EKONOMİK
FORUM
79
i
HABER
çalışmalarını bu doğrultuda yürütmelidir.”
Szombati, başarı hikâyelerinin yanı sıra GB’nin her iki tarafa
faydalı olacak şekilde devam etmesinin önünde birtakım zorluk-
ların olduğunun itiraf edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, şu
değerlendirmede bulundu:
“İki tarafın da uzun süredir süren birtakım şikâyetleri oldu-
ğunu biliyoruz. İlgili paydaşlarla yapılan istişarelerin sonunda bu
rapor bize bu zorlukları gösterecek. Türkiye’nin en büyük endişesi,
özellikle STA’larının, yeni STA taraflarıyla yapılabilmesi yönünde.
Özellikle AB’nin ortak ticaret politikasının, GB yükümlülükleri
bağlamında ele alınması söz konusu. Biz AB karar alma sürecine
katılmaktan bahsediyoruz. Burada ticaret politikalarının şekillen-
mesinde asimetrik bir durum var. Bu endişe, hem resmi hem de
gayriresmi ortamlarda dile getirildi.”
Szombati, vize uygulamaları, malların serbest dolaşımı gibi
konularda Türkiye’nin birtakım sıkıntıları olduğunu ifade ederek,
AB tarafındaki endişelerden de bahsetti. AB’nin özellikle anlaşmaz-
lıkların çözülmesi mekanizması, ruhsatlandırma konuları, gözetim
uygulamaları, tarif kotalarının ayrımcı bir şekilde uygulanması gibi
konularda endişeler taşıdığını dile getiren Szombati, “Bütün bunlar
bize gösteriyor ki GB yeni bir ivmeye ihtiyaç duymakta. GB’ni yeni
boyuta taşımak çok önemli ve küresel ekonominin gerçeklerini göz
önünde bulundurarak, her iki tarafın faydasına olacak şekilde bunu
yapmak önemli” diye konuştu.
GRANJE:“GB’DEKİ ASİMETRİK SORUNUN FARKINDAYIZ”
Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Aday Ülkeler
Direktörü Alexandra Cas Granje, GB’deki asimetrik düzenlemelerin
lin kullanılmaması olarak açıklayan Raiser,
özellikle hizmetler ve tarım alanında GB’nin
genişletilmesi, bazı ticareti bozucu unsurların
ortadan kaldırılması yoluyla ticaretin iyileşti-
rilmesininmümkün olabileceğini dile getirdi.
Özellikle, AB ile Türkiye arasında GB’nin
uygulanması konusunda bazı önemli husus-
ların olduğuna dikkat çeken Raiser, konuş-
masına şöyle devam etti:
“Bunlar her iki tarafın da bu ticareti bo-
zucu unsurlara cevaben yapabileceği bir-
takım adımlar olduğunu gösteriyor. Yani
hiçbir şey yapmamak etkili olmayacak. Artık
bir önlemler paketi düşünmek, GB’ye yeni
bir kan katmak için doğru bir zaman oldu-
ğunu düşünüyorum. Elde edilen bu büyük
başarının, GB Anlaşması’nın üzerine bir
şeyler koymalı ve böylelikle bir STA’ndan
daha üstün olmasını sağlamalıyız.”
Raiser, GB’nin özünü koruyarak, uygu-
lamada ortaya çıkan birtakım meselelerle
ilgilenerek, kapsamlı şekilde her iki tarafın da
maksimum kazan-kazan sonucunu elde ede-
bilmesini sağlamak gerektiğini vurgulayarak,
“Özellikle bu anlaşmayı yeniden canlandıra-
lım ve modernleştirelim” dedi.
SZOMBATI: “GÜMRÜK BİRLİĞİ
BAŞARIYA ULAŞTI”
AB Türkiye Delegasyonu Temsilci Yar-
dımcısı Bela Szombati de, raporun ilk cümlesi
olan “AB ve Türkiye arasındaki GB öncü bir
çalışma ve benzersiz bir çalışma olmuştur”
cümlesine atıfta bulunarak, tam potansiyeli-
ne ulaşamamasına ve zayıflıklarına rağmen
GB’nin başarıya ulaştığı yorumunda bulun-
du. GB’nin somut başarılarını dile getiren
Szombati, anlaşmanın Türk ekonomisini
Avrupa üretim ve imalat ağına eklediğini,
Türkiye’nin iç pazarın bir uzantısı olduğunu,
arz ve tedarik açısından tam bir entegrasyo-
nun gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’deki ihracatın bir numaralı des-
tinasyonunun Avrupa pazarları olduğunun
altını çizen Szombati, şunları söyledi:
“Üretim zincirleri o kadar iç içe geçmiş
durumda ki artık pek çok sektörde GB altında
Türk mallarını, ürünlerini, Avrupa malların-
dan ayırt etmek mümkün değil. İkinci olarak
GB Türkiye’ye özellikle mevzuatın uyumlaştı-
rılmasında erken dönemde yardımcı oldu ve
pürüzsüz bir şekilde geçiş sağladı. Türkiye,
Avrupa standartlarının ve yönetmeliklerinin,
mallarla ilgili olan kuralların büyük bir ço-
ğunluğunu iç hukuka aktarmış oldu ve daha
iyi kalitede ürünleri vatandaşlarına sundu.
Türkiyemevzuatını GB’nin gerekleri doğrultu-
sunda güncellemeye devam etmeli ve katılım
l
Dünya Bankası
Türkiye Direktörü
Martin Raiser,
GB’nin AB ile
Türkiye ticaretini
dört kat artırdığını
belirtti.