forum 252 - page 88

Eşitsizlik
ve Amerikalı çocuk
JOSEPH E. STIGLITZ
ocukların özel bir grup olduğu uzun za-
mandır kabul ediliyor. Çocuklar içine
doğdukları kapsamlı koşullar bir yana,
ebeveynlerini de seçemez. Kendilerini
koruma ve kendilerine bakma konusunda yetiş-
kinlerle aynı yeteneklere de sahip değiller. İşte bu
nedenle Birleşmiş Milletler 1924 yılında Cenevre
Çocuk Hakları Beyannamesi’ni onayladı ve ulus-
lararası topluluk da 1989 yılında Çocuk Hakları
Sözleşmesi’ni kabul etti.
Ne yazık ki, ABD kendi yükümlülüklerinin
arkasında durmuyor. Aslında, Çocuk Hakları
Sözleşmesi’ni onaylamadı bile. ABD fırsatlar ülkesi
olarak sahip olduğu değerli imajıyla, çocukların adil
ve aydınlık muamele görmesinde ilham verici bir
örnek olmalı. Fakat bunun yerine, çocuk hakları ko-
nusunda uluslararası arenadaki küresel miskinliğe
katkıda bulunan bir başarısızlık ışığı oluyor.
RAKAMLARLA AMERİKA’DA ÇOCUK
YOKSULLUĞU
Amerika’da geçirilen ortalama bir çocukluk
dünyanın en kötüsü olmasa da, ülkedeki refah-
la ülke çocuklarının durumu arasındaki denge-
sizliğin başka bir benzeri yok. Amerika nüfu-
sunun yaklaşık %14,5’u yoksul ama çocukların
%19,9’unu oluşturan yaklaşık 15 milyon kişi se-
falet içinde yaşıyor. Gelişmiş ülkeler arasında, sa-
dece Romanya’da çocuk yoksulluğu oranları daha
yüksek. ABD’deki oran Birleşik Krallıktakinden
üçte iki oranında yüksek ve Kuzey ülkelerindeki
oranın dört katı. Bazı gruplarda, bu durum daha
da kötü, siyahi çocukların %38’den fazlası ve İs-
panyol çocukların %30’u yoksul.
Bunun nedeni Amerikalıların kendi çocuklarını
umursamaması değil. Bunun nedeni, Amerika’nın
onlarca yıldır kendi ekonomisini son derece eşitsiz
hale getirerek, toplumun en kırılgan kesimlerini
giderek daha geride bırakan bir siyasi gündem be-
nimsemiş olması. Zenginliğin giderek bir noktada
toplanması ve bunun üzerinden alınan vergilerin
önemli oranda azalmasıyla beraber eğitim ile ço-
cukların korunması gibi kamumenfaati için yapılan
yatırımlara harcanacak paranın azalması.
Bunun sonucunda, Amerikalı çocukların duru-
mu daha kötüye gitti. Onların akıbeti, eşitsizliğin
(ekonomistlerce ve Uluslararası Para Fonu gibi
kurumlarca nihayet kabul edildiği gibi) sadece eko-
nomik büyümeyi ve istikrarı tehlikeye atmakla kal-
mayıp, aynı zamanda adil bir toplumun nasıl olması
gerektiğiyle ilgili en aziz kavramların çoğunu nasıl
ihlal ettiğini gösteren elim bir örnek.
Gelirdeki eşitsizlikle nüfusun diğer kesimlerine
kıyasla çocukların omuzlarına daha fazla yük bin-
diren sağlık, eğitime erişim ve çevresel zararlara
maruz kalma gibi konulardaki eşitsizlik arasında
bağlantı var. Aslında, Amerika’daki her beş yoksul
çocuktan yaklaşık bir tanesine astım teşhisi konmuş
olup, bu oran yoksul olmayan çocuklardan %60
daha fazla. Öğrenme güçlükleri yılda 35 bin dolar-
dan az kazanılan hanelerdeki çocuklarda yılda 100
bin dolardan fazla kazanılan hanelere göre yaklaşık
iki kat daha çok görülmekte. Ve ABD Meclisi’nin
bazı üyeleri yaklaşık 23 milyon Amerikalı ailenin
bel bağladığı gıda pullarını kaldırmak isteyerek en
yoksul çocukları açlıkla tehdit etmekte.
Sonuçlardaki bu eşitsizlikler fırsatlardaki eşit-
ANALİZ
88
EKONOMİK
FORUM
Joseph E. Stiglitz Columbia
Üniversitesi’nde profesör
ve Nobel Ekonomi ödülü
sahibidir. Bruce Greenwald
ile beraber kaleme aldığı
en son kitabı, Öğrenen
Bir ToplumYaratma:
Büyümeye, Gelişmeye
ve Sosyal İlerlemeye Yeni
Bir Yaklaşım (Creating a
Learning Society: A New
Approach to Growth,
Development, and
Social Progres) ismini
taşımaktadır.
Eşitsizliğin ekonomilerimizi, politikalarımızı ve toplumlarımızı
uğrattığı zararın içinde, çocuklara verilen hasar özellikle
endişe konusu.
Yoksul yetişkinler kendi hayatlarında ne derece
sorumluluk alırsa alsın, çocukların içinde olduğu şartlar onlara
hiçbir seçim şansı bırakmadan dayatılıyor.
Ç
1...,78,79,80,81,82,83,84,85,86,87 89,90,91,92,93,94,95,96,97,98,...132
Powered by FlippingBook