Çin’deki
devlet-piyasa
dengesi
reformları
JOSEPH E. STIGLITZ
T
arihte Çin’in son 30 yıl içinde büyüdüğü
kadar hızla büyüyen ve bu kadar çok
sayıda insanı yoksulluktan çıkaran hiçbir
ülke olmadı. Çin’in başarısının ayırıcı
özelliklerinden biri, güçlü çıkar gruplarından
gelen itirazlara rağmen, ülkenin ekonomik mode-
lini gerektiği zaman ve gerektiği şekilde gözden
geçirmeye istekli olan liderlere sahip olmasıydı.
Ve bugün Çin yeni bir dizi temel reformu uygula-
maya koyarken, bu çıkar grupları yine direnme-
ye hazırlanıyor. Reformcular bu kez de başarılı
olabilecek mi? Bu soruyu yanıtlarken, akıldan
çıkarılmaması gereken önemli husus; geçmişte
olduğu gibi bugünkü reform paketinin de sadece
ekonomiyi değil, aynı zamanda gelecek reformları
şekillendirecek hatta bunların mümkün olup ol-
madığını belirleyecek çıkar gruplarını da yeniden
yapılandıracak olması. Ve bugün, yüksek profilli
inisiyatifler (örneğin hükümetin yolsuzluğa karşı
büyüyen savaşı) çok dikkat çekiyor. Çin’in karşı
karşıya olduğu daha derin mesele devlete ve pi-
yasalara düşen uygun görevlerle ilgili.
Çin 30 yıldan uzun zaman önce kendi re-
formlarını başlattığında, gidileceği yön netti ve
pazarın kaynak tahsisatında büyük bir rol oyna-
ması gerekiyordu. Şimdi özel sektör eskiye göre
çok daha önemli. Ayrıca, kamu iktisadi teşek-
küllerinin (KİT) hâkim olduğu piyasada devletin
yetkililerce “belirleyici rol” olarak ifade edilen bir
görev üstlenmesi gerektiği konusunda fikir bir-
liği var. Fakat piyasaların diğer sektörlerdeki ve
daha genel olarak ekonomideki görevi ne olmalı?
ÇİN EKONOMİSİ İÇİN DAHA İYİ BİR STRATEJİ
Çin’in birçok sorunu “çok fazla” piyasa ve
“çok az” hükümet etkisi olmasından kaynaklanı-
yor. Ya da diğer bir ifadeyle devlet, yapmaması
gereken bazı şeyleri yaparken yapması gereken
bazı şeyleri de yapmıyor. Örneğin kötüye giden
çevre kirliliği yaşam standartlarını tehdit eder-
ken, gelir ve servet adaletsizliği ABD’dekiyle re-
kabet halinde. Yolsuzlukların kamu kurumlarını
ve özel sektörü ele geçirdiği gözlemleniyor. Bü-
tün bunlar toplumun hükümete duyduğu güve-
nini zayıflatıyor. Gıda güvenliği gibi konular da
toplumun bu eğilimini iyice belirginleştiriyor.
Çin, ekonomisini ihracatın güdümündeki bü-
yümeden hizmetlere ve hane tüketimine doğru
yeniden yapılandırdıkça bu tür sorunlar daha
da kötüleşebilir. Özel tüketimde büyüme fırsatı
olduğu açık, ama ABD’nin savurgan materyalist
yaşam tarzının benimsenmesi Çin için ve geze-
gen için bir felaket olabilir. Çin’deki hava kalite-
si zaten insan yaşamını riske atmakta, Çin’deki
karbon emisyonlarının daha da artmasından
kaynaklanan küresel ısınma tüm dünyayı teh-
dit ediyor. Oysa Çin için daha iyi bir strateji var.
Öncelikle, sağlık hizmetlerindeki ve eğitimdeki
büyük eksiklikleri telafi etmek amacıyla daha
fazla kaynak ayrılsa, Çin’deki yaşam standartları
yükselebilir. Burada hükümet de lider bir görev
üstlenmeli ve birçok pazar ekonomisinde de hü-
kümetler haklı olarak böyle yapıyor.
ABD’nin özel sağlık hizmetleri sistemi pa-
halı, verimsiz ve Avrupa ülkelerinde olup daha
az harcama yapılan sisteme göre çok daha kötü
sonuçlar veriyor. Çin’in gitmesi gereken yol daha
fazla piyasa odaklı bir sistem değil. Son yıllarda,
Çin hükümeti özellikle kırsal kesimlerde temel
sağlık hizmetlerini sağlamaya yönelik çok büyük
ve önemli adımlar attı. Bazıları Çin’in bu yaklaşı-
mını, özel hizmetlerin bir kamu zemini üzerine
yayıldığı İngiltere’ye benzetiyor. Bu modelin ör-
neğin Fransa tarzı, hükümetin hâkimiyetindeki
tedarik şeklinden daha iyi olup olmadığı tartı-
şılabilir. Ama eğer İngiltere modeli benimsenir-
se, zeminin düzeyi fark yaratır. İngiltere’de özel
sağlık hizmetlerinin nispeten az rol oynadığı dü-
şünülürse, ülkenin temelde bir kamu sistemine
sahip olduğu görülür.
Benzer şekilde, Çin imalattan hizmet bazlı
bir ekonomiye doğru geçişte önemli ilerleme-
ANALİZ
86
EKONOMİK
FORUM
Joseph E. Stiglitz Columbia
Üniversitesi’nde profesör
ve Nobel Ekonomi ödülü
sahibidir. Bruce Greenwald
ile beraber kaleme aldığı
en son kitabı, Öğrenen
Bir ToplumYaratma:
Büyümeye, Gelişmeye
ve Sosyal İlerlemeye Yeni
Bir Yaklaşım (Creating a
Learning Society: A New
Approach to Growth,
Development, and
Social Progres) ismini
taşımaktadır.
Çin ekonomisinde başarının yolu belli;
vergilerdeki artıştan
destek alarak kentleşmeye, sağlık hizmetlerine ve eğitime daha
fazla yatırım yapılırsa
eş zamanlı olarak büyüme sağlar, çevre
şartları iyileşebilir ve eşitsizlik azalabilir aynı zamanda büyüme
kalıcı olur. Eğer Çin’in politikası bu gündemin uygulamasını
idare edebilirse, Çin’in ve tüm dünyanın durumu düzelir.