EKONOMİK
FORUM
32
“Dış finansman imkânlarının daralması büyük risk”
KAPAK KONUSU
2
016 Türkiye’sinde sanayi-
nin önceliğinin ayakta
k almak olduğunu
düşünüyorum. Bek-
lenmedik şekilde kucağımız-
da bulduğumuz işçi zamlarını
hazmedebilmek, ekonomik,
politik ve jeopolitik risklerden
kendimizi koruyabilmek 2016’da
sanayicinin gündeminden hiç düş-
meyecek konular olacak.
2015’teki mevcut durumumuzu koru-
yabilirsek 2016’nın sanayi anlamında başa-
rılı bir yıl olduğunu söyleyebileceğiz. Gerek
yakın pazarların kapanması gerek işçi mali-
yetlerinde öngörülen artışlar gerekse ham-
madde temininde yaşanan zorluklardan
dolayı 2016’da sanayide üretim kapasitesi-
nin artacağı öngörülmüyor. 2015 yılındaki
kur farklarından dolayı bozulan bilançola-
rımızı düzeltmek için kârlılığımızı artırmak
zorunda kalacağız. Bunun için de mevcut
kapasitemizle daha verimli üretim yapmak
ve daha katma değerli ürünler üretmek
önceliğimiz olmalı.
İhracata yönelik üretim yapmak da Türk
sanayisinin önceliklerinden biri ol-
malı. Çünkü ihracata yönelmek-
le uluslararası arenada rekabet
gücümüzü artırmak için ister
istemez standartlarımızı hep
yüksek tutmak zorunda ka-
lıyoruz. Bu da her bakımdan
kapasitemizi geliştiren bir un-
sur oluyor. Cirolarımızı korumak
için de kapanan pazarlarımızın yeri-
ne yenilerini bulmamız gerekecek.
Eskiden ülkemizi tanımlarken kullan-
dığımız “üç tarafı denizlerle çevrili” ifadesi
“üç tarafı ateş çemberi” ifadesine dönüş-
müş durumda. Tabii ki bu durum bizim
ticaretimizi ve dolayısıyla ekonomimizi
de etkiliyor. Rusya ile başlayan politik kriz,
ekonomik bir krizi de doğurdu. Benzer şe-
kilde İran, Irak, Mısır ve Suriye ile ilgili olarak
yaşanan politik krizler, ekonomik krizleri de
beraberinde getirdi.
Yine dünya konjektöründe değerlen-
direcek olursak FED’in faiz politikasının
neden olacağı dalgalanmalar ve ona bağlı
kurların etkileşiminin doğuracağı olaylar,
risk değerlendirmelerimizde dikkate al-
mamız gereken hususlar olarak karşımıza
çıkacak. FED’in faiz operasyonları neticesin-
de gelişmekte olan ülkelere nakit akışının
azalması, dolayısıyla finansal kaynaklara
erişimin zorlaşması ve erişilse dahi mali-
yetlerin artması da göz önüne alınması
gereken hususlardır diye düşünüyorum.
Ekonomik ve politik krizler ile hem yurt
içi hem de yurtdışı kaynaklı huzursuzluk ve
çatışmalar 2016’da Türk reel sektörünün en
büyük handikapı olacaktır. Psikolojik trav-
maların yaşanmasına sebep olan bu olaylar,
insanları güven ve çalışma ortamlarından
uzaklaştıracak dolayısıyla bu da bizim ya-
tırım ortamlarından uzaklaşmamıza sebep
olacaktır. Bu durum da başta istihdam ve
ihracat olmak üzere temel ekonomik gös-
tergelerin beklenmedik ve de istenmedik
bir şekilde gerçekleşmesine sebep olabilir.
Sektörü ne olursa olsun, ister üretim
yapsın isterse ticaret ile uğraşsın; tüm sek-
törlerin 2016 için bir risk analizi yapması
gerektiğini düşünüyorum. Olabilecek risk-
leri önceden planlayıp gerçekleştiğinde
B planının hazır olması, reel sektörün çok
daha çabuk toparlanmasını sağlayacaktır.
“2016’da sanayicilerin B planı hazırda olmalı”
Denizli SOYönetim Kurulu Başkanı Müjdat KEÇECİ:
D
üşük büyümeye paralel olarak
ithalatın ve petrol fiyatlarının
düşmesi, cari açıkta bir düşüşe
yol açmıştır. Ancak buna rağmen
2015’te ilk 10 ayın sonunda ülkemizden top-
lam 9,2 milyar doların üzerinde bir yabancı
sermaye çıkışının olması, FED’in faiz artırı-
mıyla birlikte ülkemizin dış finansman sağ-
lamasını zorlaştıracaktır. Düşük büyüme cari
işlemler açığının ekonomide oluşturduğu
riski zayıflatmıştır ancak dış finansman ihtiyacı
devam etmektedir.
Büyüme %3-4 bandında olduğu sürece
işsizlikte anlamlı bir düşüş beklemek ger-
çekçi değildir. Bu yıl %10 dolaylarında olacak
olan işsizliğin 2016 yılında da bu düzeylerde
kalması beklenmektedir. İşsiz-
liğin mevcut koşullarda bir
nebze olsun azaltılması,
iş gücü piyasasını esnek-
leştirecek reformların
yapılması ve iş gücünün
niteliğini yükseltecek
mesleki eğitim program-
larının yaygınlaştırılmasıyla
mümkün olacaktır.
Türkiye ekonomisinin 2016 yılındaki
performansını ihracat pazarlarımızdaki ve
dünya ekonomisindeki gelişmeler etkileye-
cektir. ABD’deki faiz artışının bizim gibi geli-
şen ülkelere akan fonların azalmasına yol aç-
ması beklenmektedir. Türkiye gibi, yüksek dış
ticaret açıkları verdiği için yüksek dış
finansman ihtiyacı içinde olan ül-
keler için 2016 yılındaki en önemli
risk dış finansman imkânlarının
daralmasından kaynaklanmak-
tadır. Hükümetin açıklamış ol-
duğu Eylem Planı birçok yapısal
reform vaadini içermektedir. Bu
yapısal reformların bir an önce ger-
çekleştirilmesi 2016 ve sonraki yıllarda
ekonomik büyümeyi olumlu etkileyecektir.
Türkiye, küresel rekabet ortamında varlığı-
nı sürdürebilmek için yüksek teknolojili ve
yüksek katma değerli ürünlere yönelmelidir.
Dolayısıyla devlete olduğu kadar sanayicilere
de önemli görevler düşmektedir.
Ankara SOYönetim Kurulu Başkanı Nurettin ÖZDEBİR:
İŞ