EKONOMİK
FORUM
74
DOSYA
M
adencilik yönünden son yıl-
larda olumsuz bir tablo çizen
Türkiye, 2015’te başlıca kü-
çülmeyi madencilik sektö-
ründe yaşadı. 2014’te de benzer bir grafik
çizen madencilik sektörünün bu seyri,
ihracat rakamlarına da açıkça yansıdı.
2014’e göre 2015 yılında, değerde yüzde
15, miktarda ise yüzde 5 azalan maden
ihracatına karşılık, sektör ithalatında kayda
değer seviyede bir değişim görülmedi. Bu
dönemde, Türkiye’nin taşkömürü ithalatı
4 milyar dolar, demir cevheri ithalatı da
yaklaşık 1 milyar doları buldu.
2014 ‘de mermer-traverten (ham,
yontulmuş blok), işlenmiş mermer, bakır
cevherleri, krom cevherleri, tabii boratlar,
çinko cevherleri, feldspat, ferro krom,
kurşun cevherleri, kıymetli metaller ve
manyezitte yüz milyon doların üzerin-
de ihracat yapıldı. Bu 11 maden çeşidi,
3.9 milyon dolarlık maden ihracatının
yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor. Başlıca
düşüş gösteren ilk üç maden çeşidi ise
bakır ve krom cevherleri ile hammermer
traverten bloklar.
Irak pazarı da geriledi
Öte yandan 2014’te 100 milyon dola-
rın üzerinde ihracat yapılan ülkeler sıra-
sıyla, Çin, ABD, Belçika, İtalya, Irak, Suudi
Arabistan, Hindistan ve İspanya oldu. İhra-
catta en büyük gerileme Çin pazarında ya-
şandı. Kayda değer oranda düşüş yaşanan
bir başka ülke ise Irak oldu. İlk sekizdeki
diğer altı ülkede de küçük miktarlarda
ihracat gerilemesi görüldü.
Uluslararası boyutta bor ve mermer
çeşitlerinde rezervi bulunan Türkiye’nin,
uluslararası düzeyde başka maden rezervi
yok. Bu durumu örneklendirmek gerekirse
sadece Çin’in bir yılda üreterek, ekonomi-
sine kattığı taşkömürü miktarı, Türkiye’nin
sahip olduğu taşkömürü rezervinin dört
katına denk geliyor. Ayrıca, başlıca rezer-
vimiz bor konusunda da Türkiye’de yeterli
seviyede çalışılmıyor. Bu alanda yapılan
en son çalışma 10 yıl öncesinde kaldı.
Yaklaşık 10 yıl önce, Bor Enstitüsü kuruldu.
Enstitü, bor madenini kamuoyuna gele-
ceğin enerjisi şeklinde tanıttı. Bu süreçte,
bordan asfalt ve çimento üretilebileceği
keşfedildi.
İşletmeler KOBİ’lerden oluşuyor
Öte yandan, medyada değişik amaç-
larla gündeme taşınan toryum maden-
lerinin de bugün ne durumda olduğu
bilinmiyor. Bu rezervler de devlet teke-
linde olduğu için herhangi bir görüş bil-
dirilemiyor. Maden Tetkik ve Arama’nın
(MTA) tespit ettiği bazı linyitlerin ise ge-
lecekte yeni rezerv konumunda değer-
lendirilebileceği öngörülüyor. Türkiye’nin
madencilik sektöründeki işletmeleri de
daha çok, KOBİ’lerden oluşuyor. Ancak
madencilikteki küçülme eğilimi, bu tür
işletmelerin kapanmasına yol açacak şe-
kilde ilerliyor. Özellikle 1985’ten itibaren
Türkiye’de madencilikle ilgili uygulamaya
alınan yasal mevzuatlar, sektörü ileriye
değil, geriye taşıyor. Hatta 1990’lı yıllar-
dan sonra, madencilikle ilgili bürokratik
kadrolar sürekli aşındırıldı.
2000’li yıllara gelindiğinde ise sek-
törün gelişimi üzerinde yük oluşturan
mevzuat yükleri daha da belirginleşti.
16 Haziran 2012 tarihli genelgenin içine
madencilik faaliyetlerinin de dahil edilme-
si, sektörde birçok olumsuzluğa yol açtı.
Kanunlara ve Anayasaya açıkça aykırı olan
bu uygulama ile binlerce izin, ruhsat gibi
talepler, Enerji Bakanlığı ile Başbakanlık
arasında kaldı. Bu durum ise, Danıştay
8’inci Dairesi tarafından kaldırıldı.
Öte yandan 18 Şubat 2015 tarihli
kanun değişiklikleri ile mesleki yetki ve
kazanımlar geçersiz sayıldı. Yine bundan
her türlü projeyi ve bunların devlet adına
denetimleri de özel şirketlere tanınacak
bir hak olarak verildi. Bu uygulama da
Anayasa Mahkemesi tarafından ortadan
kaldırıldı. Birçok mevzuatın bu süreçte
sektörde uygulanması ve uygulamadan
kaldırılması kayda değer seviyede eko-
nomik yüklere yol açtı. Bu noktada, Tür-
kiye’nin, madenciliği herhangi bir ticari
faaliyet olarak görmekten vazgeçerek,
siyasi projelerle potansiyeli düşürmemesi
gerekiyor.
İhracatta en büyük gerileme Çin pazarında yaşandı. Kayda değer
oranda düşüş yaşanan bir başka ülke ise komşumuz Irak oldu.
İhracatta en büyük gerileme
Çin pazarında
yaşandı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı
İsmet KASAPOĞLU