forum 250 - page 94

Her zamankinden
daha çok
“tarih bilinci”
gerekiyor
RÜŞTÜ BOZKURT
B
iz insanlar, dışımızda olup biten olay ve ol-
guları daha kolay açıklayabiliyoruz. Biraz
emek ve zaman ayırdığımız zaman, bilim
ve teknolojinin birikimlerinden yararlana-
rak, olup bitenleri açıklayabiliyoruz. Bizimdışımızda
olanları anlamak işin yarısı. Öteki yarısına baktığı-
mızda, daha zorlu bir alanla karşı karşıyayız:
Ken-
dimizi anlamak ve kendimizle başa çıkabilmek.
Kendimizi anlama ve kendimizle başa çıkma
zaaflarımız, dünya genelindeki eğilimlerin yarattı-
ğı fırsat ve tehditleri erken uyarıyla algılamamızı
engelliyor. Ülkemizi yönetenlerin zamanında ön-
göremediği ve önlem alamadığı en büyük kaybı,
Saniyi Devrimi’ni kaçırmamız olmuştur. Daron
Acemoğlu’nun saptamasına göre,
“Türkiye Sanayi
Devrimi’ni kaçırmış tipik ülkelerden biridir.”
SanayiDevrimi
üç önemli evresini geride bırak-
tı: Birinci evre, düşük basınçlı buhar makinesinden
başlayarak, içten patlarlı motorların, elektrik mo-
torlarının ve jet motorlarının üretimde kullanılma
aşamasıydı. İkinci aşama,
“kayan bant sistemi”
yle
üretimde verimliliklerin artırılması, az kişinin ya-
rarlandığı, karmaşık ve maliyeti yüksek ürünlerin
kitlelere ulaşacak biçimde yalın ve ucuz ürünlere
dönüştürülmesi olan
“güçlendiren yeniliklerin”
yaygınlık, yoğunluk ve derinlik kazanması. Bu aşa-
manın tipik örneği,
“Ford’un T Tipi otomobili”
pi-
yasaya sürmesiydi. Üçüncü aşama, 1969 sonrasında
elektronik kontrol sistemlerinin üretimde veri ve
bilgiyi kontrol etmesi oldu.
Bu aşamada
“sürdüren yenilikler”
öne çıktı.
Bugünün ürünlerini dünkünün yerine koyabildiğiniz
bir gelişmeye tanıklık ettik. Şimdi
“verimlilik yeni-
liklerinde”
sıçrama yapacağı iyice belirginleşmiş
olan
makinelerin birbiriyle iletişim kurabildiği
aşamaya
geldik. İlk üç aşamayı yakalayamamış
olmamızın nedenleri üzerinde bir ortak görüşe ula-
şarak, kitle aklında sapmaları azaltmanın zamanıdır.
İşletme ve Finans Dergisi
’nde Temmuz
1999’da
Ali Bilge
’yle yaptığı söyleşide
Bülent Gül-
tekin
, ülkemizi
“Realize edilmemiş potansiyeli
olan bir ülke”
olarak tanımlıyor. Çağımızda çok
önemli değişmeler yaratacağı iyice belli olan
“M2M”
ya da
“Endüstri 4.0”
gelişmeleri için potansiyelle-
rimizi iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Gültekin
’in
geçmişte fırsatları kaçırmamızın ardındaki temel
neden olarak gösterdiği,
“Ülkeyi son derece keyfi
yönetebilmekoşulları”
geçerliliğini koruyorsa kor-
karımki, karşımıza çıkan bin yılın fırsatını da kaçıra-
biliriz. Her zaman yinelediğim gibi, bizim iyiliğimizi
istemeyenlerin
“Türkler fırsat kaçırma fırsatını
asla kaçırmaz!”
yargısını da haklı çıkarmış oluruz.
HUKUK DÜZENI VE KURUMLAR
Biri toplumun potansiyellerini iyi değerlendir-
mesi ve gelişme düzeyini yükseltmesinin gerekli
şartlarından biri de
hukuk düzeni ve işleyen ku-
rumların
varlığıdır.
Bülent Gültekin
’in
“Hukuk
düzeni ve kurumlar olmadığı gibi, kurumların
olmadığı bir yerde adeta bir orman kanunuyla
yönetilen bir ekonomi ortaya çıkıyor”
saptama-
sına da katılıyorsak, ülkemizin geleceği adına ciddi
düşünmek, harekete geçmek gerekmez mi? Eğer,
ileri sürüldüğü gibi,
“yönetimde keyfilikhakimse,
şeffaflık yoksa krizlerle düğümlenen gelişme
çizgisine oturma ihtimali daha yüksekse, ülke
zenginleşse bile çok da mutlu ve çağdaş bir ülke
olmuyor”
saptamasının işaret ettiği tuzağa düşmez
miyiz? Böylesi bir gelişmeye,
“Parçalı ve palyatif
önlemler alınarak”
yanıt verilirse potansiyellerin
israfı kaçınılmaz olmaz mı? O zaman,
Gültekin
’in,
“Türk halkı ne talep edeceğini bilmiyor”
sözü
haklılık kazanmaz mı?
Hukuk sisteminin ve işleyen kurumların varlığı
Kendimizi anlama ve kendimizle başa çıkma zaaflarımız, dünya
genelindeki eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehditleri erken uyarıyla
algılamamızı engelliyor. Ülkemizi yönetenlerin
zamanında
öngöremediği ve önlem alamadığı en büyük kaybı
, Sanayi
Devrimi’ni kaçırmamız olmuştur.
YÖNETİM
94
EKONOMİK
FORUM
1...,84,85,86,87,88,89,90,91,92,93 95,96,97,98,99,100,101,102,103,104,...132
Powered by FlippingBook