hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Güngör, Avrupa Konse-
yi’nin karar organı Bakanlar Komitesi’nin de bu konuda tavsiye
kararları bulunduğunu hatırlattı.
Danıştay olarak idari uyuşmazlıkların alternatif yöntemlerle
çözülmesi konusunda, dünyanın birçok ülkesinde yapılan çalışma-
ları yakından izlediklerini anlatan Güngör, Almanya’nın Bavyera
eyaletindeki idari yargıçlara tanınan uzlaştırma yetkisinin güzel
bir örnek teşkil ettiğini sözlerine ekledi.
YARGI AĞIR İŞYÜKÜ ALTINDA
Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise Anayasa’nın
9’uncumaddesine göre yargı yetkisinin Türkmilleti adına bağımsız
mahkemeler tarafından kullanıldığını ve asli sahibinin Türkmilleti
olduğunu hatırlattı. Yargının yılda yıla aktarılan değişmez sorunla-
rının başında ağır iş yükünün geldiğini, Yargıtay’ın ağır iş yükünün
çözülmesinin önemini anlatan Cirit, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun nedeni, yargı kabul etsek de etmesek de SOS vermek-
tedir, imdat çığlığı atmaktadır. Yargı mensupları çok ağır işi yükü
altında çalışmakta ve Türk’ye’de tüm ihtilaflar yargı içinde çözül-
mekte, hâkim ve savcı sayımız yetersiz kalmaktadır.”
Türkiye’de adli yargıda 13 bine yakın, idari yargıda da Danıştay
da dâhil 2 bine yakın hâkim ve savcı bulunduğuna dikkat çeken
Cirit, Türkiye’de her üç kişiden birinin yargıya taraf veya davalı
olduğunu, etkin ve adil bir bilgilendirme sistemi kurulamadığı için
yargının da bunları çözmekte zorlandığını söyledi.
Cirit, 2014 yılında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca %44,6 ora-
nında kovuşturmaya yer olmadığı şeklinde karar verildiğini dile
getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“%43’ü, yani 2 milyon 928 bini dava açılmasına ilişkindir.
Yetkisizlik, fezleke düzenlenmesi, görevsizlik, birleştirme, başka
bir büroya gönderme şeklinde de 767 bin karar verilmiştir. Yani
toplam 6 milyon 800 bin ihtilaf olmuştur. Bunlardan yarısı dava
konusu olmuştur ve bu ihtilafların%37’si, sayı olarak 1milyon 455
bini sonunda bir ceza çıkmıştır.”
EKONOMİK
FORUM
69
i
HABER
rumak için var olduğunu ifade eden Danıştay
Başkanı Zerrin Güngör, yargının uyuşmazlık-
ları çözmek konusundaki öneminin ötelene-
meyeceğini, ihmal edilemeyeceğini belirtti.
Devlet gücünü kullanarak millet adına
yargılama yapan yargıçların, verdikleri karar-
larla toplum vicdanını rahatlatması gerekti-
ğine dikkat çeken Güngör, “Yargıya güvenin
tesisi ve sürekliliği, yargı mensuplarının ma-
kul sürede verdikleri kararlardaki isabete bağ-
lıdır. Güven duyulmayan ve saygınlığı zede-
lenmiş yargı sisteminin bulunduğu bir ülkede
hukuk güvenliğinin sağlanması, ekonomik
ve sosyal istikrarın devam ettirilmesi kolay
olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Toplumun, yargıdan, adil yargılama ve
davaların makul sürede karara bağlanmasını
beklediğini vurgulayan Güngör, Anayasa’nın
ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili
maddelerinde de davaların makul sürede
bitirilmesinin öneminin vurgulandığını dile
getirdi.
Yıllar içinde dava sayılarında olağanüstü
artış meydana gelmesinin, davaların daha
iyi sonuçlanması ve adil yargılama ilkesinin
ihmaline yol açtığını anlatan Güngör, yargı-
nın türlü nedenlerle geç karar vermesinin,
yeni toplumsal sorunlar oluşturmasının yanı
sıra adalete güven duygusunu sarsacağına da
dikkati çekti.
Türk idari yargı sistemi açısından yeni
bir çözüm olarak dava dışı veya içi alternatif
uyuşmazlık çözümyöntemlerinin tartışılması
ve yasal altyapı çalışmalarının tamamlanarak