Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  72 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72 / 132 Next Page
Page Background

EKONOMİK

FORUM

72

ARAŞTIRMA

canlılar dışında kesinlikle canlılara zarar ver-

memeli. Organik olarak üretilen ürünlerin,

sertifika ve etiketi olmalı ve tüketici bu bilinç-

le ürünü alıp, tüketebilmeli. Sürdürülebilir

tarımın ise organik tarım kavramından yak-

laşık 60 yıl sonra ortaya çıktığı bilgisini veren

uzmanlar, zamanla artan nüfus, şehirleşme,

sanayileşme ile organik tarımın katı kural-

larının yeterliliğini ve geçerliliğini yitirmesi

nedeniyle sürdürülebilir tarım uygulaması-

nın gündeme geldiğini bildiriyor.

Organik tarım ile sürdürülebilir tarımı

birbirinden ayıran temel faktör olarak sa-

nayileşme ve artan nüfus ile birlikte üretim

miktarında artışı hedefleyen bunu yaparken;

doğal kaynaklara, çevreye ve insan sağlığına

duyarlı üretim modeli olan sürdürülebilir

tarımın sanayiye entegre bir şekilde uygula-

nabilirliği. Kaynağını organik tarımdan alan,

yüzünü sanayi toplumunun ihtiyaçlarını kar-

şılamaya çeviren endüstriyel tarım modeli

olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkelerin ekonomik gelişmeleri için, eko-

nominin temelini olusturan tarım ve sanayi

sektörlerinin birbiriyle entegre olması ve bir-

birine paralel olarak gelişme göstermesi gere-

kiyor.Tarımsanayi entegrasyonu sadece ülke-

lerin gelismesi açısından degil, aynı zamanda

üreticiler ve tarıma dayalı sanayiler açısından

başlangıç seviyesinde bulunduğu, çiftçinin

üretttiği ürünü hak ettiği değere satma nok-

tasında borsa kurma faaliyetlerinin yetersiz

oluşu ve Avrupa’daki gibi kooperatiefleşme

faaliyetleriyle tarımda marka çıkaramama

gibi etmenler sözünü ettiğimiz artı değerin

de düşük kalması sonucunu doğruyor.

19 milyar dolar ihracat

Türkiye tarımı, 77 milyona ulaşan nü-

fusun gıda ihtiyacının karşıladığı gibi halen

197 ülkeye, bin 660 çeşit bitkisel ürün ihraç

ediyor. Bugün için bitkisel üretimde 111

milyon tona ulaşan üretim, 776 bin tona

ulaşan sertifikalı tohum, 150 milyon adet

sertifikalı fide ve fidan üretimi ile tarım sek-

törü pozitif anlamda gelişmesini sürdürüyor.

Tarım ürünlerine dayalı ihracat ise 19 milyar

dolara yükseldi. Yine tarımda kişi başına gelir

bin dolarlardan, 3 bin 500 dolarlar seviyesine

çıktı. Fakat söz konusu verilerin şimdilik ye-

terli geldiğini söylemek güç. Hali hazırda bir

kısım tarım ürünlerinde bilhassa yem katkı

maddelerinde net ithalatçı olunması ve dö-

nemsel olarak farklı ürün gruplarında yapılan

ithalat planlamaların nokta atışından uzak

olduğunu ortaya koyuyor. Yine Türkiye’nin

renkli toprak yapısına karşın renkli bir ürün

desenini oluşturacak desteklememodelinin

bir türlü hayata geçirilememesi ve üreticin

tek tip üretime yönelmesi kimi ürünlerde

net ithalatçı olma durumunu açıklıyor. Söz

konusu durum hayvancılık sektörü için de

geçerli. Ayrıca, tarıma dayalı sanayiiide yo-

ğun rekabet halinde olduğumuz Brezilya ve

Tayland’ın ihracatçısına sunduğu destekle-

rin henüz dörtte birini yakalamamış olma-

mız hayal ettiği oranda rekabet yapamayan,

ürününün getirdiği katkıyı hayal kırıklığı ile

karşılayan çiftçi modelini de beraberinde

getiriyor.

Sentetik girdilerin denetimi

Sürdürülebilir tarım, uzun dönemde do-

ğal kaynakların korunmasının yanı sıra çev-

reye zarar vermeyen tarımsal teknolojilerin

kullanıldığı tarımsal yapının oluşturulması

anlamına geliyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu

gibi Türkiye’de de daha fazla ekonomik kaza-

nımı bilinç dışı çabalarla elde etme anlayışı

sentetik üretim girdilerinin denetimsiz şe-

kilde toprağa karışması sorunu beraberinde

getiriyor. Günümüzde bu uygulamaların

doğal dengenin bozulmasına olan etkileri ve

besin zinciri yoluyla insanın ve tüm canlılara

ulaşabilen tehlike teşkil etmesi uzmanların

sanayi veya çevre kirliliği kadar üzerinde

durduğu bir konu oldu.

Artan nufüs, kentleşme ve sanayiye kar-

şılık, açlık ve kıtlıkla mücadele etmek zorun-

da kalan devletler, tarımda sürdürülebilirlik

ilkesi çerçevesinde, kaynakları gözeterek,

henüz doğallığını kaybetmemiş teknikle-

re yönelmek zorunda kaldı. Uzmanlar ilaç,

sentetik gübre gibi doğal olmayan girdilerin

tarımda kullanılmasından kaçınılarak kali-

te, sağlık ve çevresel standartlarla buluşan

sürdürülebilir tarım tekniklerinin anahtar

konumda olduğunu belirtiyor. Sürdürüle-

bilir tarım kavramı aynı zamanda tarımsal

üretimde agronomik, çevresel, sosyal ve

ekonomik boyutları dengelemeyi hedefle-

yen bir yaklaşım şekli olarak da ele alınabilir.

Söz konusu amaçlar; bir yandan tarımda

verimliliğin korunması, diğer yandan da

çevreye verilen zararı minimize ederek, uzun

dönemde ekonomiyi canlı tutmak ve tarımla

uğraşanların yaşam kalitesini yükseltmek

şeklinde sıralanabilir.

Organik tarımla karıştırılmamalı

Sürdürülebilir tarımın pratiğe yansıma-

sı açısından önem taşıyan organik tarımın

sıklıkla sürdürülebilir tarım ile karıştırıldı-

ğına dikkat çeken uzmanlar, iki uygulama

arasında temel noktalara dikkat çekiyor.

Başlangıçta tarım topraklarının korunması

için başlatılan organik yetiştiricilik, sonra-

dan tüketicilerin sağlıklı beslenmelerine ve

organik yetiştiricilik ve tüketicilerin sağlıklı

beslenmelerine ve üreticilerin menfaatleri-

nin korunmasına yönelik çalışmalarına ağırlık

verdi. Uzmanlar, ekolojik sistemde hatalı uy-

gulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi

yeniden kurmaya yönelik insana ve çevreye

katı kurallarla bağlı sistemlerini içeren orga-

nik tarım uygulamasında; sentetik kimyasal

ilaçlar ve yeşil gübreleme, münavebe, top-

rağın muhafazası, parazit ve predatörlerden

yararlanmayı tavsiye eden ve üretim mikta-

rında artışa değil, kaliteye odaklanan üretim

şekli olarak tanımlıyor.

Uzmanlar, sürdürülebilir tarıma göre çok

daha katı kuralları olan organik tarımın özel-

liklerini şu şekilde sıralıyor; bitki besleme

amacıyla toprağa verilenmaddelerin, üretim

ve tüketim süreçlerinde bitki, hayvan ve in-

san sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olmama-

lı. Kullanılma mecburiyeti bulunan tarımsal

preparatlar doğal olmalı, hedefi olan zararlı

38.5

MİLYAR HEKTAR

TÜRKİYE’NİN TARIM

ARAZİLERİ VARLIĞI