forum236 - page 82

Türkiye’de altına yatırım ve
araştırmalar ne durumda?
Türkiye’de yıllık 150 ton kapasiteli bir
rafinerinin kurulması ve altın borsasının
açılması çok önemli olmuştur. İstanbul
Altın Borsası, altın, gümüş ve platin gibi
işlenmemiş kıymetli madenlerin işlem
görmesi amacıyla 1995 yılında faaliyete
geçti. Bugün için ülkemizde altın madenci-
liğiyle fiilen uğraşan 25 şirket bulunuyor.
Bu şirketlerden 17 tanesi yabancı, sekizi
Türk sermayeli şirkettir (Sistem işlediği
için bu rakamlarda küçük değişiklikler ola-
bilir). Yabancı şirketlerin sahip olduğu al-
tın arama/işletme ruhsat sayısı 128 olup,
bunlardan 20’sinde işletmeye geçildiği be-
yan edilmiştir. Yabancıların elinde ayrıca
87 adet işletme izni henüz alınmamış ruh-
sat ve altı adet de altın ve gümüş ruhsatı
bulunmaktadır. Türk sermayeli şirketlerin
sermayelerinin de ne kadarlık bir kısmı
“gerçekten” Türk sermayesidir araştırıl-
maya değer bir diğer konu. Türk sermayeli
olarak adlandırdığımız şirketlerin büyük
bir kısmı, araştırmaların ileri safhalarında
veya işletme döneminde yabancı ortaklar-
la devam ettikleri bilindiğinden, altın ma-
denciliği içinde önemli bir Türk sermayesi
vardır diyemeyiz.
Bu 25 şirketten sadece 3-4 tanesinin
işletme safhasına gelip altın üretmeye
başlamış olması ise dikkat çekici bir diğer
konu. Bu kadar yabancı ve Türk şirkete
rağmen altın üretimimizin 11 tonu geçme-
mesi biraz garip gelmiyor mu?
Türkiye’deki altın üretimi ve
tüketimi bugün hangi noktada?
Altın üretimine 1,4 ton ile 2001 yılın-
da başlayan ülkemizde, son yıllardaki yıllık
üretim 10-29 ton arasında değişmiştir. Bu
miktar, dünya altın üretimin önemsiz bir
parçasıdır. Ülkemizin Merkez Bankası al-
tın stokları ise World Gold Council’a göre
Kasım 2013 itibarıyla 490,2 tondur.
Konuşmalarınızdan, altın
madenciliğinin yabancı sermayeyle
yapılmasına karşı bir tavrınızın
olduğunu çıkarabilir miyiz?
Kesinlikle hayır! Altın madenciliği ya-
pılsın diye en çok mücadele eden kişiler-
den biri olduğumu bilenler bilmektedir.
Tevazu göstermeden, altın madenciliğinin
ülkemizde gelişmesine çok önemli katkıla-
rım olduğunu da belirtmeliyim. Türkiye’de
altın madenciliğinin bilimsel anlamda hiç
konuşulmadığı 1987-1988 yıllarında, Kas-
tamonu’da listvenitik kayaçlar içinde altın bulup, bunu Hacet-
tepe Üniversitesi’ndeki sempozyumda sunmam ve 1990 yılın-
da Avrupa’nın en prestijli dergilerinden biri olan Terra Nova’da
yayımlanmasından sonra, maden arama kurumlarımızca araş-
tırılan fakat geçmişte önem verilmeyen benzeri 28 yerde yeni
bakışla araştırma yapılarak altın yatakları bulunmuştur.
Geçmişte, plaser (dere kumundaki döküntüler) yatak olan
adlandırılan Hatay Kisecik köyünde Akıllı Çay’daki altınların
kaynağı olan damar tipi yatakların varlığını ortaya çıkarmak
da 1989’da bana nasip oldu. Bu tip yataklardaki modeli ortaya
koymamdan sonra da birçok benzeri yatak bulundu. Döne-
min gazetelerinde sekiz sütuna manşet olan bu yataklardan
üretilen ilk altın da MTA pilot tesislerinde üretildi. Dönemin
Enerji Bakanı Fahrettin Kurt’un 1991’de TBMM’de göstererek
“ilk Türk altını” adını verdiği altınlar da bu yataktan. üretilen
altınlardır.
82
EKONOMİK
FORUM
GÜNCEL
“BUGÜN TÜRKİYE’DE
ALTIN MADENCİLİĞİYLE
FİİLEN UĞRAŞAN 25 ŞİRKET BULUNUYOR.
BU ŞİRKETLERDEN
17 TANESİ YABANCI,
SEKİZİ TÜRK SERMAYELİ ŞİRKETTİR.”
PROF. DR. DOĞAN AYDAL
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
1...,72,73,74,75,76,77,78,79,80,81 83,84,85,86,87,88,89,90,91,92,...132
Powered by FlippingBook