Radikal İslam’la
savaş
Prof. JEFFREY D. SACHS
F
ransa Başbakanı Manuel Valls, Fransa’nın
radikal İslam’la savaştığını söylerken me-
cazen konuşmuyordu. Gerçekten de ha-
zırlık aşamasında olan tam teşekküllü bir
savaş söz konusu ve Paris’teki çirkin terör saldırıla-
rı da bunun bir parçasıydı. Ancak, savaşların çoğu
gibi, bunda da dinden, bağnazlıktan ve ideolojiden
fazlası var. Bu ayrıca bir jeopolitik mesele ve bunun
nihai çözümü de yine jeopolitikte yatmakta.
Paris, New York, Londra ve Madrid’de işlenen-
lere benzer, sayısız kafeye, alışveriş merkezine,
otobüse, trene ve gece kulübüne yapılan saldırı
türünden suçlar masumların kasten öldürülmesi-
ne yol açtığı ve topluma korku salmayı amaçladığı
için en temel insani değerlerimizi aşağılıyor. Bun-
ların deli ya da sosyopat işi olduğunu söylemeye
alıştık ve faillerinin aklını kaçırmış olmasının
ötesinde bir açıklamanın olabileceği fikri bile bize
itici geliyor.
Ancak, çoğu zaman, terörün kökeninde delilik
yatmaz. Bu daha çok bir savaş eylemidir ama dü-
zenli devletler ve bunlara bağlı ordularca yapılan
savaştan çok, zayıflarca yapılan savaştır. İslami
terör bugün Orta Doğu’da yapılan savaşların bir
yansıması, daha doğrusu bir uzantısıdır. Ve dış
güçlerin de işe karışmasıyla beraber bu savaşlar sü-
rekli şekil değiştiren, genişleyen ve şiddeti giderek
artan tek bir bölgesel savaş haline geliyor.
Örneğin Amerikalı ya da Fransız Müslümanla-
rın Afganistan, Suriye ve Yemen’deki eğitim kamp-
larında kazanacakları cihatçı bakış açısına göre,
günlük hayat son derece şiddet içerikli. ABD’ye,
Fransa’ya ve diğer Batılı güçlere ait bombalardan,
insansız hava araçlarından ve askeri birliklerden
gelen ölüm her yere yayılmış. Ve kurbanları da
çoğu zaman evleri, düğün törenlerini, cenaze tö-
renlerini ve toplum toplantılarını vuran Batı kay-
naklı darbelerin yol açtığı masum “ikincil hasar”.
MÜSLÜMANLARAVERİLENMESAJ NEDİR?
Yüz yıldır, Batı’nın ezici gücüyle kışkırtılmış
sayısız savaşta ve askeri çatışmada Müslümanları
alçakça öldürdüğünü kabul etmeye biz Batılıların
dili varmıyor ve çoğumuz buna inanmayı reddedi-
yoruz. Irak’ın 2003 yılında ABD liderliğinde işgal
edilmesiyle Müslümanlara verilen mesaj nedir?
Tamamen sahte iddialara dayanan bir savaşta çok
mutedil bir tahminle 100 binden fazla Iraklı sivil
öldü. ABD, sivil katliam yapıldığını kabul etmek
şöyle dursun, özür bile dilemedi.
Ya da yakın zamanda yaklaşık 200 bin Suriye-
linin öldüğü, 3.7 milyonun ülkeden kaçtığı ve 7.6
milyonun ABD, Suudi Arabistan ve diğer müttefik
kuvvetler tarafından alevlendirilen bir iç savaş
sebebiyle ülke içinde yerinden edildiği Suriye’yi
ele alalım. 2011 yılından bu yana, CIA ve ABD’nin
müttefikleri Devlet Başkanı Beşar El Esad’ı devir-
mek amacıyla silah, finans ve eğitim sağladı. ABD
ve onun müttefikleri için bu savaş Esad’ın hamileri
olan İran ve Rusya’yı zayıflatma amaçlı dolaylı bir
savaştan başka bir şey değildi. Ancak Suriyeli siviller
de savaşta harcanan askerlerdi.
Batı’da İslami terör olmadan çok önce, Bir-
leşik Krallık, Fransa ve ABD diplomatik hile-
lere bel bağlıyordu ve Batı’nın bölgedeki siyasi
kontrolünü hissettirmek ve sürdürmek için
Orta Doğu’da darbeler, savaşlar ve örtülü ope-
rasyonlar başlattı. Tarihçiler bu iğrenç hikâyeyi
bilir ama çoğu Batılı bilmez (müdahalelerin
Batı’nın,
Arap dünyasına kendi kendini yönetmesi ve Batı’dan
askeri müdahale olmadan kendi yolunu çizmesi için
izin verme
vakti geldi. Ve kendi kendini yöneten bir Arap Orta Doğu’sunun
barışçıl bir küresel kavşak ve bir bilim, kültür ve kalkınma ortağı
olmayı seçeceğine inanmak için cesaret verici sebepler var.
GÖRÜŞ
90
EKONOMİK
FORUM
Jeffrey D. Sachs
Columbia Üniversitesi’nde
Sürdürülebilir Kalkınma
Profesörü, Sağlık Politikası
ve Yönetimi Profesörü
ve Dünya Enstitüsü
Direktörüdür. Ayrıca
Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri’ne Milenyum
Kalkınma Hedefleri
konusunda Özel
Danışmanlık yapmaktadır.