EKONOMİK
FORUM
114
gerek içten, gerek dıştan gelecek sorumsuz
ve her türlü kontrole karşı yiğit bir savaş sayıl-
malıdır. Bu savaşta hele yönetim ve kontrolü
doğrudan doğruya devlet elinde olan bu
teşebbüslerde finansman, projeleme tesis
ve işletme işlerinde dile düşen yolsuzlukların
olmayışını bu işlerde görev ve sorumluluk ka-
bul eden devlet ve iktisadi devlet teşekkülleri
kadrolarının ahlak ve karakter sağlamlığının
bir delili olarak övmelidir”demektedir.
İkinci Beş Yıllık Plan
Birinci Plan’ın başarılı olarak zamanın-
dan önce bitirilmesiyle İkinci Beş Yıllık Sa-
nayi Planı’nın hazırlıklarına 1936’da başlan-
dı.1938 yılında da uygulamaya geçildi.
İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile
gerçekleşemeyen ikinci plan birinciye oran-
la daha geniş kapsamlı idi. Yüz dolayında
fabrika kurulması öngörülen planda kuru-
lacak fabrikalar için şu alanlar belirlenmişti:
Madencilik, kömür, elektrik santralleri, ya-
kıt sanayi ve ticareti, toprak sanayi, gıda sanayi,
kimya sanayi, makine sanayi, deniz ulaşımı.
Birincisinden hayli farklı alanlarda yatırı-
mı öngören ikinci plan ihracata yönelmeyi
hedeflemekte yatırım ve ara mallarına ve alt
yapıya öncelik vermekte idi.
Atatürk’ün ölümünden sonra değişen
ekonomik politikalar ve biraz da İkinci Dün-
ya Savaşı nedeni ile uygulanamayan İkinci
Beş Yıllık Sanayi Planı’nı hazırlayan Celal Ba-
yar’ın Atatürk’ün kalkınmaya verdiği önemi
anlatması bakımından buraya alıyorum
Celal Bayar:
Atatürk Dolmabahçe Sa-
rayı’nda son günlerini yaşıyordu ve ben de
kendisinden emir almak ihtiyacını duyuyor-
dum. Beş senelik yaptığımız plan muvaffaki-
yet (başarı) ile bitmişti. İki buçuk senelik bir
programhazırladım. Her şeyini tamamladım
ilan edeceğim. Atatürk hastalığı sırasında
matbuatı (basını) da takip eder, gözlüğünü
takar, yatağının içerisinde gazeteleri gözden
geçirirdi. Emrini almadan gazeteyle ilan eder-
sem kendisini ihmal ettiğim manası çıkar.
Ona izah edersem memleketin hayrına bir
iş yapıldığını görmekten manen çok büyük
bir zevk alır”diye düşündümve doktorlardan
izin istedim. “Böyle bir vazifem var, bunu arz
edeceğim” dedim. Bana 15 dakika mühlet
(süre) verdiler. Hazırlanmış beni bekliyor.
Beni dinlemek için gayret de gösteriyor. An-
latmaya başladım. 15 dakika dolduğu halde
anlattıklarımdan zevk alıyor ve kudret gös-
teriyordu. Devam ettim. Dışarıdan doktorlar
Katibi Umumi vasıtası ile“Yoruldunuz Paşam”
diye haber gönderdiler. Onlara kızdı. “Ben
bu işlerden yorulmam, oturunuz bakınız bu
adam ne anlatıyor, siz de dinleyiniz” dedi.
Bakın ne kadar önem veriyor. Bittikten son-
ra “Muvaffakiyet (başarı) temenni ederim,
başlayınız. Ama izahatınız (açıklamanız) ara-
sında bir sözünüzü daima tekrar ettiniz. Bir
meseleyi anlatıyorsunuz bunun mali ciheti
(yönü) de temin olunmuştur diyorsunuz. Bu
dikkatimi çekti” dedi. Ben, bizim vazifemiz
memleketin ekonomisini inkişaf (yüceltmek)
sanayileşmeyi mutlaka temin ederek cihaz-
lanmaktır. Bunun için yapılacak şey, milletin
bütün gücünü seferber etmek, meydana
çıkarmak, çalışmak ve çalıştırmaktır. Bunu
duyurmak istiyorum”dedim.
Atatürk’ün en son söylediği budur. Bu
memleketin ne kadar meydana çıkarıla-
cak, ortaya dökülecek imkanı varsa sanayi-
leşmemiz için seferber edilmelidir. Kuvvei
membalarımızdan (kaynaklarımızdan) isti-
fade etmelidir. Bunu söylemek istiyorum.
Nur içinde yatsın (Atatürk’ten Duymadığı-
nız Anılar. Nazmi Kal).
Aynı konuda Afet İnan’ın anısı da Ata-
türk’ün kalkınmaya bakış açısını çok iyi an-
latmaktadır.
Prof. Dr. Afet İnan:
Ekonomik mese-
lelere hakikaten çok önem verirdi. Birçok
yeni bakanlara verdiği talimatları hatırlıyo-
rum. Hastalığında başbakanla konuşuyor-
du. Şöyle diyordu. “Dünya bir İkinci Cihan
savaşına doğru gidiyor, biz dış siyasetimizi
tarafsız olarak ve ittifaklarımıza riayet ederek
sürdürmeliyiz. Fakat asıl mesele ekonomik
planlarımızı tam manası ile uygulamak ve
bunları bir an evvel yetiştirmektir”.
İşte bu hükümet tarafından hazırlanmış
bir harita (fotoğraf ). Nerede ne kaynaklar var,
hangi fabrikalar buralarda yapılabilir. Onları
gösteriyor.
Bunun gibi daha pek çok harita var. Yani
bir tane değil. Devletçilik zaman zaman mü-
nakaşa ediliyor, üzerinde duruluyor. Fakat
benim bu konuda öğrendiğim ve bildiğim
şudur. Altyapı kuruluşlarını yolları, elektrik ve
diğer sulamaları hepsini hükümet yapacaktır.
Nerede ne fabrikalar kurulacak onun etüdü-
nü yapacaktır. Özel sektöre de bu etütler çer-
çevesinde izin verilecektir, gelişi güzel yerde
fabrikalar kurulmayacaktır. Asıl hükümetin
vazifesi bu olacaktır. Buna çok ehemmiyet
vermiştir. Maalesef bugünkü tablo tam ter-
sinedir. Her tarafta düzensiz plansız herkes
istediği gibi fabrikalar kurmuştur (Atatürk’ten
Duymadığınız Anılar-Nazmi Kal).
EKONOMİ TARİHİ
Afet İnan
Nazmi Kal’a 1981
yılında Atatürk’ün
yaptığı ve yapacağı
fabrikaların
haritasını
gösteriyor
Şişe Cam fabrikası