33
EKONOMİK
FORUM
2
015 yılında beş ay içinde iki seçim
yaşadık. Bölge ülkelerinde politik ve
sosyal istikrarsızlıklar yıl boyunca de-
vametti. Diğer taraftan ABDMerkez
Bankası’nın (FED) faiz artırımına başlayacağına
dair endişeler de gündemden hiç eksik olma-
dı. Bu koşullara rağmen Türkiye ekonomisi
2015 yılının dokuz aylık döneminde %3,4 bü-
yüdü. Bu büyüme; tüketimharcamaları, kamu
harcamaları ve ihracattaki olumlu gelişmeler
sayesinde gerçekleşti. Seçim maratonunun
tamamlanması ve Hükümetin kurulması ye-
niden işlere odaklanma açısından büyük bir
önem taşıyor. 2015’teki büyüme bizim çok
daha iyisini yapabileceğimizi gösteriyor. OECD
ve IMF gibi uluslararası kurumlar Türkiye’nin
2016’da %3,6 büyüyeceğini öngörüyor. Mev-
cut koşullar değişmediğinde bu büyüme
oranını yakalayabiliriz. Türkiye’nin ekonomik
performansının yeni yılda 2015 yılına kıyasla
daha iyi olacağını düşünüyorum.
Yenilikçi finansman
yöntemlerine ihtiyaç var
2015’te de gördüğümüz gibi bölgesel
politik ve sosyal istikrarsızlıklar hâlâ önemli bir
risk teşkil ediyor. Bu yüzden ihtiyatlı olmakta
fayda var. FED ile ilgili olarak artık önümüzü
daha iyi görebiliyoruz. Kademeli bir faiz artışı
olacak. Bu da herkesin hazırlanması için za-
man kazandıracak. Petrol fiyatlarının düşmüş
olması bizim için önemli bir avantaj. Fakat
petrol fiyatlarının daha fazla düşmesi gelirini
buradan sağlayan ülkelere olan ihracatımızı
olumsuz etkileyebilir. 2016’daki en büyük
riskimiz dış finansmanın maliyetinin artacak
olması. Bizim gibi 200 milyar dolar kısa vadeli
borcu olan bir ülkenin bu konuyu göz ardı
etmemesi gerekiyor. Bu yüzden yenilikçi fi-
nansman yöntemlerine ihtiyacımız var. Güçlü
sermaye yapısına sahip, kredibilitesi yüksek
grupların bu sorunu KOBİ’lere kıyasla daha
kolay aşabileceklerini düşünüyorum.
Türkiye’de yerli sanayinin desteklenmesi
ve teşvik edilmesi gerekiyor. Sanayimiz de
katma değeri yüksek ürünlere ağırlık vermeli.
Hangi sektörde olursan olsun sanayicileri-
mizin yenilikçi olması gerekiyor. Ancak bu
şekilde ekonomik bir katma değer yaratabi-
liriz. Yeni bir ihracata dayalı ekonomik model
geliştirmeliyiz. Özellikle Ar-Ge ve inovasyon
çok önemli. Hükümetin Yeni Eylem Planı’nda
yer aldığı şekilde Ar-Ge ve yenilik desteklerinin
etkinliğinin artırılması gerektiğini düşünüyo-
rum. Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerine üniversitele-
rimizin çok daha fazla dâhil edilmesi, somut,
hızlı ve yenilikçi çözümler üretilmesi gerekiyor.
Özelliklemühendislik alanında çok önemli bir
insan kaynağımız var. Bu değerleri yurt dışına
kaçırmamalıyız. Diğer taraftan tersine beyin
göçünü başlatacak mekanizmaları gelişti-
rerek yurt dışındaki değerlerimizi de buraya
çekmeliyiz.
Akıllı teknolojilere
yatırım yapmalıyız
Günümüzde sadece insanlar değil tüm
cihazlar birbiri ile iletişim kurmaya başladı.
Bütün cihazlar akıllandı. Bu yüzden tüketici
elektroniğinden beyaz eşyaya, otomotivden
sağlık sektörüne uzanan geniş bir yelpazede
hayatın akıllanacağını düşünüyorum. Yaşamı
akıllandıracak teknolojilere yatırım yapan şir-
ketlerin ön plana çıkacağına inanıyorum.
Türkiye’de gündemden düşmeyecek en
önemli konulardan birinin enerji olacağını
düşünüyorum. Gelecek 10 yıllık süreçte eko-
nomik büyüme hedeflerinin karşılanabilmesi
için mevcut kurulu gücümüzün yaklaşık 40
bin MW artışla, 2023 yılında 110 bin MW’a
çıkarılması gerekiyor. Bu yüzden yerli ve yeni-
lenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç daha
da artacak. Özellikle güneş enerjisinin öne
çıkacağını söyleyebilirim.
Türkiye’nin vazgeçemeyeceği alanlardan
biri de gayrimenkul. Fakat artık kimse iki du-
var, bir çatıya para ödemek istemiyor. Kaliteli,
insan yaşamına dokunan, çevreyle dost ve
fonksiyonelliği yüksek gayrimenkuller çok
daha fazla ön plana çıkacak.
Diğer taraftan artan gelir düzeyi ve ye-
nilikçi talepler ile birlikte tekstil sektörünün
de en canlı sektörlerden biri olmaya devam
edeceğini düşünüyorum. Artık insanlar hem
giysilerinde hem de ev ve ofislerinin tasarı-
mında modayı yakından takip ediyorlar. Aynı
zamanda hayatın hızlanması ile birlikte kırış-
mayan ya da kir tutmayan kumaşlara yönelik
talepler de artıyor. Tekstilde moda ve yenilik-
çilik kavramlarını birleştiren başarılı işlerin ön
plana çıkacağını düşünüyorum.
Öne çıkabilecek diğer sektörlerden biri de
yüksek metalürji bilgisi gerektiren madencilik
alanlarında olacak. Özellikle nadir bulunan
elementlerin işlenmesi büyük bir önem taşı-
yor. Çok hassas bir teknoloji gerektiren nikel
gibi elementler teknolojidenmedikal araçlara
kadar hayatın çok farklı alanlarında kullanı-
labiliyor. Bu da katma değeri çok yüksek ve
yenilikçilik gerektiren bir alan…
“2016’da yenilikçi olmalıyız”
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif ZORLU:
DÜNYASININ 2016 ÖNGÖRÜLERİ
2016’nın tüm yatırımcılar için gerçekten
farklı bir yıl olacağını düşünüyorum.
Çünkü dünya artık paranın bol olduğu
dönemi geride bırakıyor. FED’in kademeli
olarak faiz artırımına gideceği 2016’da bu
sürece uyum sağlayanlar daha başarılı
olacaklar. Yatırımlara ara verilmemeli
ama herkesin ayaklarının yere daha
sağlam basması gerekiyor. Bir yandan
özkaynakları güçlendirmek diğer taraftan
da yeni finansman imkânları araştırmak
öncelikle parasal strateji olmalı. Diğer
taraftan Güney Amerika ve Afrika gibi
ihracat potansiyeli yüksek yeni pazarlara
açılmak gerekiyor. İç pazarda ise trendleri
ve tüketici taleplerini güncel olarak takip
edecek yöntemler geliştirilmeli. Çünkü
tüketici talepleri çok hızlı değişiyor. Bu ta-
lepleri önceden gören ve çözüm üreten
şirketler kendi sektörlerinde fark yaratıyor.
Zorlu’dan iş dünyasına tavsiyeler