38
EKONOMİK
FORUM
lasyon gibi önemli ekonomik dengesizliklerin devamlılığını
koruduğu yorumu yapılıyor.
En önemli uyarının düşen büyüme hızı, yüksek cari açık
ve dış borç konusunda olduğu görülüyor. Bu uyarı
“yavaşlamış
bir büyümede bile dış borcun yüksek seviyelerde seyretmesi, bu
durumda yabancı yatırım akışı tersine döndüğü takdirde ülke
ekonomisinin zayıf duruma düşeceği”
yönünde yapılıyor.
Özellikle devlet yardımları ve kamu alımları sistemine
saydamlık kazandırılmamış olması eleşti-
rilmeye devam ediliyor.
Rapor ilk defa bu sene
“son dönemde
ekonomi politikaları oluşum süreçlerinin
ülkedeki siyasi gerilimden etkilendiğinin
gözlemlendiğine”
dikkat çekiliyor.
(d) Gümrük Birliği:
Dünya Ban-
kası’nın kendi teklifiyle gerçekleştirdiği
Gümrük Birliği Değerlendirmesi Rapo-
ru’nun nisan ayında yayımlandığının ve
Rapor’un ticari ilişkilerin genişletilmesi
ve işleyişiyle ilgili sorunların ele alınması
gerektiğine işaret ettiğinin belirtilmesine
karşın, Rapor’da yer alan önerilerin haya-
ta geçirilmesi yönünde somut bir girişim
yapılıp yapılmayacağı belirtilmiyor.
(e) AB Müktesebatı’na Uyum:
17’nci Türkiye İlerleme Raporu’na göre,
Türkiye’nin AB müktesebatına uyum du-
rumunda
(Bkz. sağ sayfadaki tablo)
son bir sene içinde önemli bir değişiklik
olmamıştır. Türkiye’nin başta Malların
Serbest Dolaşımı, Mali Hizmetler, Enerji,
Bölgesel Politikalar ve Yapısal Araçların
Koordinasyonu olmak üzere 24 müzakere
faslında, AB müktesebatına orta ve ileri
derecede uyum sağladığını ayrıntılarıyla
ortaya konuluyor. Söz konusu perfor-
mans, özellikle siyasi engellerin etkisiyle
müzakere sürecine yansıtılmıyor.
Ancak, Türkiye ile AB dış politikada
işbirliği alanında niyetli gözükürken, Dış
Güvenlik ve Savunma Politikası faslında
AB kararlarının %29’una katılım sağla-
mıştır. 2013 yılında %46 olan bu oranın
2014 yılında 23 puan azaldığı gözlem-
leniyor. Taraflar arasında dış politikada
sağlıklı bir işbirliği için uyumlu kararların
sayısının artması gerekiyor.
GARP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK!
2014 Yılı İlerleme Raporu ışığında
Türkiye-AB ilişkilerine bakıldığında çok
olumlu bir değerlendirme yapmak müm-
kün değil. Her ne kadar Türkiye AB katı-
lım hedefine stratejik bir önem atfettiği-
ni resmi söylem olarak ortaya koysa ve
AB’nin faydasına inanan toplum kesimi
genişlese de, en azından kısa vadede bu
konuda ciddi bir aşama kaydetmek müm-
kün gözükmüyor.
AB de şu anda Türkiye’nin katılım
sürecine bir canlılık kazandırma hevesi-
ne sahip olmadığı izlenimini veriyor. AB
katılım müzakerelerinin canlanması için
Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ve temel
TEPAV