BİRLİĞİ
1.Türkiye-AB arasındaki GB öncü bir
girişim olmuştur ve halen bir benzeri
bulunmamaktadır:
1995 yılında uygula-
maya konulan GB, AB ile Türkiye arasındaki
ticaret ilişkilerinde çok önemli bir an olarak
tarihe geçmiştir. Türkiye ile olan GB, AB’nin
üye olmayan bir devletle gerçekleştirdiği
ilk işleyen GB olmuştur ve AB’nin hukuk
sisteminin bir bölümünü başka bir ülkeyle
paylaşmak için gerçekleştirdiği girişimler-
den birisidir. Türkiye ayrıca aday ülke sta-
tüsüne kavuşmadan önce AB ile GB’ye giren
üç ülkeden biridir. GB kapsamında, Türkiye
çoğu sanayi ürünü ve tarımsal ürünlerin
endüstriyel bileşenleri için AB’nin ortak
gümrük tarifesini (CET) kabul etmiştir ve
hem AB hem de Türkiye ikili ticaretlerinde
denk bir etkiye sahip olacak şekilde tüm
gümrük vergilerini, miktar sınırlamalarını
ve harçları kaldırmayı kararlaştırmıştır.
2. AB-Türkiye arasındaki ticaret en-
tegrasyonu son 20 yılda önemli ölçüde
artmıştır:
İki taraf arasındaki ikili ticaretin
değeri 1996 yılından bu yana dört kattan
fazla artmıştır. AB’den Türkiye’ye olan doğ-
rudan yabancı yatırım (DYY) akışındaki ar-
tış da, Türk ve Avrupalı şirketler arasındaki
ürün ağlarındaki entegrasyondaki derinleş-
me gibi önemli düzeyde gerçekleşmiştir. GB
bu gelişmeleri desteklemiş ve çoğu sanayi
ürünündeki ithalat tarifelerinin düşürülmesi
yoluyla söz konusu dönemde Türkiye’nin
üretkenlik artışına katkıda bulunmuştur. GB
aynı zamanda kalite altyapısını geliştirerek ve
Türkiye’deki teknik düzenlemelerde Türk tü-
keticiler için de yararlı olacak şekilde yapılan
reformları kolaylaştırarak ABmüktesebatıyla
uyum süresine yardımcı olmuştur. GB ayrıca
Türk Gümrük İdaresi’nin (TGİ) modernizas-
yonu gibi yollarla Türkiye’de ticaretin kolay-
laştırılmasına ve gümrük reformuna önemli
bir ivme kazandırmıştır. Bu iyileşmeler Tür-
kiye için büyük ekonomik öneme sahiptir
ve Türkiye’nin son 10 yıldaki güçlü ihracat
performansının merkezinde yatmaktadır.
3. GB, Türkiye’nin sanayi ürünle-
rine uyguladığı tarifeler için çıpa sağ-
ladığından ve ikili ticarette menşe
kurallarına duyulan ihtiyacı ortadan
kaldırdığından dolayı AB ile Türkiye
arasında yapılabilecek bir serbest ti-
caret anlaşmasından (STA) daha fazla
fayda sağlamıştır:
Kısmi denge modeli
(SMART) kullanıldığında ve menşe kuralla-
rıyla ilgili maliyetler değer bazında %2 ile 6
arasında varsayıldığında, Türkiye’nin AB’ye
olan ihracatının STA kapsamında %3-7,2 arasında daha düşük
olacağı ortaya çıkmaktadır. Menşe kurallarının daha kısıtlayıcı
olması ve Türkiye’nin sanayi ürünlerine yönelik %4,2 daha düşük
olacağı veya Türkiye’nin sanayi ürünlerine uyguladığı ithalat tari-
felerini 1993 seviyelerine gelecek şekilde değiştirmesi ve menşe
kurallarının daha az kısıtlayıcı olması halinde AB’nin Türkiye’ye
ihracatının %0,7 daha yüksek olacağı öngörülmektedir.
4. Bununla birlikte, değişen küresel ekonomi GB’nde
bazı tasarımkusurlarını ortaya çıkarmaktadır:
GB’nin 1995
sonrası dönemdeki uygulaması, Türkiye’nin ekonomik büyüme
modelinde önemli değişiklikler ve küresel ekonomide tektonik
değişikliklerle rastlaşmıştır. Bu dönemde küresel ticarette şim-
diye kadar görülmemiş boyutta bir artış yaşanmıştır ve bunda
büyük ölçüde yükselen piyasa ekonomilerinin artan zenginliği
ve AB’nin doğuya doğru genişlemesi rol oynamıştır. Bu değişen
dinamiklerden karşılıklı olarak faydalanmak her iki taraf için de
önemli bir mekanizma olmuştur. Bununla birlikte, GB küresel
ticaret entegrasyonunun değişen dinamiklerine cevap verme
bakımından giderek daha az donanımlı hale gelmektedir. GB’nin
bir zamanlar çok az rahatsız edici olan tasarım unsurları artık
daha bağlayıcı hale gelmeye başlamaktadır. Dolayısıyla, GB’nin
her iki taraf için daha iyi sonuçlar verecek ve değişen küresel
ticaret ortamından tamamen yararlanmalarını sağlayacak şekilde
işleyebilmesi için değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır.
5. 2000’li yıllarda AB’nin Doğu Avrupa’ya doğru geniş-
lemesi, Türkiye-AB ticaret ilişkisini yöneten çerçevenin
acil bir şekilde yeniden düşünülmesi ihtiyacının altını
çizen bir başka temel gelişmedir:
Bu gelişme hem Türkiye
hem de başka ülkeler için fırsatlar ve zorluklar sunmaktadır.
Türkiye için genişleyen bir AB, GB kapsamında yararlanılabile-
cek genişleyen bir pazar anlamına gelmektedir. Aynı zamanda
AB üyelerinin daha gelişmiş ve daha büyük pazarları için artan
rekabet anlamına gelmektedir. AB ile daha derin entegrasyona
bağlılığın sürdürülmesi gerekecektir. Aksi taktirde Türkiye enteg-
rasyon faydalarını yeni AB üyelerine bırakma riskiyle karşı karşıya
kalacaktır. Bu değerlendirmede sunulan kanıtlar Türkiye’nin
AB’ye yüksek teknoloji ihracatı bakımından daha şimdiden yeni
AB üyelerinin (örneğin Macaristan) gerisinde kaldığını göster-
mektedir. AB’ye katılmak isteyen komşu ülkeler bakımından,
AB üyeliği sadece Türkiye için bir kilit amaç olmamıştır, onun
üzerinde Doğu ve Orta Avrupa ülkesi katılım yolunda Türkiye’yi