yanlış yönde atıldı. Nisan ayında tüketim vergi-
sinin artmasının ardından GSMH’nin düşmesi
Keynesçi ekonomiyi destekleyen bol miktardaki
kanıta yenilerini ekledi.
ABD’de kemer sıkma politikası düşük dozda
uygulandı ve en iyi ekonomik performans elde
edildi. Ama ABD’de bile kamu sektörü çalışan-
larının sayısı kriz öncesi rakamın kabaca 650
bin kadar gerisinde. Normalde, iki milyon kadar
fazla olması gerekirdi. Sonuç olarak ABD’de de
büyüme o kadar cansız ki, ücretlerde temelde
hiçbir hareket yok.
Yeni gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde
büyümenin yavaşlaması büyük oranda Çin’deki
yavaşlamanın bir yansıması. Çin bugün (satın
alma gücü paritesi açısından) dünyanın en bü-
yük ekonomisi ve uzun zamandır küresel büyü-
meye en çok katkıyı yapan. Ama Çin’in çarpıcı
başarısı, ne kadar çabuk çözülürse o kadar iyi
olacak sorunları da beraberinde getiriyor.
Çin ekonomisindeki nicelikten niteliğe ge-
çiş normal ve hatta gereklidir. Ve Başkan Xi
Jinping’in yolsuzlukla mücadelesi ekonomik
büyümenin daha da yavaşlamasına yol açacak
olsa bile, kamu sözleşmeleri felce uğradığından,
Xi’nin yumuşaması için hiçbir neden yok. Tersi-
ne, yaygın çevresel sorunlar, eşitsizlik düzeyinin
yüksek ve yükseliyor olması ve özel sektördeki
sahtekarlık gibi onun hükümetine duyulan gü-
veni sarsan diğer kuvvetlerin aynı gayretle ele
alınması gerekir.
Kısaca, dünya Çin’den 2015 yılında küresel
toplam talebi desteklemesini beklememelidir.
Tersine, kapatılması gereken delik daha da
büyüyecektir.
Bu arada, Rusya’da, Batının yaptırımlarının
büyümeyi yavaşlatmasını ve bunun zaten za-
yıf durumdaki Avrupa’yı olumsuz etkilemesini
bekleyebiliriz. (Bu ifade yaptırımlara karşı bir
iddia değil. Dünya Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline
tepki vermek zorundaydı ve kendi yatırımlarını
koruma derdine düşerek aksini savunan Batılı
CEO’lar rahatsız edici bir ilkesizlik sergiledi.)
DÜNYAYI BEKLEYEN ASIL SORUN
EKONOMİ DEĞİL
Son altı yıldır, Batı’da para politikasının
günü kurtarabileceğine inanılıyor. Kriz muaz-
zam bütçe açıklarına ve borcun artmasına yol
açtı ve kaldıraçsızlığa ihtiyaç duymanın mali
politikayı kenara koyma zorunluluğu anlamına
geldiği düşünülüyor.
Mesele şu ki, düşük faiz oranları, üretilen
ürünler için talep almayan firmaları yatırıma
teşvik etmeyecek. Düşük oranlar yüzünden,
(haklı nedenlerle) gelecek kaygısı taşıyan in-
sanlar tüketmek için borç alma isteği de duy-
mayacak. Para politikasının yapabileceği şey
varlık-fiyat baloncukları oluşturmak. Hatta
böylece Avrupa’daki devlet tahvillerinin fiyatı
desteklenerek bir kamu borcu krizinin önüne
geçilebilir. Ama açık olmakta fayda var: gevşek
para politikalarının küresel refahı geri getirme
olasılığı sıfır.
Bu da bizi tekrar siyaset ve politika konusuna
döndürür. Dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şey
taleptir. Özel sektör, mali otoritelerden cömert-
çe destek alsa bile, bunu beslemez. Ama mali po-
litika bunu yapabilir. Elimizde sermayenin reel
maliyetinden çok daha yüksek kâr getirebilecek
ve üstlenen ülkelerin bilançolarını güçlendire-
bilecek çok sayıda kamu yatırımı seçeneği var.
2015’te dünyayı bekleyen esas sorun ekono-
mi değil. Bugünkü halsizliğimizi nasıl atacağımı-
zı biliyoruz. Asıl sorun aptal politikamız.
Telif Hakkı:
Project Syndicate, 2014.
Düşük faiz
oranları, üretilen
ürünler için talep
almayan firmaları
yatırıma teşvik
etmeyecek.
Düşük oranlar
yüzünden,
gelecek kaygısı
taşıyan insanlar
tüketmek için
borç alma isteği
de duymayacak.
Para politikasının
yapabileceği
şey varlık-fiyat
baloncukları
oluşturmak.
EKONOMİK
FORUM
81