gibi,
“kısa mesajla iletişim kurabiliriz,
ama düşünce geliştiremeyiz”
saptama-
sıdır. Bunun tersini söyleyenler de var.
Kısa mesaj derinlikten uzaklaş-
tırdığı gibi, anlamadan “anlamış gibi”
davranmaya neden olabiliyor. İkincisi,
kısamesaja dayalı, anlamadan anlamış
gibi durmaya fırsat kapılarını açan ge-
lişmelerin “entelektüel korkaklık” ya-
rattığını, entelektüel kapasitenin geliş-
mesini engellediğini, sistem tasarımı
ve sistem kapasitesinin gelişmesine
de katkı yapamadığını gözlemliyoruz.
Edilgen yönetici tipi, gazete man-
şetleriyle yetinen, sosyal medya kısa
mesajlarına dayalı önyargılarıyla dü-
şünen ve yerleşik doğruları aşamamış
“anlam çerçevesine sıkı sıkıya bağlı
kitlelerin” desteğini alabiliyor. Siyasi
iradenin seçimle oluşmasında edil-
gen yöneticilerin iş başına gelmesine
fırsat verebiliyor. Bu oluşum yerelde
seçimle işbaşına gelmiş yöneticiler ve
STK yöneticileri için de geçerliliğini koruyor. Bazı
yörelerde, yeterince interaktif olmadıkları, yörenin
hak ve çıkarlarını etkin biçimde savunmadıkları,
işleriyle ilgili kaliteli fikir üretmedikleri halde kimi
yöneticilerin yıllarca seçim kazanmalarını başka
nasıl açıklayabiliriz?
Dünya genelindeki eğilimleri umursamayan,
fırsat ve tehlikeler üzerinde kafa yormayan, kendi
olanak ve kısıtlarını dinamik bir envanterle izle-
meyen, gelecek inşa etme iddiası olmayan edilgen
yöneticilerin kaynakları etkin ve verimli kullanması
beklenmemeli. Edilgen yöneticilerin kaynak israfı-
na yol açabileceği açıktır. Çünkü onlar, öngörme
ve önlem alma disiplininden uzak, gözetim ve de-
netimden hoşlanmaz, gelecek inşa etmenin temel
kurallarından biri olan “zamanında atılım” yapma
cesaretinden yoksundur.
EDİLGENYÖNETİCİLERİ AZALTMANIN
YÖNTEMLERİ
Edilgen yöneticileri azaltmanın, onların ge-
lişmeyi engelleyici tutumlarının zarar vermesini
engellemenin en etkin yolu, kitlelerin bilinçlen-
mesidir. Kitlelerin bilinçlenmesinde, yerel ölçekte
tartışmalar hayati önem taşır. Bu konuda çok et-
kili araç, yerel medyanın konuyu nasıl ele aldığı-
dır. Basın İlan Kurumu’na bağımlılık, özel ilan ve
reklam bağımlılığı ve ekonomik anlamda medya
kuruluşunu yaşatma zorunluluğu gibi etkenler,
sözcüğün tam anlamıyla “bağımsız medya” oluşu-
munu engelliyor. Siyasi otorite ve ekonomik ihtiyaç
ister istemez çok tehlikeli bir tutum olan “kendini
sansürlemeye” yol açıyor. Bu durum, edilgen yöne-
ticilerin tutum ve davranışlarının netleştirilmesini
engelliyor.
Edilgen yerel yöneticilerin doğ-
rudan kurumlara, giderek yerel ola-
naklara ve daha da ötesinde ülkeye
verdiği zararı analiz edecek “donanıma
eksikliği” de bir başka sorundur. Bu ek-
siklik, sadece yerel medyaların sorunu
da değildir. Yerel medyayı bilgi olarak
besleyecek olan STK’lar kadar, yörede-
ki üniversitelerin de sorunudur. Yerel
üniversiteler, örneğin belediyelerin
“proje ve harcama disiplini” üzerinde
lisansüstü tezler ve doktora tezleriyle
değerlendirse, kentin sosyoekonomik
gelişmeleri akademik çalışmalarla bel-
gelemiş olur; üniversitenin rasyonel
otorite olabilme özelliğine göre, kitle-
lerin zihninde doğru bir meşrulaştır-
ma temeli de yaratabilir. Bu çalışmalar
yerel medyayla da paylaşırlarsa, edil-
gen yöneticilerin sakıncalı tutum ve
davranışları nesnelliğine inanılan bir
kurumdan öğrenilir. Bu verileri değer-
lendiren ve değerlendirmeyen, nesnel
kalan ya da yandaş duran medya hakkında daha
nesnel karar verebilme olanaklarımız artar, güven
yaratma kanalları açık kalır.
Yerel kalkınmada entelektüel ve sistem kapasi-
tesinin arka planı az tartıştığımız sorunlarımızdan
biri. Oysa hep birlikte gözlemliyoruz ki, kentleşme,
kent yönetimi, kent akışkanlıkları, kent ekonomisi-
nin verimi gelecekteki rekabet gücümüzü belirleye-
cek. Eğer kentleşme eğiliminin olası etkileri üzerine
kafa yormuyor; siyasi irade, seçilmiş yerel yönetim,
atanmış yerel yöneticiler, özel girişimler ve onların
sivil örgütlenmeleri, diğer alanlardaki sivil inisiya-
tifler, üniversiteler ve yerel medyanın gündeminde
“yerel yöneticilerin durumu” yer alırsa, farklı açılar-
dan yapılan değerlendirmeler, eleştiriler, analizler,
savunmalar ve gerekçeler daha netleşir. Dolayısıyla
kitlenin bilinci yükselir.
Edilgen yerel yöneticiliğin belirleyici
özelliklerini şöyle sıralayalım:
◆
Genellikle dönemsel gelişmelerin aldatıcı
etkileri ya da rakiplerin kitleler nezdindeki zaafla-
rından yararlanarak işbaşına gelir.
◆
Açık değillerdir; hesap verebilirliği, kitlelerle
yüzleşmeyi göze alamayacak kadar özgüvenden
yoksundur.
◆
İlkesiz gizlilik,
“etliye sütlüye karışmama, suya
sabuna dokunmama ve işi idare etme”
eğilimleri ağır
basar.
◆
Gelecek iddiaları, gelecekle ilgili plan ve pro-
jeleri yoktur.
Bir sonraki yazıda
“kasaba kültüründen besle-
nen Şark kurnazı”
yöneticiler üzerinde duracağız.
Kasaba kültürü ve Şark kurnazlığından beslenen
yerel yöneticiliğin tipik özelliği, proje ve harcama
disiplininin olmamasıdır.
“Sürdürülebilir
ekonomik
gelişmenin temel
bileşenlerinden
biri de
farklı
seçimleri olan
ve gelecek inşa
etme iddiası
taşıyan
yerel
liderliktir.”
EKONOMİK
FORUM
91
i